Paralel Devletin Köstebekleri-2

Önceki yazımızda Başbakan Erdoğan’ın Fethullah Gülen cemaati ile ilgili Necip Hablemitoğlu’nun 10 yıldan fazla bir süre önce kitabında yazdıkları noktasına geldiğine dair örnekler vermiştik. Başbakan son grup toplantısında da adeta bu kitaptan kopya çekmişcesine açıklamalar yapmayı sürdürdü.

Başbakan MHP ve CHP’li isimlere karşı seçim öncesinde çıkartılan kasetlerin paralel yapının yani cemaatin işi olduğunu söyledi.

Necip Hablemitoğlu ‘Köstebek adlı kitabında Fethullahçı istihbaratçıların kullandıkları yöntemleri şöyle sıralamıştı:

‘Telefon dinleme, tehdit, sahte belge üretimi ve montaj, çarpıtılmış bilgiye yönelik kampanyalar, hırsızlık, kundakçılık, şantaj amaçlı kadın pazarlama ve görüntü kaydı, her türlü illegal kayıt kullanımı (böcek, gizli kamera vb) rüşvet, gasp, darp, bilgisayar sahtekarlıkları, ev ve işyeri kurşunlama, emniyeti suiistimal, "hakim kiralama" ve diğerleri...’

Başbakan daha da ileri giderek şöyle konuştu:

''40 yıl boyunca devlete sızmaya çalışmış bir yapı söz konusu. Amaçları için her yolu meşru kılan bir anlayışla sızmış''

Peki Necip Hablemitoğlu ne demişti:

‘Fethullahçılar operasyonlarında, amaca ulaşmada her yolu mübah sayan ve her türlü sınır tanımaz fırsatçılık, ahlaksızlık, takiye unsurlarını içeren bir konsept çerçevesinde hareket etmektedirler.’

Tek başına iktidar gücü ile üst üste 3 dönemdir Başbakanlık yapan Erdoğan’ın 17 Aralık yolsuzluk operasyonlarına kadar aklı neredeydi acaba? Emri ve sorumluluğu altında olan istihbarat örgütlerinin bu paralel yapıdan haberleri yok muydu yoksa sunulan raporlar sümen altı mı edilmişti? Ya da kendisi de TSK’ya ve muhaliflere kurulan kumpasların bir parçası mıydı bazı davaların savcısı olduğu gibi?

Gizli ses kayıtlarının ve kasetlerin MHP ve CHP’yi esir almasından dem vuran Başbakan seçimler öncesinde ise farklı bir tavır sergiliyordu bildiğiniz üzere.

Oysa ki Fethullahçıların TSK’ya, muhalif politikacı ve gazetecilere, kendilerine engel teşkil edebilecek polis, savcı ve hakimlere karşı bu belirtilen yöntemleri kullanarak, Türkiye’nin en büyük sivil istihbarat örgütü ve arşivini oluşturduklarını yine bu kitapta yazmıştı Necip Hablemitoğlu..

Dolayısıyla kendilerine 3 dönem tek başına iktidar yolları muhalifler tek tek ekarte edilerek bu taşlarla döşenmişti zaten. Bugün bunlardan habersiz olduğu yalanıyla sadece kendisine dokunmayı ibadet sayanları, Allah’ın sıfatlarını taşıyan bir zat olduğunu düşünenleri kandırabilir sadece!

Başbakan’ın daha önce söylediği bir sözü hatırlatarak bitirelim yazımızı:
‘Bu ülkede Necip Hablemitoğlu cinayeti örtbas edilmiştir’

Oğuz Kemal Özkan

oguzkemal.ozkan@politikadergisi.com