Bu Yazılar da İlginizi Çekebilir!
- P—DVD: Die Blechtrommel (Teneke Trampet)
- P—DVD: Schindler’in Listesi
- P—Müzik: Modern Bireyin Bunalımı: The Wall
- Siyasi Partilerin Hayatı ve Demokrasi
- P—Müzik: Kazım KOYUNCU
- Türkiye’de Özelleştirme
- Yar Bana Bir Bahane Medet
- Sosyal Devlet
- Postmodernizmin Bir Getirisi Olan “Tatminsizlik”
- P—Kitap: Seçkiler
- Son Günler
- Güneş Baskı Teknikleri ve Bursa’da Bir Sergi
- Elizabeth Şeriatı
- Türban Meselesi
- Ölen Sosyal Devlet
Sevgiliye
<?xml:namespace prefix = o />
Nasıl demişti Nuri Bilge Ceylan?
“Yalnız ve güzel ülkem…”
Sadece sende değil, seninle dopdolu doğdum ben.
Doğduğum yerin muhteşemliğine, ilk kez görmüş olmanın şaşkınlığı dışında baştan beri hayrandım.
Bana bu güzelliklerin nasıl elde edildiğini çok küçükken anlattılar sanırım.
Belki anlatmasalar da bilirdim; genlerime işlemişti.
Tam zamanını bilemiyorum ama çok eskilerden kulağıma, zihnimin köşelerine işlenmiş, senin evladın Mustafa Kemal Atatürk sözü vardı.
Aynı masallardaki gibiydi aslında.
Düşmanlar yurdumuza saldırıyor, başta halkını unutmuş bir baş. O baş, güçsüz olduğuna inanmış; bağlamış ipini düşmanların dümenine.
Nesillerdir yeşeren tazecik otlar gibi bedenler dökülecek, yabancı askerlerin çizmeleri ezecekmiş bu bereketli toprakları.
Seni paylaşacaklar. Bizi esir edecekler, köle yapacaklarmış.
Ne din kalacak, ne kültür, ne de Türk'ten en ufak bir iz.
Her yer karanlık.
Umutsuz.
Ve bu umutsuz zamanda bile destan yazıyor Türkler. Kendilerine derinden inanan ve güvenen o Güneş'le birlikte geri alıyorlar özgürlüklerini. Esarete boyun eğmemek için.
Bize gururla anlatılan buydu doğduğumuzdan beri. Bunları dinledik masalmışçasına.
Bu kadar içten ve kendini feda edercesine sevmeyi işledi o Güneş ruhumuza.
Şimdilerde bunları söylemek suç olmuş.
Olsun varsın.
Masallar da değişmiş,
Vatanseverim demek “out”, herkese özgürlük ve demokrasi masalıyla kesesini doldurmak “in” olmuş.
Vatanseverler, Atatürkçüler çeteci sayılmışlar. Siyasi hamlelerde harcanmak için içeri alınmışlar, ölesiye oyalanmışlar.
Önemsizleştirilmeye çalışılmışlar.
Bırakınız yapsınlar, bırakınız etsinler, bırakınız versinler diyerek neyimiz varsa kandırıla kandırıla vermişiz.
Karşı tarafın kullandığı silah çok güçlüymüş.
Vatan sevgisi gibi doğuştan içimizde olan güzel dini duygularını sömürmüşler. Ceplerini doldurmak için utanmadan dini basamak yapmışlar.
Şimdi her zamankinden zor durumdayız.
Güneş’in, Mustafa Kemal'in "bunlar bir gün olursa" diye anlattıklarının gerçek olduğu günlerdeyiz.
Vatanını sevenler; dinleniyoruz, izleniyoruz ve korkutulmaya çalışıyoruz.
Ey uğruna canlar verdiğimiz, canımızdan çok sevdiğimiz Vatan'ım;
Sen, her zamankinden daha çok özlediğimiz, daha çok sahiplendiğimiz, daha sıkı sarıldığımız,
Sen, yorgun ve bitkin düşürülmüş, el altından yabancılara satılmış, kovduğumuz düşmanların idaresine sokulmuş, zayıflatılmış ülkem,
En büyük suç sana sahip çıkmak olmuşken, her zamankinden daha sıkı sarılıyoruz sana.
Daha içten bağlanıyoruz.
Gerçekleri görüyor ve sabırla bekliyoruz.
Korkmuyoruz.
Ne de olsa gecenin en karanlık olduğu zaman, şafağın sökme zamanıdır.
Bizse doğuştan gelen sevginle, şafak sayıyoruz.
"Türklerin vatan sevgisi ile dolu göğüsleri, düşmanların melun ihtiraslarına karşı daima bir duvar gibi yükselecektir" (Mustafa Kemal ATATÜRK)
***
VATAN HAİNİ
"Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.
Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz, dedi Hikmet.
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ."
Bir Ankara gazetesinde çıktı bunlar, üç sütun üstüne, kapkara haykıran puntolarla,
bir Ankara gazetesinde, fotoğrafı yanında Amiral Vilyamson´un
<?xml:namespace prefix = st1 />
Amerika, bütçemize 120 milyon lira hibe etti, 120 milyon lira.
"Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz, dedi Hikmet
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ."
Evet, vatan hainiyim, siz vatanperverseniz, siz yurtseverseniz,
ben yurt hainiyim, ben vatan hainiyim.
Vatan çiftliklerinizse,
kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan,
vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan,
vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın,
fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan,
vatan tırnaklarıysa ağalarınızın,
vatan, mızraklı ilmühalse, vatan, polis copuysa,
ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan,
vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombası, Amerikan donanması topuysa,
vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan,
ben vatan hainiyim.
Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla :
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.
iletisim@politikadergisi.com
Yorumlar
zor senin hayatın
hala masal kahramanları, hala prens arıyosun....
En büyük suç sana sahip çıkmak olmuşken, her zamankinden daha sıkı sarılıyoruz sana.
Daha içten bağlanıyoruz.
Gerçekleri görüyor ve sabırla bekliyoruz.
Korkmuyoruz.
peki ne yapıyorsun?
Yeni yorum gönder