Bu Yazılar da İlginizi Çekebilir!

Mesele İstihbarat Toplamak Değil, İstihbarata Karşı Koyabilmektir

İçeriği Yazan: Ümit MİNEL Zaman: Paz, 12/12/2010 - 10:30
Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

    Biliyorsunuz Wikileaks belgeleri tüm Dünya’da çalkantılara neden oluyor. Bu belgeler yüzünden en çok da Başbakanımız zarar görüyor. İsviçre’de hesapları olduğuna dair bilgiler Başbakanımızı çok zor durumda bırakıyor. Bu durum karşısında Başbakanı korumakla görevli olan bakan, milletvekili ve gazeteciler; “Bu belgelerden İsrail hiç zarar görmüyor, bu nasıl oluyor?” diye homurdanıyorlar...

 
   Wikileaks belgeleri tüm Dünya’da ki istihbarat zaaflarından yararlanılarak oluşturulmuştur. Bunu Wikileaks’ın sahipleri de söylemektedirler. Bu zafiyetler kişisel, siber ve sanal ortamlardan kaynaklanmış olabilir. Ne şekilde olursa olsun hangi ülke bu belgelerden çok zarar görmüşse o ülkenin istihbarata karşı koyma zaafları yüzünden olmuştur.
 
   Şu durumda, ABD bu belgeler yüzünden şimdilik çok zarar görmüş gibi gözükmemektedir. ABD için çok belge vardır ancak ABD’de yarattığı kargaşa absorbe edilecek niteliktedir. Ancak ülkemiz için aynı durumun söz konusu olduğunu söyleyemeyeceğim.
 
   Türkiye hakkında belgeler hem oldukça fazladır, hem de çıkarttığı toz duman bir hayli yoğundur. Burada da Türkiye’nin istihbarata karşı koyma zafiyetinin had safhada olduğu yorumunu yapabiliriz. Ancak ben burada Türkiye’nin istihbarata karşı koyma zaafının olduğunu düşünmüyor, daha da ileri giderek, Türkiye’nin istihbarata karşı koyma diye bir önleminin olmadığını iddia ediyorum.
 
   Türkiye’de istihbarat toplama ve istihbarata karşı koyma görevi MİT’tedir. Ancak gel gör ki MİT, şu zamanlarda işlevini tamamen yitirmiş gibi gözükmektedir.
 
   MİT, hükümetlere bağlı olduğu için çoğu hükümet, MİT’i kendi partisine hizmet için kullanmışlardır. MİT’in şahsi işler için kullanılması Adnan Menderes zamanında ayyuka çıkmıştır. O zamandan beri gelen hükümetlerde MİT’i zaman zaman kendi şahsi işleri için kullanmışlardır. Bu yüzden TSK, MİT’e güvenmediğinden kendi bünyesinde Jandarma İstihbarat Teşkilatını kurmuş, bu teşkilat PKK ile savaşta birçok başarılar sağlamıştır. Ancak Jandarma İstihbarat Teşkilatı, faili meçhul cinayetler için suçlanmaya başlandığı şu zamanlarda faaliyetlerini durdurmak zorunda kalmıştır. İstihbarat toplamada artık tek yetkili organ MİT’tir. Ancak MİT’te işlevsizleştirilmiştir.
 
Peki, şimdiki durumda Türkiye’de hiç istihbarat faaliyeti yapılmamakta mıdır?
 
   Tabii ki hayır... Artık bizim Fethullah Örgütüne bağlı badem bıyıklı istihbaratçılarımız vardır. Her istihbarat teşkilatında olduğu gibi, bunlara da bağlı olarak çalışan gazeteler, televizyonlar, gazeteciler ve akademisyenler vardır. Örnek; üç ay gibi çok kısa bir zamanda, Fethullah Örgütünün hedefinde olan Hanefi Avcı hakkında çantalar dolusu belge toplamayı başarmış ve bu belgeleri kitap haline getirerek de bizce Guinness Rekorlar Kitabı’na girmeye hak kazanmış Mehmet Baransu...
 
   Neyse biz yine dönelim istihbarata karşı koyma zafiyetine...
 
   Yukarıdaki yazdıklarımdan da anlaşılacağı üzere istihbarata karşı koyma zafiyeti aslında MİT’te değil, artık istihbarat işlerini taşeron olarak yapmaya başlamış olan Fethullah Örgütündedir. Ancak birilerinin çıkıp bunlara istihbarat toplama tekniklerinin yanında, istihbarata karşı koyma tekniklerini de öğretmesi gerekmektedir. Yoksa Başbakan yakında kürsüden, Pensilvanya’ya teşekkür etmeyecek, küfür edecektir...   
 
umit.minel@politikadergisi.com

Yorumlar

Sayın Ümit MİNEL, İstihbarat

İçeriği Yazan: Serhat KUŞDOĞAN Zaman: Pzt, 13/12/2010 - 02:29

Sayın Ümit MİNEL,

İstihbarat toplamak mı?
Sahte belge ve uydurma masallarla halka yalan beyan da bulunmak mı?

Uyuşturucu kaçakçısının, kendisine düzenlenecek operasyonu fark ettiğinde,
Halkın karşına geçip "beni uyuşturucu kaçakçısı diye basacaklar"
diye ağlayıp, mağduru oynadığı bir ülke de yaşıyoruz.

Teröristlerin İnsansız hava aracı görüntülerini,
İlgili karakol komutanından önce gazeteler de halkın gördüğü bir ülke ( o karakollara gazete 3 gün de zor ulaşıyor da )

Genelkurmay Başkanı'nın Başbakanlık'a bazı şehirler de 35 falanca ülke ajanı faliyette bulunuyor diye yazı ile bildirmesine rağmen kaale alınmadığı, Genelkurmay Başkanının çaresizlik içinde basın bildirisinde konuyu dile getirmek zorunda kaldığı bir ülke...

İstihbarata karşı koyma mı?
Siz bir ülkeyi işgal etmek, mevcut Devleti yıkmak isteseniz, İstihbarata karşı koyar mıydınız?

Kendinize iyi bakın...

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.