Nazım Hikmet'i Anlamak -III

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Referans İçerik: 
Nazım Hikmet’i Anlamak – I
Referans İçerik: 
Nazım Hikmet'i Anlamak - II

 

“Yok edin insanın insana kulluğunu, bu davet bizim!” N.Hikmet
 
 
Nazım Hikmet, Türk şairi ve komünisttir.
 
Nazım’ın vatandaşlığını iade yolunun açılması Bakanlar Kurulu kararıyla (05.Ocak.2009), İsrail’in Gazze’yi vurduğu, ekonomik krizin halkı inim inim inletmeye başladığı, Nazım’ın uğrunda senelerce hapis yattığı emek cephesinin işsizler ordusuna katıldığı, işçilerin işsiz bırakıldığı bir dönemde gerçekleşmiş olması bile şahsım adına üzücü ve bir o kadar güzel karşılanabilir bir ironidir.
 
AKP, hükümeti boyunca halk yararını gözeten iki güzel şeye imza atmıştır:
 
1-            Günde en az 1 paket sigara içen ben gibilerin başkasını zehirlemesine engel olarak kamuoyunda “Sigara Yasağı” olarak bilinen bir doğruya.
 
2-            İtibarı malum olan bir şahsın, Nazım Hikmet RAN’ın; Türk Halkının alnına kara bir leke sürülerek vatandaşlıktan çıkarılmasından 58 yıl, Nazım’ın ölümünden 45 yıl sonra, Bakanlar Kurulu kararıyla Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına yeniden kabulünün yolunun açılması.
 
 
Hükümet çok açık bilmelidir ki;
 
Nazım Hikmet bu gün sağ olsaydı o gün yazmış olduğu şiirin dizelerini tekrar haykırırdı:
 
"Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.
Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz, dedi Hikmet.
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ."
Bir Ankara gazetesinde çıktı bunlar, üç sütun üstüne, kapkara haykıran puntolarla,
bir Ankara gazetesinde, fotoğrafı yanında Amiral Vilyamson'un
66 santimetre karede gülüyor, ağzı kulaklarında, Amerikan amirali
Amerika, bütçemize 120 milyon lira hibe etti, 120 milyon lira.
"Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz, dedi Hikmet
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ."
Evet, vatan hainiyim, siz vatanperverseniz, siz yurtseverseniz, ben yurt
hainiyim, ben vatan hainiyim.
Vatan çiftliklerinizse,
kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan,
vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan,
vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın,
fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan,
vatan tırnaklarıysa ağalarınızın,
vatan, mızraklı ilmühalse, vatan, polis copuysa,
ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan,
vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombası, Amerikan donanması topuysa,
vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan,
ben vatan hainiyim.
Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla :
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.
 NAZIM HİKMET
 
 
İtibar, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmakta değil, vatandaşın Türkiye cumhuriyeti ve halkının çıkarlarına siyaseten sahip çıkmakla kazanılır. Nazım bu itibarı onu anlayanların gönlünde o gün de bu gün de kazanmış ve kazanmaya devam edecektir.
 
Yoksa; Abdullah Öcalan’ın da hala Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduğunu kimse unutmamalıdır!
 
Vatandaşlık bir haktır !
 
Her hak sorumluluklarıyla birlikte gelir; Nazım bu sorumluluğunu hayatının her döneminde, içinde yaşamış olduğu topluma karşı yerine getirmiştir. Toplumu için bedel ödemeyi bilen bu bedelin en ağırını ülkesi ve halkından ve sevdiklerinden uzak yaşayarak ödettirilen kişi olan Nazım’ın, bu çerçevede ne vatandaşlığının alınması ne iade edilmesi Nazım Hikmet’in “iade-i itibarı” olarak kabul edilemez.
 
Nazım itibarını; bu halka gönül vermekle, bu halk için senelerce hapis yatmakla, bu halkın dilinden bu halk için şiir yazmakla, kendini bu halka ve dünya halklarına adamakla kazanmıştır.
 
 Türk şairi Fuzuli’nin İran devleti tarafından sahiplenilmesine, Sovyet Rusya’da yaşamak zorunda olduğu dönemlerde bile bir Türk şairi olarak çözüm üretme arayışlarına girmiş, Sovyetlerin Bulgaristan üzerinde ki hakimiyeti artınca Nazım’ı Sovyetler adına Türkler için kullanmak isteğinde olan Sovyetler Nazım’ın Bulgaristan da ki Türklerle olan ilişkisini gördüğünde derhal “geri hizmete” çekmişlerdir.
 
Neden mi?
 
Nazım Hikmet, Asimile edilmek istenen bir kimliği yine Fuzuli’yi sahiplenme sebebiyle sahiplenerek, orada ki Türklerle ziyaretlerinde, Türkçe konuşup Türkçe yaşadığı için.
 
İşte size, bir Türk’ün Türkçe yaşayış öyküsünün geldiği son nokta.
 
 
“Sen yanmasan / Ben yanmasam / Nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa !”
 
 
 
 
Erdinç AYDIN
 

Yorumlar

İTİBAR-I NAZIM

Senin itibarın doğduğun günden beri yakana takılıdır Nazım.
Belki kimliğini söküp aldılar elinden lakin;
öz benliğin,
bizim olduğun hakikatı ve zindanlardan sürgünlerden yüreklerimize kavuşan dizelerin,
tokat gibi çarptı zalimlerin suratına.
ve sen onurunla hep bizimdin.
Var ise şayet ortada kurtulacak bir itibar,
yana döne çamurdan çıkarma gayreti varsa yakası rozetlilerin,
bırak da eğilip alsınlar kirli onurlarını yerlerden.
bırak çamurlarda sürünsünler,
senle biz dizelerinle aydınlığa yürürken...

Teşekkürler

Sol yanınızda karartmadığınız yüreğinize sağlık...

nazım a tahammül

demokrasimiz hızla gelişiyor.AK PARTİ Nazım HİKMET İ yeniden vatandaşlığa kabul yasası çıkarma hazırlığında.nazım a tahammül eden bir iktidara sahip olduğumuz için çok şanslıyız

AKP ve Popülizm

AKP ilk defa doğru bir hareket yaptı derken, Esenyurt'tan şu haber geldi.

"AKP Esenyurt Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu'nun talimatı ile Kültür Merkezi önündeki Nazım Hikmet büstü kaldırıldı. İstanbul Esenyurt sakinleri Nazım Hikmet büstünün yerinden kaldırılmasını alkışlarla protesto etti. Esenyurt Belediyesi'nde öğrencilere ders veren tiyatro öğretmeni ve ekibi ise protestoya katıldıkları için belediye binasına alınmadı.

CHP'nin çarşaf açılımı gibi, AKP'nin Nazım açılımının da sahte olduğu ortaya çıktı. Frankurt Kitap Fuarının açılışında Nazım Hikmet Orotoryosunu dinleyecek insanlara Kültür ve Turizm Bakanlığından şu açıklama gelmişti: Yeterli ödeneğimiz yok... Onun yerine Yunus Emre Orotoryosu tercih edilmişti.

AKP'nin Nazım'a bakış açısı da ters. AKP Faşizmi,her faşist iktidarın yaptığı gibi popülist uygulamalarına devam ediyor.

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.