Sırrımız Mezara Kadar Sırdaş

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

 

Polemikler, siyasi kavgalar ve isyan eden halk…

Başbakan Erdoğan sen bana ‘sen’ diyemezsin diyor, ama sen hitabını kullanmaktan geri durmuyor.

Dolmabahçe’de Büyükanıt ile olan görüşmesini mezara kadar gidecek mevzu olarak belirtip, şayet Büyükanıt açıklarsa bende açıklarım diyor.

Zannedersiniz ki iki arkadaş bir pastanede buluşmuş bir sırrını paylaşmış…   

Ergenekon davası kapsamında terörist evine baskın yapar gibi yapılan aramalarda özel eşyalara el konuyor, telefonlarımız dinleniyor özelimiz bizde kalmıyor. O nedenle mezara kadar biz sırrımızı götüremiyoruz.  

Hayır, yemin mi edildi söylemeyeceğiz diye, taraflardan biri kesin ayağını kaldırmıştır ya neyse…

Zaten sen, ben biz, sırlar derken unutulan ekonomi ve vatandaşın sorunları bir çığ gibi büyümüş kimsenin umurunda değil.

Çiftçi ağlıyor, buğdayım geçen seneden daha ucuza gidiyor diye…

Pamuk, tütün, Pirinç derken üretimi sekteye uğratılmış üreticiler de isyan ediyor…

Ağlamayan çocuğa meme vermezler diye bir sözümüz var ama bunu isyan edenler için kullanmak yerinde olmayacak.

Hem isyan ederim hem yine seçerim deniyorsa seçimleri yaşamaktan başka şansınız olmaz.

Bu yazımı yazarken bir tanıdığımın başına gelmiş bir olay geldi aklıma.

Dedesinden miras kalmış; arsalar ve birkaç evin bulunduğu bir köy sahibi olmuş şehirli arkadaş.  Bomboş köyü iki ahşap evi ne yapacağım diye çok da önem vermemiş. Yıllar geçmiş emekli olmuş köye yerleşmeye karar vermiş. Gitmiş, gitmesine de köy yerine bir nahiye görmüş, okul camii evler derken o bomboş köy,  dolmuş. Düşünmüş taşınmış ne olacak şimdi diye, gitmiş köyün muhtarına, burası benim dedemden kaldı boşaltın, demiş;

Muhtar gülmüş; Efendi 40 yıldır biz burada yaşıyoruz kimin köyünden kimi kovuyorsun sen. Yıllardır bu toprakları işletiyoruz, geçimizi sağlıyoruz demiş. Al vergilerimizi ödediğimiz belgeler burada.

Düşünceli bir şekilde şehre dönmüş Avukatını aramış olanları anlatmış. Avukatı da durumu değerlendirmiş. Can kulağı ile dinleyen şaşkına, e adamlar vergisini ödemiş, yıllar geçmiş toprağını işletmişler, yer yurt edinmişler. Yerlerin zilyetliğini kazanmışlar. Köye sahip olma hakkını elde etmişler. Bu saatten sonra yapılacak bir şey yok bir soğuk su içmekten başka demiş.

Zamanında değer bilmeyip sahip çıkmamanın hazin bir öyküsü bu.

Bizim de sonumuz böyle olacak mı diyorsunuz yok canım neden olsun ki…

“Yargıdan tut da tüm kurum ve kuruluşlar baskı altında, noter gibi Cumhurbaşkanı var daha ne olsun, üstelik kahraman edilip madalya ile onurlandırılmış devlete millete hizmet etmiş vatan sevdalıları terörist ilan ediliyor da ondan…” diyorsunuz da ben ihtimal vermiyorum.

Tasaya gerek yok,

Yok, yok olmaz öyle şey,

En azından isyan ediyoruz, sır küpü de değiliz.

Yanılıyor muyum?

 

nuran.talay@politikadergisi.com

 

 

 

 

 

 

 

Yorumlar

SIRRI'NIN MEZAR TAŞI GİBİ!

Ben; çok sayın Tayyip beyefendinin ses tınısında bir "tehdit"vari tonlama yakaladım.Yan, dudağı hafifce öne doğru uzatarak ve de beden diline biraz'da şikayetçi tavırlarını ekleyerek.."Eğer o açıklarsa(!) ben de cümle aleme yayarım aramızdaki konuşmaları" diyerek dedikodu kültürünü ve şantaj ikramınıda ekleyerek ortaya tabak gibi koymuş,.."buyrun isteyen alsın hesabı "gibi olmuş. Sayın Başbakan konuşacak tabiki, belkide doğru zamanı bekliyor, hepsini bir bir anlatacak, dökecek..hislerini. Doğru zamanı kolluyor sadece.

''CAMBAZA BAK''MİSALİ..!

Aylar oldu,şimdi mi milleti gerdi özel görüşmeleri acaba?!Şahsi çıkarlarını kollama görevine sadık kalınması konusunda anlaşmışlar! Ama konu ne,bu bilinmiyor,merak da bundan.Lanet olsun böyle basit şeylerle gündem değişikliğine! Karadeniz bölgesinde KARPUZ'un kilosu 1.25 ila,1.5 tl arası.Yani tüketicinin sırtına binen nakliye masrafı millete yedirmez oldu,üretici satamaz oldu.Buna ve bunun gibi geçim derdine çare arayın fiskoscular!

Dolmabahçe görüşmesi, sır

Dolmabahçe görüşmesi, sır olmaktan çıktı. Kasımpaşa ruhu ile tavrını belli eti Erdoğan.

KİBARLIKTAN KIRILMAK

senli benli muhabbet etmek , belki hoş gelmeyebilir, fakat hakaret olarak ta algılamak gerekmez. senli benli hitaplarımızda , üç aşağı beş yukarı yinede anlaşabiliriz. saygısızlık amaç değilse ortam pek rahatsızlık yaratmaz. fakat bazen öyle hitap şekilleri görüyoruz ki vay anasını dedirten cinsten oluyor. beklenmedik bir anda karşınızdaki muhterem gel lan , git lan ,al ananıda git ulan derse ortamı buz gibi olur. cevap versen yakışmaz ,susmak ise onur kırıcı olur. altta kalmamak içinde birşey söylenirse ,ne olmuş yani ,hadi canım sende ,artizlik yapma ,hadi hadi ense tıraşını göreyim başka kapıya denilebilir. ozamanda iş çığrından çıkar hakaret devreye girer. bunlara çok şükür ülkemizde pek rastlamıyoruz. bahsettiğim saygısız ve seviyesiz ortam papua yeni gine devletinde olağan görülen vakalardır..... .....MONŞER KUBİ

Yaşar Paşa konuşmalı

Susmaya hakkı yok Yaşar paşanın. Her şey, devlet işidir deyi geçiştirilemez. Recep alenen tehdit etti. Yaşar paşa orduya zarar veriyor. Vakit geçirmeden konuşmalı.

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.