Mülteci Kampı mı, Mücahit Kampı mı?

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Son günlerde medyada sıklıkla yer bulan, hatta yoğun gündemden ötürü bir türlü sırası gelmeyen sorun nihayet masaya yatırılır oldu. Hatay’da kurulan kamplardan birisi olan Apaydın Kampına ziyaret yapmak isteyen CHP’li vekillerden oluşan bir heyet, kampa alınmadı.

Gerekçe olarak, bu kampta sivillerden ziyade, askerlerin olduğu bu yüzden kamplara ziyaret yapmanın imkansız olduğu söylendi.

Kendi ülkesinde savaştan kaçan sözüm ona general bozuntuları, bir başka ülkede sığındıkları kamplara; sığındıkları ülkenin milletvekillerinin girmesini yasaklamışlar!

Ordu subayı kendi ülkesinde savaştan kaçıp, bir başka ülkeye SIĞINIYOR ve hala kendi kurallarıyla yaşamak istiyor. Küstahlığa örnek gösterecek bir olay aramayın, buna bakın yeterli.

İlk mülteci akını Türkiye’ye yöneldiğinde, bu işin iyi bir şey olmadığını Türkiye’nin ateşin içine gireceğini, ülkede terör eylemlerinin artabileceğini söyleyenler BAASÇI ilan edildi. Gelinen noktada ise sözüm ona BAASÇILAR haklı çıktı!

Davutoğlu’nun yakın havza politikası, kaynayan kazan politikasına döndü. Teorinin pratikle uzlaşamamasına neden oldu. Bölge siyasasını belirleyen üst düzey aktörlerin gölgesinde geliştirilen Türk dış politikası, kendine özgü gelişen bir politik düzlemden uzağa gidip, süratli giden bir arabanın ardından uçan yaprak misali savruluyor.

Bir çocuğun kendini yakmasıyla başlayan Baharın fırtınası, sam yeli olarak devam etti. Sina çölü havzası üzerinde yükselen kum fırtınası olarak süratle üstümüze geliyor. Beşşar Esad, babası Hafız Esad’dan daha zeki çıktı kanımca. Zira, Türkiye sınırına Kürt nüfusu yerleştirmesi, Türkiye’de patlayan bombaların ardında parmağının olması çok stratejik hamleler. Türkiye’yi kendi iç işleriyle baş başa bırakarak bölgedeki en büyük düşmanını ekarte etmeyi başardı.

Gelelim kampların durumuna…

Türkiye’deki sözüm ona mülteci kamplarının; nitelik, nicelik ve öz itibarıyla ülke bütününe yönelik tehdit oluşturduğu su götürmez bir gerçektir. Kamplarda yaşayanlar, önce kamp içinde isyan çıkarmaya çalıştılar, polis vurdular, hastanelerde hemşireleri taciz ettiler, hatta Hatay’da grup halinde gezip kimi esnaftan haraç almaya yönelmiş olduğu da gelen bilgiler arasında.

Geçtiğimiz ay, “özgür” Suriye ordusuna mensup bir kadın militanın söyledikleri yabana atılacak şeyler değildi: eğitimimizi Türkiye’de, Adana’da aldık.

Pd’de geçen yıl yazdığım Türkiye- İran Soğuk Savaşı makalesinde İran ile aramızdaki sıkıntıyı ortaya koymuş, gelecekte bu gerilimin çok büyük bir savaş cephesi oluşturulacağına işaret etmiştim. Gelinen noktada İran’la da fiili savaş yaklaşmış, dünkü gazetelerde İran’ın İsrail tarafından ekim ayı içerisinde vurulabileceği açık açık yazılmıştır. İran’ın bu savaş ortamında İsrail’den önce vuracağı yerin Kürecik üssü olmasını düşünmek olağanüstü bir zeka tahlili gerektirmiyor.

Şemdinli’deki ortamın karışıklığı, orada açılan alan savaşı ortamı, Hüseyin Aygün’ün kaçırılması, PKK’lı teröristlerle BDP’li vekillerin karşılaşması, Gaziantep’te patlayan bombalar, devrilen otobüsler, kaldırılan tabutlar…

Bu kadar olay olurken; hala memleket huzurludur, sorun yoktur demek kendi medyalarını inandıracak boyutlarda haber niteliği taşır.

Türkiye’de Suriyelilerin kamplara yerleşmesinden sonra Suriye’de veya Gaziantep, Kilis, Hatay’da olan olay sayısı ve can kaybına bakmakta fayda var. Çünkü bu konu, bu memleketin son zamanlarda çektiği en büyük sıkıntıların temelidir. Şahsi kanaatim, tüm kampların boşaltılması, Türkiye’deki tüm Suriyelilerin sınır dışı edilmesidir. Aksi halde girdabın içerisinde savrulmamamız mümkün değildir.

Ve bu kadar olay olurken, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin hala kapalı olması, hiçbir siyasi söylemle açıklanabilecek bir olgu değildir. Meclis bugün açık olmayacaksa ne zaman açık olacaktır?

Bursa işgal edildiğinde üzerine siyah örtü konmuş ama meclisin çalışması engellenmemiştir.

Bilmem anlatabildik mi…

 

İlker EKİCİ

ilker.ekici@politikadergisi.com

 

 

 

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.