"Kürtlerin, Haklarını Elde Etme Zamanı Gelmiştir"

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

"Kürtlerin haklarını elde etme zamanı gelmiştir."Ne kadar derin, ne kadar anlamlı bir ifade değil mi? Sakın yanlış anlaşılmasın, bu ifade üzerinde herhangi bir devlet, bir hükümet olmayan bir coğrafyada söylenmiyor. Bu cümle, Türkiye Cumhuriyeti toprakları üzerinde yaşayan, o ülkenin insanlarının vergileri ile beslenen hatta milletvekili bile olabilen kişi tarafından söyleniyor. Bu çok anlamlı cümlenin altı da şöyle dolduruluyor:

"Tarihte Kürt halkının bir ferdi yoktur ki düşmanın talanına, saldırılar ve katliamlarına maruz kalmasın. Her evin bir şehidi var. O yüzden Kürtler birbirinin acısını derinden paylaşıyorlar. Güney Kürdistan halkı Kuzey Kürdistan için, Kuzey Kürdistan halkı da Güney Kürdistan halkı için acı çekiyor. 4 parça Kürdistan'ın halkı birbirinin acısını derinden paylaşıyor. Mahabad'ta da yaşandı bu acılar, günümüzde de yaşanıyor. Güneyde Baas rejimi, Kuzey'de Türkiye, Kürt halkına karşı katliamlar uyguladı ve günümüze kadar Kürt halkının katliamlarda yaşadığı kayıpların sayısı bir milyonu aşıyor. Bu katliamların artık son bulması için Kürtlerin birliği olmazsa olmazdır."

İfade aynen bu. Yani artık özerklik, anadilde eğitim gibi yollar çoktan geride bırakılmış, açıkçası bölünmeden söz ediliyor. Hatta sadece bölünme de değil. Ardından tıpkı ermeni dostları gibi katliam masalları anlatmaya başlayacaklarının da ipuçlarını veriyor.

Bu resmen bölücülük veya vatana ihanet değil midir? Yok, eğer o coğrafyada birileri Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmadığını iddia ediyorsa üzerinde T.C.  olan nüfus kâğıdını iade emesi gerekmez mi? Türkiye Cumhuriyeti de dostunu düşmanın ı daha yakından tanır böylece. Değilse bir kişinin hem T.C. kimliği taşıyıp hem de ülkeyi bölme faaliyetlerinde bulunması vatana ihanet değil midir? Neden yakalanıp yargı önüne çıkarılmazlar? Kimse dokunulmazlık falan demesin. Getirin bakalım meclise teklifi, bakın nasıl kalkacak dokunulmazlıkları. Bu girişimi yapmayan bütün milletvekilleri ben ce suça ortaklık ediyorlar.

PKK nın sivil uzantılarına bu cüret nereden geliyor? Nasıl bir garanti veya cesarettir bu. Size aşağıda nakledeceğim olay bu soruya iyi bir cevap olacaktır.

“Kandil’i yok etmek üzereyken Levent Albay’ı kim durdurdu?"

Aslında bu, sadece Levent Albay’ı değil TSK’yı her zaman ve her yerde durdurma işidir. Benim için de Türk efsanelerinden birini tanıma işidir. Akıl durduracak bir askerlik başarısı, cesaret, hüner, kabiliyet, vatan sevgisi, fedakârlıktır.

Asıl adı Mete. O zamanlar Yarbay’dı. Asıl sıfatı tankçılık. Eski  “Özel Harp”  geleneğinden geliyor.

***

1997’de Kuzey Irak’a giriliyor. Çıkmamak üzere. Sınıra paralel bir hat oluşturuluyor. Sonra da hem kuzeyine, hem güneyine operasyonlar yapılıyor. Levent Albay o sırada Silopi’de özel kuvvetlerin komutanı. 1997’nin sonlarına doğru büyük bir grup kuruyor. Özel kuvvetlerden 250 kadar subay ve astsubay, 400 kadar peşmerge, biraz da Barzani kuvvetlerinden. Kuzey Irak’taki kuvvetlere Nejat Müldür Paşa komuta ediyor. Levent Albay’ın grubu, düzlük bir tepe olan Duri Köyü’nün yakınındaki yere yerleşiyor.

***

Gece saat bir sularında çatışma başlıyor. Dört beş PKK taburu birleşmiş, idare eden Bayık ve Karayılan. TSK’nın iyi bir istihbaratı var. Nejat Paşa’ya itirafçı kanalıyla PKK’nın bütün hareketleri bildiriliyor.

Pirbela kampı dağıtılmış, Zap’a 20 km kalmış, Hakurk’a 40 km. Olay bitme noktasında.

