" Şerefsiz! "

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

 

  
   Bir kelime ama neler anlatıyor. Sözlük anlamı “onur, haysiyet” olan şeref sözcüğünün kaybedilmiş biçimini sergiler. İnsan dünyada sadece madde için değil aynı zamanda mana için de yaşar. Mana ile ilgili en önemli hasletlerin başında, insanı insan yapan öğeler yani haysiyet, yani onur, yani şeref gelir. Şerefini kaybetmiş bir insanın insanlar içinde yaşaması diğerleri için bir talihsizliktir. “Şerefsiz” bir insan, insan bile değildir.

   Hiç kimse karşısındakini bu adi kelime ile tanımlamamalıdır. Bu kelime hakaretlerin en büyüklerinden biridir. Uzun yıllar önce, bu kelimeyi hakaret içeren bir eda ile bir polisten duymuş, önce irkilmiş, şok olmuştum ve midem bulanmıştı. Polis arkadaşlarım ve kardeşlerim hiç darılmasınlar ama büyük çoğunluğu bu kelimeyi en ufacık bir kızgınlıklarında bile sarf eder oldular. Sanki bu kelime polislerle özdeşleşti. Artık birinin ağzından bu kelimeyi duyduğumda her halde polistir diyorum. Deniz kıyısında balık tutarken yeni tanıştığım kişilerle yaptığım sohbetlerde, karşımdaki birden fazla bu kelimeyi sarf etmişse soruyorum. Ya emekli, ya da halen çalışan polis çıkıyor. Yanılma oranım %5 i geçmiyor.
Son dönemde bu kelimeyi asla kullanmaması gerekenlerin ağzından duyar olmak yine o eski mide bulantılarımızı depreştirdi. AKP’li milletvekili Sayın Zeyit Aslan, meclis birleşiminde CHP’li Sayın Ali Rıza Öztürk’e: “Sarhoş musun? Şerefsiz. Çıkarın şunu dışarı” diye bağırdı. Bir milletvekili bu şekilde konuşmamalı. Ben, oy verip beni temsil etsin diye parlamentoya yolladığım bir vekilin böyle konuşmasını asla kabul etmiyorum.

   Benim kişisel tepkim olayın bir yanı. Daha da vahim olan bir ikinci yanı var. Bu ve benzeri sözleri sıkça duyduğumuz iktidar temsilcileri polisleşiyor demektir. Düzeni devam ettirmek için polis gereklidir. Ama düzeni oluşturanlar polis olurlarsa o zaman kürsülerden ona buna, o guruba bu topluluğa, yani millete “Alçak, şerefsiz” diye bağırır. Bu da giderek demokratik devletin bir diktaya, bir polis devletine doğru gittiğini gösterir. Bu tip devletleri dünya yirminci yüzyılın ilk yarısında bol miktarda gördü. En önemlilerinden Almanya ve İtalya’nın hem kendi halkına, hem dünyaya yaptığı kötülüğü hep biliyoruz.
En basitinden, asker vesayetinden kurtuluyoruz diyerek, polis vesayetine girmektense, demokratik bir ülke olarak kalalım. Bu hepimiz için daha hayırlı.
 
Cem Osman TAMTÜRK
 
cem.tamturk@politikadergisi.com

Yorumlar

DEMOKRASİ SAKATATLARA GELİYOR

demokrasilerde adalet eşitlik ve sonsuz özgürlük diyorduk ya.
özgürlüğün tarifi değişmiş.
özgürlüğün manası meğerse işkembe çorbasıymış.
işkembe denilince hemen aklımıza.
kelle, paça, ciğer, beyin geliyor.
kelle copla , gazla anılır oldu.
paça , yaka paça tekmeyle anılır oldu.
beyin salatasının en alası , kuzu beyniyle anılır oldu.
kelle , paça , beyin , bunlara hep sakatat deniyor ya.
son günlerde , sakata gelmiş demokrasimiz ,
sakatatlara maruz kalıyor.
sakatatsız günümüz geçmemeye başladı.

beyin fırtınaları üniversitelerde yetişecek sanıyorduk.
ama son günlerde kokoreççi yetiştiğini görüyoruz..
üniversite kampüslerini kokoreççiler doldurmaya başladı.
beyin uzmanları konferans verecekler ya.
kokoreççilere bir şeyler öğretecek ,
kelle edebiyatı yapacaklar ya.
yuvarlak laflar ediliyor.
şemsiye altında.
tavukmu yumurtadan çıkar , yumurta mı tavuktan çıkar.
beraber yürümüşlerdi ya , yağan yağmurlarda.
şimdi yumurta yağmurlarında yürüyorlar.

devlet büyüklerimiz devamlı olarak dünyada bilim adamı olduklarını ,
beyin adamı olduklarını söylüyorlar.
benim gibi anayasacı dünyada ya altı tane var ,
ya yedi , bilemedin on tane var diyorlar.
konuşacak konu kalmadı ya.
hemen kuzu beyni tartışmaları başlıyor.
ufak ufak atmaya başlıyorlar , civcivler yesin diye.
meclisin ortasında bile , koyunlu kuzulu muhabbetler yapılıyor.
bir vekilimiz , başka bir vekile kuş beyinli diyor.
yetmiyor kuzu beyinli diyor.
kuzu kuzu oturmayan vekilimiz.
biz uysal koyun değiliz diyerek karşılık veriyor.
sataşan vekilimize , beyinsiz olduğunu söylüyor.

bilim adamı ve beyin fırtınaların yetişmesi için ,
koca kafalı inek gibi çalışmanın yetmediğini öğrendik.
beyin fıtığına yakalanmamak için .
çeşitli dallarda beyin yetiştirebilmek için,
yumurta yemek gerekiyormuş.
ama kokoreççiler yumurta yemek istemiyor.
bilim adamlarana , beyin adamlarına ikram ediyorlar.

çok güzel şeyler oluyor türkiyede diyorlardı ya.
yakalı paçalı , beyinli , kokoreçli şeyler oluyor.
yumurtadan alerjisi olanlar çoğalıyor.
demokrasi sakatatlara geliyor.
_______(üçbeş_köyün_tiriviri_yazarı)_________NALBANT_KÖYLÜ

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.