Milliyetçilik Nedir, Ne olmalıdır?

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Milliyetçiliğin sözlük karşılığını baktığımızda çok çeşitli tariflere rastlıyoruz. Yalın, basit tariflerden tutun da, en karmaşık tariflere kadar görmek mümkün. Çıkarcıların bu oldukça soyut kavramı kendilerine nasıl yontmaya çalıştıklarını görmemek için kör olmak lazım.

Örneğin bizim ülkede milliyetçi olmak öyle bildiğiniz kadar kolay değildir. Soğuk savaş yıllarından gelen ezber ile milliyetçilik kavramı komünizm karşıtlığı olarak algılanır. Bu hesaba göre en çok milliyetçi olanlar sırtlarını batıya dayamış olanlardır. Emperyalizmin her isteğini koşulsuz yerine getirirler, milletine ve memleketine her türlü hıyaneti yaparlar ama milliyetçidirler. İçlerinden biraz uyanmaya ve sorgulamaya kalkacak olanlar için de çare vardır. Kavramın içine bol miktarda din serpiştirirsiniz olur biter. Böylece hem de muhafazakâr milliyetçi olur çıkarsınız. (Nasıl olunuyorsa…) Solcuların milliyetçi olmaları kesinlikle yasaktır. Dedik ya milliyetçilik sağcıların tekelindedir. Soyut komünizm veya sosyalizm bilgilerini yutmuş, ama bizim ülkemizden ve insanımızdan haberi olmayan bir kısım solcular ise zaten milliyetçiliği küçük görür ve kabul etmezler.

Peki, acaba biz Türk insanı için milliyetçilik nasıl olmalı? En kolay deyişle Mustafa Kemal’in dediği gibi çağdaş bir Türkiye olmalı değil mi? Hadi biraz açalım. Mesela öncelikle ekonomimizi güçlendirmemiz, kendimize yeter de artar hale getirmemiz lazım. Askeri donanımımızın can alacı bölümlerini kendimiz yapmalı, ağır sanayimizi sürekli fazla verip ihraç eder ve ihracat fazlası elde eder hale getirmeliyiz. Tarımımızı geliştirip çağdaşlaştırmalı ve Allahın bize bahşettiği bu cennet vatanda yokluk ve kıtlık olmadan yaşamalıyız.

Bütün bunlarla birlikte ekonomide, siyasette, eğitimde tam bağımsız olmalıyız. Birde bu kazanımları hakça bölüşebilecek sistemler oluşturulmalıdır. Bunları sağcı iseniz liberal,   solcu iseniz sosyalist düşünce içinde yapabilirsiniz. Bunları yapabilenler gerçek milliyetçidir.

Eğer bunları başarabilirsek çok değil yarım asırda dünyanın bu bölgesinin parlayan yıldızı oluruz. Kendimize yettiğimiz gibi komşularımızın da ihtiyaçlarını temin eden olur, enerji ihtiyacımızı daha rahat ve güvenli karşılarız.

Bütün bunları yapamamamız için hiçbir sebep yoktur. Dört mevsimin aynı anda yaşandığı güzel ülkemiz hem iklim, hem jeopolitik, hem de stratejik olarak bu emellerimizi oluşturmamıza uygundur.

Fakat ne yazık ki, Ortadoğu’yu sömürenler, orada bulunan dünyanın önemli enerji kaynaklarına hükmedenler bizim o bölgede güçlenmemizi, parlamamızı asla istemeyeceklerdir. Bunu gerçekleştirmek üzere yaklaşık beş yüz yıldır bu coğrafyada aynı taktik uygulanır. Bir defa milliyetçilik onlar için en büyük tehlikedir. Bu yüzden milliyetçilik duyguları derhal yok edilmelidir. Bunun için de en kuvvetli silah olan din kullanılır.

Bölge ülkelerinde krallıklar veya otoriter rejimler kurdurulur. Çünkü otoriter rejimleri satın almak, onları istedikleri biçime sokmak son derece kolaydır. Bu yüzden de bakınız, Ortadoğu ülkelerinin rejimleri hep otoriterdir. Milliyetçilik duyguları iğdiş edilmiş, ırksal veya mezhepsel olarak mümkün olduğunca çok bölünmüş halklar onlar için en ideal olanıdır. İçlerinde az bir şey oyunbozanlık eden olursa öncelikle bölgedeki maşa liderleri kullanırlar. Yine olmazsa başlarına balyoz gibi iner alimallah demokrasi götürüverirler.

Bu yüzden de maşa liderlerin yönettiği ülkelerin büyük adamları milliyetçiliği ayakaltına alırlar. Bir yandan ırksal, diğer yandan mezhepsel ayrılıkları körükleyerek hem kendi yerlerini sağlamlaştırırlar, hem de efendilerinin emirlerini yerine getirirler.

Yani sizin anlayacağınız zordur milliyetçi olmak.

 

Cem Osman TAMTÜRK

cem.tamturk@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.