Kuran Müslümanlığı

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Bazı karı kocalar vardır, gül gibi geçinirken bir kavgaya tutuşurlar, artık ne kadar kirli çamaşırları varsa ortaya dökülür. Bütün pisliklerini konu komşu öğrenir. Ne adamın ayak kokusu kalır ne de kadının horlaması öğrenilmedik.

Şimdi bizim iktidar ile ortağı cemaat kavgaya tutuştu ya, aynı şeyler oluyor. İnternette kasetler cirit atıyor. En son rastladığım Fetullah Gülen kaseti gerçekten ibretlik. Beyefendi üzerine basa basa Kuran Müslümanlığını sapıklık olarak niteliyor.

Şaşırdık mı? Tabii ki hayır. Bir dönem bir fırsat bulup bunların sohbet toplantılarına katılmıştım. Bir – iki sayfa Arapça kuran okuduktan sonra Kuran bir yana bırakılıp beyefendiye ait kitaplar açılıyor ve Emevi islamı, yani hurafeler dini beyinlere işleniyor.

Bunların için Müslümanlığı Kurandan öğrenmek, kuranın istediği Müslüman olmak tabii ki sapıklıktır. Adamlar haklı, sen hurafe dininden, Emevi islamından sap, Kuran Müslümanı ol, olacak iş değil, külliyen sapıklık.

Bunların ataları da aynı yolu izlemediler mi? Hepimizin evinde birer Kuranıkerim vardır, ama Arapça olduğu için anlamayız. Birde günah korkutmacası ile o güzelim bilgi kitabını kat kat çaputlara sarıp erişilmeyecek bir yere asmışız, ne olduğunu anlamadığımız, okuyup araştıramadığımız bir tabu haline getirmişizdir. Sonra da soranlara “elhamdülillah Müslüman’ım” deriz. Eh, biz dinimizi bile başkasından öğrenecek kadar tembel, din kitabımızın anlamadığımız bir dilde olmasını kabul edecek kadar aciz olursak, birileri de çıkıp içimizden Müslümanlığı Kurandan öğrenmeye kalkana sapık der. İncil, Latince yazılmıştır. Oysa bu gün bütün Hıristiyanlar için İncil kendi dillerindedir. “Kuran Türkçeye çevrilemiyor” sözü ise tam bir aldatmacadır. İslamiyet ilk Araplara inmiştir. Allah da Kuranda “Bu kitabı okuyup anlayasınız diye sizin dilinizde indirdik” diyor. Yani okunup anlaşılmasını istiyor. Biz ne yapıyoruz? Çaputlara sarıp duvarın en yüksek yerine asıyoruz. O zamanda bu hurafe dininin temsilcilerinin etkisi altına kolayca giriyoruz.

Etki altında kalmak sadece dini yönden olmuyor. Politik yönden de maalesef aynı yerlerdeyiz. Bir defa çalışmadan elde edilecek hiçbir şeyin temiz olmadığını, bir karşılığının olduğunu öğrenmemiz gerekiyor. Çalışmadan, bedelini ödemeden elde edilecek her şey haramdır, kirlidir. (Bir kişiden veya yardım amaçlı kurulmuş bir kurumdan alınacak sadaka veya yardım farklıdır.) Alacağınız ufak tefek şeyler ile ağızlarınız kapatılır, beyniniz mühürlenir. O duruma gelirsiniz ki, ortaya dökülen onca pisliği, yolsuzluğu, haramı görmezden gelmek zorunda kalırsınız. O rezaletin sahiplerini savunuyor duruma düşersiniz.

Eğer gerçekten temizseniz gelin muhteşem dinimizin muhteşem kitabının gerçek anlamda dilimize çevrilmesini talep edelim. (Meal değil) Sonrada mukaddes kitabımızı Allahın bize verdiği akıl ile okuyup, emrettiği gibi anlayalım, yaşayalım.

 

Cem Osman TAMTÜRK

cem.tamturk@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.