Özetin Özeti; Türkiye'de Toplum Muhalefeti

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

En güncel veriler; Euro: 2.273 Dolar:1.840 İMKB:23053 1990'lı yıllar; Zonguldak maden işçileri DİSK'in eylemiyle Ankara'ya yürüme kararı alıyor. Belediye İşçileri genel grevler düzenliyor yurdun dört bir yanında. Sendikalar yürüyor halk sendikaları haklı buluyor. (Fakat KİT'ler özelleştirilsin kampanyaları bir yandan sürdürülüyor devlet eliyle.) Toplumsal muhalefet hareketli. Yerel yönetimleri zamanın sosyal demokrat partisi SHP' büyük şehirler dahil olmak üzere kazanıyor. Büyük bir "sol" inisiyatif ağırlığını iktidara dayatıyor.

Öğrenciler oy verdiklerine, oturma eylemleriyle tavırlarını gösteriyorlar yerel yönetimde olanlara . Öğrenci yurtlarına otobüs seferlerinin arttırılması insanca ulaşım imkanının sağlanması talepleriyle Belediye binalarında eylemler yapılıyor. 1 Mayıslar meydanlarda yasak olduğundan, birileri meydanlara "herşeye rağmen" çıkmak demokrasi üzerindeki bu akra bulutları kaldırmak için bedel ödemeyi göze alıyorlar.İzmir'de 1 mayıs kapalı bir alandan meydanlara taşıyor. Öğrenciler yurtlarda bir gün öncesinden gözaltına alınıyor. 2 günlük alı konulmadan sonra serbest bıraklıyor. Hak arama mücadelesi iktidarı hedefliyor mu? Kesinlikle hemde çok reel politikalar ile... Çok geçmiyor; Yerel yönetimler üzerine büyük baskılar ve dahi o yönetimlerin çıkış noktasından uzaklaşması nedeniyle halk siz kenera çekilin diyor birilerine. Koolisyonlar dönemi son MC (Refah-Yol)'a kadar uzanıyor. Ve 28 Şubat muhtırası, susurluk olayları, kayıp trilyonlar... KİT'ler için yürüyen işçilerin liderleri Bayram Meral, CHP'den millet vekili oalrak meclise giriyor. Sonra ki Disk genel başkanı'da önce DSP'den millet vekili oluyor. Bu arada öğrenci koordinasyonları kurulmuş, bir dip dalgası yükselmeye devam ediyor. Nereye kadar? Susurluk çok "önemli" bir tarih... 1 dakikalık aydınlık için karanlık eylemleri tüm toplumda yankı buluyor fakat (!!!)  Ardından 1 Mayıs hiç olmadığı kadar büyük bir baskıyla yaşanıyor o seneler. Aşırı "sol" gruplar askeri adımlar ile üniformalı yürüyüşler yapıyor sokaklarda (hoppala) aynı aşırı sol grup üyelerinden şu an sağ olan Fehriye Erdal Belçika'ya kaçıyor bir ikisi tutuklanıyor Sabancı ailesinden birine suikast düzenlediğinden. H. Garih öldürülüyor bir mezarlıkta...

Toplumda yasa dışı bir örgütün an be an propogandaları yapılıyor. Toplumsal muhalefetin demokratik zemini radikalleşirse ne oluru anlatılıyor topluma sonrasında radikalleşenler birbirlerini vurmaya başlıyor hepsi medyada an be an yayınlanıyor. Oysa Muhalefet çok sağlam zeminde, ekonomik algıalrıyla duruş sergiliyor gibi. Birden ama birden hak arama mücadeleri bitiyor, 1 Mayıslar meydanlarda ama ses yok, yeni yerli malı hükümet sendikaları türüyor. Hükümetler değişiyor hükümete göre sendikalar oluyor. Eskileri zaten yok artık ortada... Milli olmayan bir misak ile artık özelleştirilen bir ülke haline girmiş bulunuyoruz. Gümrük birliğine girdik öncesinde. Yasalar yasalar son olarak PETKİM, TELEKOM, TEKEL, Toros Suları şimdi de MKE ve dahası özelleştirilen ve özelleştirilecek olanlar arasına katılıyor. Artık "Serbest Piyasa Ekonomi Modeli" ; MHP, CHP, AKP gibi toplam %82'ye varan bir oy çoğunluğuna sahip partilerin programlarına girmiş durumda. Haberleşme özelleşince TSK kendi iç Muhaberatını yaratmak adına Telekom'un özelleştirilmesinden elde edilen gelir kadar bir yatırım yapmak zorunda kalıyor. Elde avuçta bir şey bırakmayan Hükümet yaşanan krizin sorumlusu değiliz diyerek pek çok konuda olduğu gibi mağdurları oynuyor. İktidar mağdursa, halkta mağdurdan yana ! Kim açıklayabilir aç kalana, bu nasıl dünya?

Hükümet adına konuşanlar, "Benim fabrikam mı var iş vereyim diyor". Kriz topluma nüfuz ediyor, toplum içinde bazı nüfus sahipleri bu nüfuslarıyla krizi fırsata çeviriyor. Toplumsal muhalefet "ekonomi" tercihini (gerçeğini) göz ardı ediyor.

Meselemiz Laiklik!

Eskinin firstlaydisi dış işleri bakanı olunca Sam Amcanın, unutuveriyor :

77 Taksim'i kimler tarafından provoke ettiğini. Toplumsal Muhalefetin zemini, ekonomi olmadığı sürece krizin gerçek sorumluları elbette sorumluluklarını sınır dışından gelme sayarlar.

Saygılar...

 

Erdinç AYDIN

 

erdinc.aydin@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.