Sonun Başlangıcı…

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Türkiye’de, yaşları bizler gibi veya daha fazla olanlar, oldukça çok yeniden başlangıçlara şahit oldular. 12 Eylül ile birlikte özellikle gençlerin politikadan uzaklaştırılması, emperyalizmin yeni uygulamaya koyduğu borçlan, daha çok borçlan ama iyi yaşa politikasının da yardımı ile bugünlere kadar gelindi.

30 yıldır gemimizin kaptanı bir kısa süre haricinde 1950 den beri süre gelen ABD yanlısı parti politikalarını Ilımlı İslam modeline uyarlanarak devam ettiren sağ partilerdir. Yani gerçeği kabul edecek olursak ülkemizin bu günkü durumunun mimarı, son 9 yıldır adı AKP olan aynı görüşün temsilcileridir. Günahı ile sevabı ile son 30 yılda ne yaşamışsak sorumlusu AKP zihniyetidir.


Son 30 yıldır ülkemizde atılan her adım, üretilen her politika AB ve ABD ile ortaklaşa alınmış kararlarla, onların önerileri ile hayata geçirilmiştir. Bu şekilde kör topal yönetilmeye çalışılan Türkiye, dünyadaki ekonomik kriz ile birlikte yönetilemez duruma gelmiş, önerileri ve finansmanı sağlayan dış güçler ile içerdeki uygulayıcıları ipler ellerinden kaçtıkça bir yandan baskıları arttırırken (Ergenekon çukuru) diğer yandan sözde açılım adı altında hız verdikleri etnik ayrımcılık ile insanların dikkatini giderek ağırlaşan ekonomik sorunlardan uzak tutmaya çalışmışlardır. Günümüzde, ilköğretim okullarını imam hatip okulları haline getirme çabası da aynı çerçeve içinde değerlendirilebilir.

Kemalist felsefeden gelen insanların çoğunluğu teşkil ettiği CHP büyük çabalara rağmen yok edilememiş, son ekonomik kriz ile beraber daha bir umut olmaya başlamıştır. Her zamandan cumhuriyetin, laikliğin, demokrasinin, yılmaz savunucusu olan CHP bu dönemde de elinden geleni yapmış, hatta Ergenekon’u, Balyoz’u tanımıyorum diye isyan eden başkanı Sayın Baykal ile birçok araştırmaya göre birinci parti durumuna gelmiştir.

Tabii ki, bir şekilde en azından aşağı çekilmeli ve AKP zihniyetinin iktidarına olanak tanınmalıdır.

Hamle: Kaset.

Sayın Soner Yalçın yazısında bu komplo kasetini kimlerin ve neden hazırladığını çok güzel anlattı. Bu nedenle Sayın Deniz Baykal’ın iktidara, “siz iktidarsınız, eğer bu komployu siz yapmadınızsa hemen bulun” demesi son derece manidardır. Ama herkes biliyor ki, gerçek suçlu bulunmayacaktır. Çünkü kimsenin bulmaya niyeti yoktur.
Bu komplo, referanduma ve gelecek yıl seçime kadar CHP’Yİ durduracak, halkı oyalayacak bir oyun olarak düzenlendi.

Hiç beklenmedik bir şey oldu ve Baykal istifa etti. İlk duyduğunda Başbakanın yüz hali oldukça ilginçti. Belli ki hazırlıksız yakalanmışlardı. Sanırım o an, Baykal ile birlikte kendi kariyerinin de bittiğini fark etti. Onu bu güne kadar iktidarda tutan en büyük güç halkın beynine kazınmış olan Baykal antipatisi idi. Zaten kötü giden duruma bir de Baykal’ın istifası eklenince durum kritikten öte vahim bir hal almıştı.

Ama daha kötüsü henüz gelmemişti. Sayın Kılıçdaroğlu adı geçerken gazetecilerin sorusuna, “ o bizim muhatabımız değil” şeklinde küçük gören bir üslupla cevap verdi. Ancak bir gün sonra Sayın Arınç’ın değerlendirmeleri konusunda gazetecilerin “ne diyorsunuz” şeklindeki sorusuna verdiği yanıt. İnanılmaz bir pratik zekâ örneği idi.
Çok büyük bir aksilik olmazsa Pazar günü yapılacak kurultay sonucunda Sayın Kılıçdaroğlu ve halkın özlediği gençlerden kurulu ekibi CHP yönetimine gelecektir. Bu da ilk seçimlerde CHP’nin en azından büyük koalisyon ortağı olarak iktidara gelmesi demektir. Bir yıl sonra da yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Sayın Deniz Baykal’ı cumhurbaşkanı olarak görmek şaşırtıcı olmayacaktır.

Ergenekon çukuru, ekonomik kriz sözde açılımlar, AKP zihniyetini oldukça geriletmişti. Bu komplo ise sonun başlangıcı oldu diyebiliriz.
 
