Tekere Çomak Sokuyorum…

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Dünkü gazetelerin, bilhassa satılmış, korkutulmuş, yıldırılmış, hasılı bir şekilde yandaş olmuş gazetelerin manşetlerine bakıyorum. Aman Alllahım. Sanki yıllardır süren bir savaşta nihayet galip gelmişiz de artık barış yapıyoruz.

Hemen hepsinin manşetlerinde kocaman harflerle “barış” sözcüğü yazıyor. Evet, savaş bitti demek. Bu kadar sevincin bir anlamı olmalı değil mi? Ne güzel de, tam acaba bu işde bir bit yeniği var mı diye düşünürken birden bire İsrail bizden özür diliyor. Obama iki haylaz çocuğunun kulaklarını çekiyor. Sanki “siz kardeşsiniz, barışın” diyor. Hadi bakalım İsrail Türkiye’den özür diliyor. Üstelik tazminat bile verebileceğini söylüyor.

Sevgili okur. Bizde “kimse binmeyeceği eşeğin önüne yem koymaz” diye bir öz deyiş vardır. Birden bire nerden çıktı dersiniz bu barış şarkıları? İsterseniz bir sesli düşünelim.

Genel olarak batı ekonomilerinin kriz içinde olduğunu hep biliyoruz. Bakınız vitrinlere indirim üzerine indirim. Bunun çeşitli nedenleri olabilir ama en büyük neden üreten sistemin içine düştüğü krizdir. Dünya ekonomi tröstlerinin bir ayağı da silah tröstleridir. Onlarda krizden nasiplerini almaktadırlar. Daha çok satmaya, yani yönettikleri politikacılar sayesinde insanları daha çok birbirlerine düşürmeye mecburdurlar. PKK/Türkiye ortak dükkanı en rahat satış yapabildikleri dükkanlardan biridir. Tam da bu ekonomik krizin ortasında silah tröstleri bu verimli dükkanı kapatıyor. Öyle mi dersiniz? Yoksa ABD nin kurduğu AKP ve PKK hidayete erdiler ve birilerinin “analar ağlamasın” laflarına bakıp dükkanı kapatıyorlar mı? Böyle bir şey yapmaya kalksalar efendileri acaba anında onları yok etmez mi? Ne dersin sevgili okur? Sen o efendilerin yerinde olsan bunlara izin verir misin?

ABD yetkilileri ABD de yüz milyar dolar civarında PKK kökenli paranın döndüğünü itiraf ettiler. Bu paranın büyük kısmının silah sanayicilerin ceplerinde dolaştığını düşünmek için her halde çok akıllı olmaya gerek yoktur.

Özellikle dış basında ABD'nin Suriye’ye bir operasyon başlatacağı yazılıp çiziliyor. Aslında bu iş Türkiye’ye verilmiş ve iktidarımız da balıklama dalmaya pek hevesli görünmüştü. Şam’da namaz kılma hayalleri nasılda bağıra çağıra dillendiriliyordu? Ancak halkın bu işe ikna edilememesi nedeni ile bizimkiler bir türlü işe girişemediler. Onca provakasyon bir işe yaramadı. Yani sizin anlayacağınız iktidar başarısız oldu. Bu yüzden de hiç istememesine rağmen ABD kendi bir operasyona karar verdi. Gerçi Arap ülkelerini de savaşa çağırıyor ama onların asla savaşabilecek kapasitelerinin olmadığı tescilli olduğundan kendi girecek. Tabii ki ödevini yapmayan Türkiye’ye de büyük bir ceza yolda. Peki, sizce bu durumda ABD Türkiye’nin boğazını sıkma aracı olarak yıllardır kullandığı PKK yı tasfiye eder mi? Yoksa iç karışıklıkları körükleme ve ülkeyi tez elden parçalama emri mi verir.

Yapılan uygulamalara baktığımızda ülkemizin zaten bölünmeye hızla götürüldüğünü ve yeni yapılan anayasa ile de bunun yasal zemininin oluşturulmakta olduğunu görüyoruz.

Diyarbakır da ki mitinge bir bakınız. Bir adet Türk bayrağı gördünüz mü? Türk bayrağının dalgalanmadığı bir yer Türkiye olabilir mi?

Kaldı ki terörist başı açıkça söylüyor. “Silah bırakmıyoruz. Biz galibiz. Sizi masaya oturttuk. Her istediğimizi alcağız. Değilse tepenize çökeceğiz” diyor.

Eh, kendi ordusunu tasfiye etmiş, tüm komutanları terörist tanıklığı ile esir almış bir iktidar da buna cevap veremiyor.

Başbakanın Diyarbakır mitingi hakkında konuşurken ki yüz haline dikkat ettiniz mi? Yazık, üzüntü verici.

Bizim fikrimiz, Türkiye’nin Suriye ye balıklama dalmamasından dolayı acil bölünme emrinin verildiğidir. PKK, iktidar ve basın, eli mahkum emirleri uyguluyor. Bu arada başına geleceklerden habersiz vatandaşlar dizi film seyreder gibi izliyor… 

 

Cem Osman TAMTÜRK

cem.tamturk@politikadergisi.com

Yorumlar

Merhaba Dost;

Eeee, birbirimizi burada da buluruz... yeter ki gönül istesin...

Osman Abim; filmin sonunu biz yıllardır yazıyoruz, aldıran olmasa da... Proje BOP aynen uygulanıyor. PKK ve BDP savaşın galipleri...İkinci cumhuriyetçiler göbek atıyor. Bölünüp sözde akıllarında küçük bir ikinci cumhuriyet kuracaklar... Medya, "mütareke basınını"  geçmiş... Yeni bir 1919 yaşıyoruz... İktidarda "İtilaf ve Hürriyet Partisi", Kemalistler Bekirağa bölüğünde...

Merağım şu: Hani sözde zincirlerinden başka kaybedecek şeyi olmayan büyük (!) İŞÇİ SINIFIMIZDAN neden"tık"  yok? Silivri'de AKP muhalifliğinden yatan tek İŞÇİ sayar mısın bana?

Velhasıl dost, iş bitmiş... Halkım memnun...

Acı; ama gerçek bu...

Saygılar, selamlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.