Postmodernizmin Bir Getirisi Olan “Tatminsizlik”

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
Ahmet Tuna Alp

Bu yazı, Politika Dergisi Sayı 10’da yer almıştır. Tüm fazladan özellikleri ile özgün sayıyı indirmenizi öneririz. Sayı 10’u indirmek için buraya tıklayınız. 

 

 

   Modern yaşam ötesi veya bir başka deyişle modernitenin bir üst aşaması olarak algılatıldı postmodernizm. Her an her şeyin olabileceği bir dünya. Sonda söylenmesi gerekeni başta söyleyelim: “bu getiri aile yapısının içini derinden etkilemiştir. Teknolojinin kendini sürekli yenilemesi bu bağlamda anlamlıdır. Yenilenen teknoloji kendine pazar hazırlamakla da mükellef olmuştur. Tam da bu noktada ‘ihtiyaç meşrulaştırması’ kodlanmıştır beyinlere.”

   Zaman içerisinde rekabetin öleceği bir zemine doğru ilerlemekte sistem. Dağılımın gün geçtikçe uçlara gitmesi noktasında yatırımın, üretimin tekelleşmesi. Peki bu "üst yapı" neden bu kadar korunaklı? Sınırları olmayan bu yapı devlet kavramını da sorgulatır hale gelmiştir.

   Elini kolunu sallayarak bir takım topraklara/kişilere/kitlelere müdahalede bulunuyorlar. Neden tepki çekmiyor ya da tepki görmüyor olabilir mi!... Bu matematiğin iki boyutu mevcut; birinci olarak kitleler önceden duyarsızlaştırılıyor, ikincisi de duyarsızlaşan kitlenin yönetimi basın öncelikli   etkileşim alanları aparatlarıyla yönlendirilip/yönetiliyor. Bunu yürütmek içinde "beyin takımı" iyi kuruluyor. Beyin kadrosu neden karşı çıkmıyor o zaman, onu da kapitalizm çerçevesinde devşiriyor.

   Bir çakışma noktası bir dip noktası bir denge noktası yok mu? Var. Bunun en büyük göstergesi savaşlar ki son dönemde işlevsizleşen kağıtlar. "Öteki" üzerinden üretilen siyasetler. Çökme noktasına gelen birleşimler. Yeni bir vizyona ihtiyaç gereksinimi her geçen gün daha da zorunlu hale geliyor. Bu noktada atılan dar adımlar var elbette ama burada "güven" tam olarak sağlanamıyor.

   Çarpık bir ilerleyiş olmamalı; "küresel ısınmayı" haberlendirirken kutuplarda enerji için savaşan ülkeler demek yanlış olsa, şirketlerden bahsetmemek pek de etik/ahlaki olmasa gerek.

   Bilgi akışının hızlı olması birikimin de sınırlı kalmasına sebep oluyor. Aynılaştırmaya karşı bir olmak; ama bu noktada da farklılaşmak gerekir. Farklılığın farkından olan "üst yapı" rakipleri de, kendi üretip sunmakta bize. Bizi bizden bilip bir yön çizememeye gebe bırakmakta.

   Her birimiz "kayıp noktaya" doğru ilerliyoruz. Bu kendiliğinden ilerlen bir nokta, bir anlamda. Başarıya ulaşmak için onu yönetmek gerekiyor. Tatminsizlik eşlik ediyor olabilir bu süreçte bize lakin ümidin daim olması gerekiyor.