Yüzlerce namlu tepeye ateş ediyor, yüzlercesi de aşağıya. Telsizdeki Albay patırtılardan konuşamıyor bile. İlk kez mevzi değiştiriyor. PKK sızmaya çalışıyor. Onları göğüs göğse durduran subaylar var. Bunlar 25-30 metreden temasa geçiyorlar. Atılan bir el bombasını kapıp geri atanlar oluyor. Etraftaki birliklerden, arkadan gitmek üzere yahut tepeye kadar gidip ateş desteği sağlamak için baskı yapanlar var. Albay hiçbirini dinlemiyor. Sabah olunca PKK’lılar katırlarla ölülerini taşımaya başlıyorlar. Telef olmuşlardır. Özel kuvvetlerden bir yaralı dahi yok. Peşmergelerden 6 yaralı var, hepsi de iyileşmiş

***

Bitmiyor. Levent Albay 23 alt gruba bölüyor kuvvetlerini. Takip başlıyor. Zap’a kaçıyorlar orayı dağıtıyor. Hakurk’a kaçıyorlar orayı. Teması hiç kaybetmiyor. Kıstırdığı yerde Kobra, F16 çağırıyor. PKK artık kaybettiklerini toplamaktan vazgeçiyor. Yüzlerce...

Tam o sırada manevra yapan uçan, dönen, tekrar gelen iki F16 görünüyor. Ne olduklarını anlamak için herkes göğe bakıyor. Bunları kimse çağırmamıştır. Üstlerinde ABD bayrağı vardır. Uzun telefon (kriptolu) konuşmalarından sonra Levent Albay söylene söylene geri dönüyor. Kandil’i yok etmek üzereydiler.

Şimdi MİT’te olan biteni ve Kuzey Irak’ta o yıllardan sonra olup bitenleri (TSK açısından ve Türkiye’nin geleceği açısından) anlayabiliyor musunuz? Levent Albay’ın da Silivri’de tutuklu olduğunu biliyor musunuz?

***

Albay Levent Bektaş yüksek atlama, serbest paraşütçü, dağ ve su altı komandosu olan tek subaydır. Onun vücudunda ameliyatla çıkarılamayıp kalan kurşunlar ve kırık kemikleri birbirine tutturmak için kullanılan metal parçaları bulunur. Makedonya Genelkurmay Başkanı onun için  “Benim hocam ve hayran olduğum ve örnek aldığım”  dediği Türk subayıdır. Erken terfisi olan ender subaylardan biridir. Üstün cesaret madalyası olan, takdirnameler alan, Gazi Üniversitesi İşletme, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitiren bir aydın kişidir. İngilizce, Rusça ve Arapça biliyor.

Bu hayat hikâyesinden şu iki sonucu çıkarıyorum. Bu harika insanlar Cumhuriyet eğitimleriyle yetişiyor. Daha niceleri var.

İkincisi de  “PKK operasyonlarının yarım kalmasının sebebi kimlerdir”in,

net cevabı.” (1)

Üstelik bu günkü cesaretin anahtarı da budur işte, bölücüler ortada, Levent Albay’lar tutuklu…

 

Cem Osman TAMTÜRK

cem.tamturk@politikadergisi.com

 

Kaynakça:

1- Afet ILGAZ

Yorumlar

zayıf noktamız neresi...

bu güzel makale örneğinde de görüldüğü gibi, benim milletimi hiçbir harici güç silahla , ordu gücüyle yenemez bu, tarihi birçok olayla sabittir ancak ne ile bizi yenebilirler ve böylece bize istediklerini yaptırabilirler? cevap: siyaset... bu, 1940'lı yıllardan beri böyledir. keşke siyasi arenada da siyasetçilerimiz askerlerimiz kadar cesur olsalar, "satılmamış" olsalar veya "gaflet, dalalet hatta hıyanet içine girmemiş" olsalar...

cevap

Çok haklısınız. İlginiz için teşekkür ederim. Saygı ve selamlar...

Cok guzel hareketler bunlar

Yani dediginiz olayda bende ordaydim; anlatiginiz koca ve kuyruklu bir yalan.... O catisma da Kurdistan halk kurtulus ordusunda gerillaydim... Senin ovdugun o insan ve parali askerlerinin yalvarmalarini ve nasil caresizce agladiklarini genelkurmay belgelerinden bulabilirsin... Senin leventin cani ceheneme; orda olen askerlere ozulduk... Biliyormusun niye cunku savasmayi bilmiyenlerle savasmak bis argk gerillalarina ozuntu vermisti

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.