Suriye Tehdit Ediyor…

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Nereden nereye. Düne kadar ellerinde Erdoğan posteri ile sokaklarda coşan Araplardan bu gün yok farz edilen ve söylemleri kale bile alınmayan bir devlet haline geldik.

“Suriye Başbakan Yardımcısı Kadri Cemil “ Türk yönetiminin ‘asarız, keseriz’ çıkışları Türk halkına değil, Suriye’deki eli silahlı militanlarının (muhalifler) moralini yükseltme amacı taşıyor. Ama Türkiye zaten 30 yıldır kendi içinde bir savaş veriyor. Çok yakında sosyal ve etnik gerginliklerle benzer yeni iç savaşlar da çıkabilir”  diyor.

Ayrıyetten içten zayıflayan Türkiye’nin Suriye’ye bir savaş açamayacağını bu savaşın felaketi olacağını söylüyor.

Bu söylemlerin gerçek durumu yansıtıp yansıtmadığı önemli değildir. Önemli olan bizim dünya devletleri nezdindeki itibarımızdır. 

Atatürk gibi bir devlet adamını beğenmeyen, onu örnek alacağına üç kuruşluk bedeninin rahatı için koskocaman imparatorluğu saten hainleri örnek alanların sonu da bu olacaktır herhalde.

Bir hatırlatma yapalım.

Yıl 1937. İngiliz kralı yanında Fransız sevgilisi ile Türkiye’ye gelir ve Atatürk’ü ziyaret eder. Amacı, kurdurmayı planladıkları İsrail devleti için Atatürk’ün olurunu almaktır. Atatürk’ün cevabı ise, “ben hayatta olduğum sürece size bu izni vermem” olur. Bilindiği gibi İsrailin kurulması ertelenir.

O zamanki Türkiye ile 1950 den beri emperyalistlerin emrindeki bu günkü Türkiye arasındaki farkı anlamak için âlim olmaya da gerek yoktur. Bu zavallıların da neden bu karar keskin Atatürk ve devrimlerinin düşmanı olduğu ortadadır.

Aynı apartmanda oturduğunuz komşunuzda yangın çıkarsa, o komşu ile ilişkilerinizin düzeyi ne olursa olsun, yapacağınız tek şey yangının söndürülmesine uğraşmaktır. Değilse yangın sizin evinize de sıçrar. Hele hele yangına körükle gidiyorsanız, başınıza büyük belaların gelmesi kaçınılmazdır.

Hatırlayınız, çok uzun yıllar hep mesafeli olan Türkiye – Suriye ilişkileri Erdoğan hükümeti döneminde tabir yerinde ise balayı yaşadı. Ortak bakanlar kurulu bile toplandı. Bu dostluğun en büyük sebebi iki liderin bir birini çok iyi anlamalarından, yani benzer şahsiyetler olmasındandı. Değilse böyle birlikte tatil yapacak kadar ailevi yakınlık nasıl oluşabilirdi ki?

Ancak birden bire bizimkine emir geldi. “Düşman ol”. Aniden can dostu can düşmanı oluverdi. Ne oldu da bu büyük dostluk birden can düşmanlığına döndü? Aralarında görülen tek fark, Esadın Putin’den, Erdoğan’ın Obama’dan emir almasıydı.

Sınır illerimizde beslediğimiz teröristler sayesinde başta o bölgemiz olmak üzere bütün ülkemiz bu gün tehdit altındadır. Reyhanlı’daki patlamayı, Amanoslardaki F-16 mızın düşmesini biz şöyle okuyoruz. Suriye’nin çökertilmesi için ithal edilip bizim sınır bölgemizde konuşlandırılan teröristlerin Suriye’de işleri iyi gitmiyor ve Erdoğan hükümetinden daha çok yardım ve açıkçası artık fiilen savaşa girmesini istiyorlar. İstekleri yerine getirilmezse de neler yapabileceklerini gösteriyorlar.

Oysa kesin emrin Obama’dan geleceğini biliyorlar ve Erdoğan’ın Obama ziyareti öncesi bu olaylarla elini güçlendiriyorlar. Onlarda biliyor ki ABD ve Rusya farklı çözümlere yöneldiler ve kendileri devreden çıkarılacaklar ve de harcanacaklar. Erdoğan da koluna bu dosyayı da sıkıştırarak koşa koşa Obama’ya gitti.

Bu arada şunu da gördük. Reyhanlı’da resmi rakamlara göre 54 insanımızın katledilmesi olayından dolayı 19 Mayıs etkinlikleri kapsamındaki konserler iptal edildi ama AB günü kutlamalarına bakanımız koşa koşa gitti. Başbakan içinde şunu söylemek gerekir. Acaba ABD de böyle bir saldırı olsaydı ABD başkanı saldırı yerine bile gitmeden Türkiye ziyaretine mi gelirdi? Yoksa ileri bir tarihe mi ertelerdi?

Sırf bu olaydaki aczimiz bile devletimizin neden bu kadar itibar kaybettiğini göstermeye yetiyor.

Atatürk, tabii ki yattığı yerden kalkmayacaktır. Ancak TÜRK ulusunun tarihin her döneminde olduğu gibi yeter diyeceği an gelecektir. Emperyalistler ve işbirlikçilerinin kuyruklarını kıstırıp kaçacakları günler yakındır. Sabaha en yakın saatler, gecenin en karanlık olduğu saatlerdir.

İzmir 2013

 

Cem Osman TAMTÜRK

cem.tamturk@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.