   Son tahlilde; "tatminsizlikten" kurtulmak kendi içinde bir plan program gerektiriyor; ama bu eksik kalıyor. Meselenin içine bizimle hareket eden kişi/kitleleri de katmak gerekiyor. Evet, postmodernizm hepimizin içine girdi; ama kaliteli ile kalitesizi, iyi ile kötüyü ayırt edemiyor henüz. Modernizm bu aşamayı da elde ederse sanırım yeni bir sıfatı hak etmiş olacak! Neopostmodernizm dönemi  veya II.Postmodernizm dönemi…

 

atuna.alp@politikadergisi.com

 

 

Yorumlar

Kavramsal Termimolojide Modernizm

Bu yazınıza mutlaka komşu köşeden yanıt vereceğim ancak şunu söyleyebilirm modernizim in ortaya koyduğu sınırsız tüketim metaforunu ele alırken insani beklentilerin sınırsızlaştırılması ve duyu hareketlerini es geçmeniz düşündürücü bir tespit olarak kaydedilebilir. Çünkü devasa bir metafor olan sosyal kapitaliz in modernizm le at başı olarak sürdürdüğü küreselleşme algı itibarıyle kendi sonunu hazırlayan bir mücadelenin yani üçüncü kuşak "Silahsız Savaş Çağı" nın başlangıcını haber vermektedir..
Buna mukabil ikincil dünya halkalrı ve toplumsal vatandaşlık ekseninde günümüz dünyasında söz sahibi olma arzusundaki makul bir çoğunluğunda bu tüketim mekanizmasına karşı kendi tatmin sistematiğini üretme çabası da yadsınamaz ki günümüz dünyasını yeniden şekillendiren şey de aslında bu dengenin yeni yeni kurulmaya çalışılmasıdır aslında...
Ortak bir değer arayışı içerisindeki insanlık ailesinin son tahlildeki durumuna bakacak olursak beklentilerin de kendi insiyatifinde şekillendiği bir zeminde beklentisizliğin bir çözüm önerisi olarak sunulduğuna da tanık olduğumuzu inkar edemeyiz. Bu itibarla önceliklerin belirlenmesi noktasında sergilenecek bir irade ve eylem beyanının bilinçli olarak yaygınlaştırılması günümüz dünyasını kontrol etmek için sivil bir alternatif oluşturulmasını imkansız kılan "üst yapı" olgusuna karşı son derece kritik bir atılım olarak değerlendirilebilir..
Önceliklerin tayini ve irade yönlendirmesi ise bu temel sürecin bir sonraki aşamasını ortaya çıkartan teorik bir düzenin kendi anlam dünyası içerisinde somutlaştırdığı sivil itaatsizlik olgusunu da bünyesinde barındıran bir harekettir. Bunu sağlamak için siyasal birliğin sağlanması ve farklı ideolojik gruplara dağılarak entellektüel birikimini etkisiz kılmış aydınların devreye girmesi sağlanmalıdır.. Sonuçta her olgu karşıtının gücüyle kendini sınar ve bu sınama yoluyla elde ettiği mantıksal eksiklikleri tamamlayarak mücadele ettiği alanı ele geçirmek ikincil engelleyicilerin tasarımıyla maşgul olur.. Burada esas olan taraf ların birbirlerine ne kadar üstünlük sağldığı değil oluşturulan mücadele alanı çevresinde yuvalanan toplumların gerçek hareketi gözden kaçırmasını sağlamaktır. İşte yazınızda belirttiğiniz modernizm üçlemesinin asıl çıkış noktası "Metafizik Rasyonalizm" dir bunun anlamı şudur.. Biri ya da birileri kendi oluşturdukları gizli yapı yı değşifre etmemek için küresel gündemi meşgul eden kavramlar üretirken onların arka plandaki destekçileri sahip oldukları güçle kavramsal terminolojide kendisine yol arayan modernizm in sınır tanımayan dönüşümünü uzun zaman önce planladıkları istikamete çevirmek için zaman sermaye ve entellektüel birikim tesis etmektir.. Dikkat edin burada önemli olan bir kişi nin kurumun ya da düşünce grubunun değil topyekün insanlığın bir sonraki çağdaki yönünü tayin etme mücadelesini ortaya koyan bir iradenin geliştirdiği entellektüel bir soykırım girişimidir...

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.