 

cem.tamturk@politikadergisi.com

 

Yorumlar

MİLLİYETÇİLİK OKU KIRILDI

Yeniçağ Gazetesi CHP'nin Altı Ok'undan Milliyetçilik okunun kırıldığı tespitini yapmış. Çok güzel bir ifade olmuş. 2003 yılında Irak İşgaline karşı çıkan CHP'den intikam alındı. 2005 yılında "biz Milliyetçiyiz" diyen Baykal'a "sen misin Milliyetçi olan" denildi.

"CHP'nin iktidar olacağı", "Kılıçdaroğlu'nun başında bulunduğu CHP'nin, Baykal'ı Cumhurbaşkanı yapacağı" söylentileri, durumu yumuşatmak için yayılan hayallerdir.

Siz Kılıçdaroğlu'ndan hiç ABD karşıtı bir söz duydunuz mu? Hiç Atatürk ve Milli Bağımsızlıktan söz ettiğini duydunuz mu? Ama "Dersim'de Katliam Yapıldı" diyenlerle birlikte, Onur Öymen'in istifasını istediği günleri hatırlıyoruz.

"Kürt Açılımını" soran gazetecilere, "Kürtler ne istiyorlarsa söylesinler, yapalım" dediğini unutmadık.

CHP'nin Kılıçdaroğlu üzerinden ne tehlikeli bir operasyona alet edildiğini bir gün göreceksiniz. Fakat o gün çok geç olacak...

Cevap Adına

Öncelikle CHP'nin başına kim gelirse gelsin,değişmeyeceği kanaatindeyim. CHP; günümüzde ve 1930-38 dönemi ve 1975-1980 hariç, orta ve küçük burjuvazinin sözcülüğünü yapmıştır. Kılıçdaroğlu'nun başa gelmesiyle de bu çizgede sapma olmaz.

Buna rağmen Kılıçdaroğlu'nun Atatürk'ten ve Milli Bağımsızlık'tan bahsetmediğini söylemek en basit tabirle insafsızlıktır. Dün Habertürk'te Teketek programında Kemal Kılıçdaroğlu,Atatürk'ü nasıl kavradığını da milli bağımsızlığın önemini de kendine göre vurgulamıştır.

Kılıçdaroğlu, Mart tezkeresi öncesi hayır kampanyasında başı çekenler arasındadır. Bu demek değildir ki Kılıçdaroğlu ABD karşıtıdır,elbette değildir. Zira Baykal'da değildir.

Artık toplum laf'a,söz'e ve slogana doymuştur.

CHP, geçmişte de AB'ye karşı değildi,şimdi de değil.

CHP geçmişte de ABD karşıtı değildi,şimdi de değil.

Sadece CHP yakın geçmişte MHP'nin ikiz kardeşi oluyordu,şimdi sosyal demokrat kimliğe bürünecek. Kemalist kimliğini ise 1938'den sonra zaten kaybetmişti.

Sanırsam "milliyetçilerin" kızdığı nokta bir Kürt ve Alevi'nin genel başkan olmasıdır ki bunu da istemeselerde hazmedeceklerdir.

TESLİM OLANLAR, HAZMEDEBİLİR.

Size, Gürsel Tekin'in yazar olduğu, o çevrenin yarı-resmi sözcüsü konumundaki Gerçek Gündem'den bir haber aktarıyorum.

"Gerçek Gündem.com'a ulaşan bilgiye göre… CHP'de siyaset yapması için davet edilecek isimler arasında Diyarbakır eski Baro başkanı Sezgin Tanrıkulu ile Anayasa Profesörü Süheyl Batum'un da adı geçiyor." 19 Mayıs 2010 / http://www.gercekgundem.com/?p=279065&com=all

Süheyl Batum'u bir soru işaretiyle, şimdilik bir kenara koyalım. Siz eğer Sezgin Tanrıkulu'nu hazmedebiliyorsanız, benim size söyleyeceğim daha hiçbirşey kalmaz.

"Bu haber doğru değildir" diyebilirsiniz. Önemli olan haberin kurgusundaki amaçtır. Bu isim anılarak nerelere mesaj verilmektedir, bunu düşünün. TSK'ya yapılan Şemdinni Operasyonunda müdahil avukat olan Sezgin Tanrıkulu'nun adının geçmesi, "biz Baykal'ın 'Ergenekon'un avukatıyım' sözleriyle ortaya koyduğu çizgiyi tasfiye ediyoruz" anlamına gelir... Zaten bu çevre uzunca bir süredir, Ergenekon konusunda Baykal'dan farklı düşündüklerini ima eden görüşler açıklıyordu. YANİ ŞİMDİLİK, EN AZINDAN ERGENEKON KONUSUNDA AKP İLE PARALEL DÜŞÜNÜYORLAR.

Benden hatırlatması, bundan sonrasını "sosyal-demokratlar" bilir. Fakat Türk Milliyetçileri ve Devrimcilerinin, bu Amerikan Operasyonlarını hazmetmiyeceğinden, adım gibi eminim.

Kılıçdaroğlu en büyük vatanseverlerden birisidir.

