Paralel Rezalet!..

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Bilindiği üzere bu ülkede gündemi başbakan belirler. O ortaya bir laf atar, herkes de sazan gibi üzerine atlar. Bu gündem başbakan ve çevresinin istediği sürece sıcak kalır. Sonra unutulur gider. Bir süredir gündemin sıcak konusu “Paralel devlet”. Tabii AKP yi ve başbakanı onbir yıldır takip edip tanımış olanlar bu sıcak gündemlerin bir şeyleri örtmek amacı ile oluşturulduğunu bilirler. Nitekim bu paralel devlet feryatları da bir şeyler için örtüdür. Bunların kesin olarak tamamını bilemesekte bazı örtülmeye çalışılan konuların bu örtünün altına sığmadıklarını görüyoruz.

Ben buradayım diye sırıtan konuların başında başbakan ailesinden olanların karıştığı iddia edilen yolsuzluklar gelmektedir.  Başbakan, “kriptolu telefonu bile dinlenişler” diye feryat edip yasa dışı dinlemelerin yapıldığını haklı olarak haykırıyor ve bu dinlemeleri yapanların ortaya çıkarılacağını söylüyor. Tabii ki çok haklıdır. Bağımsız bir yargı olsa bunları ortaya ne güzel çıkarırdı.  Yargıyı kendine bağlamakla başbakan ve yakınları kendi ayaklarına kurşun sıkmışlardır. Zira artık yargı ne yaparsa yapsın boşunadır. Bu yasadışı işleri yapanları gerçekten ortaya çıkarsa bile onlara büyük bir halk kesimi şüphe ile bakacaktır.

Madalyonun bir de diğer yüzü var. Yasa dışı dinleme ortaya çıkarılmalı da başbakan ailesinin içine karıştığı iddia edilen yolsuzlukların üzerine gidilmemelimidir? Mesela onlar da deniz feneri gibi kapatılmalımıdır? Ayakkabı kutularından fırlayan dolarlar yok mu sayılmalıdır? Bu yasa dışı dinlemelerde iddia edilen hırsızlık, yolsuzluklar örtülmelimidir? Başbakan bütün bunların yalan olduğunu söylüyor. Ancak halkın çok büyük bölümünü inandıramıyor.

Sıradan insanlar onbir yıl önce çocuklarının okul masrafı için başkalarından destek isteyen bir ailenin bu kısa sürede nasıl bu zenginlikleri elde ettiğini merak ediyor. Kökünün olmadığını da bildiğinden inanmıyor. Üstelik isteyen herkes bir çırpıda başbakanın taban tabana zıt söylemlerinden birkaçını sayabilir.

Konunun ilginç bir başka yönü de var. Başbakan “paralel devlet”ten yeni haberdar olduğunu söylüyor. Bu çok vahim bir söylemdir. Sırf bu iddia bile başbakanın siyasi hayatını sonlandırması gerekirdi. Fazla iddialı konuşmayalım. Bu gün bir anket yapılsın ve halka “ yedi yıldır devlet içinde cemaatin etkin bir şekilde görev aldığına inanıyor musunuz?” diye sorulsun. Hiç abartmayalım ama “evet” cevabı en az %70 çıkar. Bizler, yani sıradan yazarlar bile bu ittifakı, bu birlikte çalışmayı yıllardır yazıyoruz. Kaldı ki, “Ne istediniz de vermedik” itirafı başbakanın her şeyi çok iyi bildiğini gösteriyor.

Eğer kendi dediği gibi gerçekten bilmiyorsa, bu ülkeyi onun yönetmediği ortaya çıkmış olur ki bu da onun o koltuğu bir saniye bile beklemeden terk etmesini gerektirir. Şimdi yandaşları bu paralel devletin ülke sırlarını sattığını yani casusluk yaptığını söylüyor. Aklımıza bir anı geldi. 1970 lerde Batı Almanya başbakanı W. Brandt sekreterlerinden birinin Doğu adına casusluk yaptığı iddiası ortaya atılınca siyasi hayatını sonlandırmıştı. Tabii bizim başbakandan böyle bir şey beklemek abesle iştigal olur. Kaldı ki, bizimki göreve kefenle geldiğini söylemişti.

Bizce ortada bir paralel devlet değil, bir paralel rezalet vardır. Acaba halk bu rezaletten memnun mudur? Bunu da seçimlerde göreceğiz.

 

Cem Osman TAMTÜRK

cem.tamturk@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.