Rumlardaki Türk Alerjisi

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Asırlardır Kıbrıs adasında Rumlarla yan yana yaşamaktayız

Ama anlaşılıyor ki Rumlar, bir türlü Türk adadaşlarının, ‘kendileri ile eşit haklara sahip Kıbrıslılar’ olduklarını hala daha kabul edememiş.

“Adada barış istiyoruz!” diye şov yapan bu millet, Kıbrıslı Türklere karşı da her ortamda kin kusuyorlar.

Kendileri Kıbrıslı Türklere, insanlık dışı izolasyonların uygulanması ve Kıbrıslı Türkler pes edene kadar sürdürülmesi için her yolu denerken, Türkiye’nin Rum bandıralı uçak ve gemilere limanlarını kapatması kabahat. Kendi yaptıklarını görmeyen Rum milleti sütten çıkma ak kaşıkmışçasına, “Türkiye’nin uyguladığı izolasyondan büyük zararlar ediyoruz.” iddiası ile yaygarayı koparıp, her yere başvuruyorlar.

Rum Dışişleri Bakanı Bayan Erato Kozaku Markulli’nin Kıbrıslı Türklerin aleyhine hiç durmadan yaptığı girişimler ve ettiği şikayetler artık müzakereleri de zehirlemeye başladı.

Belli ki Rumların Kıbrıslı Türklerle Kıbrıs adasında ortak bir yaşam sürdürmeye pek bir niyetleri yok. Gerçi bu biliniyordu ama artık ete kemiğe büründü, elle tutulur, gözle görünür oldu.

Dün ‘Ezeli Türk Düşmanı’, Kara Cira lakaplı Dışişleri bakanı Markulli,  Koca Pirî Reis ve Norveç’e ait Bergen Surveyor isimli araştırma gemilerinin Doğu Akdeniz’deki hareketliliğinden dolayı BM nezdinde girişimlerde bulundu.

Ama haklı, ama haksız.

Şikayet olsun, başvuru olsun, etrafa Türk düşmanlığı saçılsın da, ne isterse olsun mantığı ile davranıyor Kara Cira.

Şimdi de, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Yasaları’na göre, KKTC sınırları içinde suç işleyen eski bir Rum Bakan’ın serbest bırakılması için DİSİ’li Avrupa Parlamentosu (AP) Milletvekili Eleni Theoharus başvuru yaptı.

Avrupa Parlamentosu’nda milletvekili olan Eleni Theoharus, Rumların eski ekonomi bakanı Mihalis Sarris’in, KKTC’de ‘yasadışı bir şekilde tutuklandığını’ ileri sürerek Avrupa Komisyonu’ndan konuya müdahale etmesini talep etti.

Bununla da kalmayan bu sözde ve bizleri temsil etmeyen milletvekili, ‘Kıbrıslı Türk makamlarının Türkiye’nin boyunduruğu altında olduğu’ ve bu nedenle de Komisyon’un Türkiye’ye baskı yapmasını talep etti.

Hiç utanma ve sıkılma yok bu insanlarda…

Hala Ada’nın tümünün kendi yönetimleri altında olduğunu zannediyorlar.

Kıbrıslı Türkler Rum tarafına geçtikleri vakit, otomobillerinin lastikleri kesildiğinde, arabalarına kasten zarar verildiğinde ve kendilerine durup dururken küfredilip darp edildiklerinde ve bıçaklandıklarında ortada hiçbir suç ve suçlu yok.

Kıbrıslı Rumlara göre, Kıbrıslı Türklere karşı bu tür davranışlar Kıbrıslı Rumların en doğal hakları.

Kıbrıslı Türklere söverler de, döverler de, bıçaklarlar da, arabalarına taşla ezip camlarını kırarlar da.

Anlaşılıyor ki Rum tarafında geçerli olan AB ve mevcut Rum hükümetinin yasalarına göre bu tür eylemler suç olarak belirtilmesine rağmen, Kıbrıslı Türkleri karşı işlendiğinde suç olmaktan çıkmakta veya Rum yöneticiler tarafından kasten çıkarılmakta.

Bu nedenle de bu tür olaylarda Rum polisi aniden yetersiz kalmakta ve suçlular yer yarılıp içine girdiğinden dolayı da bir türlü bulunamamakta.

Ben kapıların açıldığı 24 Nisan 2003 tarihinden beri, Rum tarafında Kıbrıslı Türklere karşı suç işlemiş bir Rum’un tutuklandığını ve de bu davranışından dolayı ceza almış olduğunu ne gördüm, ne duydum ne de Rum tarafında yayınlanan gazetelerde okudum. 

Kıbrıslı Rumlar, Ada’nın kuzeyinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti diye bir devletin olduğunu, bu devletin yasaları bulunduğunu ve bu yasalara karşı davranışlar içine girildiğinde de suçluların tutuklanıp, yargılanacaklarını ve KKTC yasalarına göre de cezalandırılacaklarını beğenseler de, beğenmeseler de kabul etmek zorundalar. Bundan kaçışları yok ve hiçbir zaman da olmayacak.

18 Ekim 2011

Prof. Dr. Ata ATUN

ata.atun@atun.com

ata.atun@politikadergisi.com 

iletisim@politikadergisi.com

 

 

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.