2005 yılı içersinde, o günlerde Tuncay Özkan'ın sahip olduğu Kanaltürk'de, Tuncay Mollaveisoğlu'nun sunduğu ''Yolsuzluk ve Yoksulluk'' adlı programa, sık sık TBMM Yolsuzlukları Soruşturma Komisyonu Başkanı olarak katılan Kılıçdaroğlu'nu çok net hatırlıyorum.

Hatırladığım yolsuzluk dosyalarından birisi, 2005 yılının son çeyreğinde, Başbakan'ın Sochi'de Putin'le kapalı kapılar ardındaki görüşmelerinden hemen sonra, Rusya ile bir doğalgaz anlaşması hazırlanmış ve bu doğalgazın dağıtımının kimin ne şekilde yapacağı ile ilgili ihalede usülsüzlük olduğunu, bu işin Başbakan Erdoğan'a yakın olan, kuyumculuk işleri ile iştigal eden bir arkadaşına ihalesiz verildiğini, Kılıçdaroğlu ortaya çıkarmıştı.

Üstelik, Rusya'ya kullanmadığımız gazın da parasını verecektik.

Sayın Kılıçdaroğlu, takdir edersiniz ki, yolsuzluklara ve bu yolsuzlukların yol açtığı yoksulluklara karşı verdiği mücadele ile, en büyük Atatürkçülük ve vatanseverlik örneğini sergilemiştir.

Zira Atatürk te, ''Vatanını en çok seven, işini en iyi yapandır'' sözünü söylemiştir.

Gerçek vatanseverlik, kuru kuru anti-ABD nutukları atmakla değil; milletinin, bilhassa en yoksul kesiminin çıkarlarının da sözcülüğünü yapmaktır bence.

Atatürk'ün, ''Cumhuriyet, bilhassa kimsesizlerin kimsesidir.'' sözünü de burada anımsamız gerektiğini düşünüyorum.

Bu görüngeden değerlendirdiğimizde, bence Sayın Kılıçdaroğlu, bu ülkenin en vatanperver insanlarından birisidir.

Saygılarımla

ALTI OK BİR BÜTÜNDÜR

Altı Ok bir bütündür. Bu nedenle "Milliyetçi Devrimcidir, Devrimci Milliyetçidir" diyoruz. Hepsi halk içindir, HALKÇILIK olmadan Altı Ok olmaz diyoruz.

Küreselciliğe direnmeden, Halkçılık yapılamaz diyoruz. Emperyalizmin işbirlikçileri de "mikro kredi" gibi yöntemlerle, fakirleri kalkındırmaya çalışıyor, sözde Halkçılık yapıyorlar. Atatürkçüleri onlardan ayıran, Tam Bağımsızlık üzerine kurulmuş bir Halkçılıktır.

Şimdi güncel konuya gelelim: Sezgin Tanrıkulu gibi Kürtçülere kapı açan bir CHP + Fethullah ile diyaloglu Sarıgül'ün koşarak gelmeyi ilan ettiği bir CHP. Bu "ufak" gelişmeler size hiç bir şey ifade etmiyor mu?

Kısaca

Milliyetçilerin ve burjuvazinin devrimci niteliklerinden kaybetmesinden bu yana yıllar geçti...

Sapına kadar Kemalist birisi

Sapına kadar Kemalist birisi olarak diyorum ki
Baykal hepsinden iyidir. Kılıçdaroğlunun neyine güveniyorsunuz?
AKP'nin açılımları gibi.. Umut var içi boş...

Kemalist?

Baykal'ın neresi Kemalist merak ediyorum. Zaten kendini sosyal-demokrat olarak nitelendiriyor.

Kemal Kılıçdaroğlu,Ergenekon konusundaki görüşlerini net bir şekilde ortaya koydu. Devrimci-milliyetçiler tarhi sahnesinde yerini aldılar. Günümüzde anti-kapitalist içeriği sahip olmayan her devrimci emperyalistlere dolaylı olarak biat eder.

Daha önce de söylediğim gibi Kılıçdaroğlu ancak 2.bir Ecevit hareketi yaratır. Yeni bir Türkiyue yaratamaz. Günümüzdeki mevcut durumda hiçbir lider ya da partide yeni bir Türkiye yaratamaz.

Ben Baykal kemalist mi dedim

Ben Baykal kemalist mi dedim Evren Bey! Ben Kemalistim Baykalda hepisinden iidir demek istedim.

Baykal Kemalist demediniz

Baykal Kemalist demediniz sadece ben sizin bir Kemalist olarak Baykal'ı kerhen de olsa desteklemenize şaşırdım ve Baykal Kemalist mi ki anlamında söyledim o sözleri.

Kılıçdaroğlu'nun bugünkü konuşmasını da göz önüne aldığımızda bir "Kemalist" olarak sizin yanınızın Kılıçdaroğlu'nun yanı olduğunu anlatmaya çalışmıştım.

Saygılar

tamam kabul, konuşamsı

tamam kabul, konuşamsı süperdi:)

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.