TSK ile AKP Arasında Kara Kedi mi Var?

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

 

 

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un açıklamaları kamplaşmanın fitilini yine ateşledi.

 

Genelkurmay Başkanı kâğıt parçasıdır diye açıklıyor, iktidar “tabii saygı duyarım ancak bu beni tatmin etmez” diyor. Ve “Sivil Yargıda konunun araştırılmasını” istiyor.

 

Kâğıt parçası sanki hasta muamelesi görüyor. Kâğıt parçası; doktora gitmiş, muayene sonucu kansersin denmiş, kâğıt parçası da duruma çok üzülmüş, gözyaşlarına dayanamayan sahipleri de başka doktora da muayene olalım demiş.

 

İşin şakası bir yana…

 

Devletinin kurumuna güvenmiyor Başbakan, bir de “Sivil Yargı’da”  teyit edilsin yaklaşımında ısrar ederek, jet hızı ile gece yarısı yasa düzenlenmesini sağladı.

 

Bunun ayrıntısına geçmeden önce, cevaplanmasını istediğim sorular var.

 

TSK, kime hizmet ediyor? Hangi ülkenin ordusu da yerden yere vuruluyor?

 

Papua Yeni Gine’nin mi?

 

Kamboçya…

 

Endonezya…

 

Myanmar…

 

Sri Lanka…

 

Tataristan…

 

Kamerun…

 

Ya da

 

Fildişi Sahilleri…

 

Cibuti…

 

Moritanya…

 

Lesetho…

 

Tanzanya…

 

Zambiya…

 

San Marino…

 

Lihtenştayn’ın mı?

 

Elbette değil…

 

Eee… Bu ülkelerin olmadığına göre; iktidar devletimizin kurumlarına neden güvenmiyor?

 

Demek ki kurumlar güvenli değil, o halde bizler de iktidarın savunduğu kurumlara veya alınan kararlara güvenmeyelim. Bununla da yetinmeyip; Deniz Feneri Davası ve belediyelerin yolsuzluk davalarının "askeri mahkemeler" de yargılanmasını  mı isteyelim?

 

Tabi ki böyle bir şey olamaz… Devletimizin tüm kurumlarına güveniyoruz.

 

Ancak; 'AB' uyum yasalarında, yargılanma sürecinde ki davalar için; dilediğinize öz evlat, dilemediğinize üvey evlat muamelesi yapın yazıyor da iktidar da bunu uyguluyor gibi bir tavır var,  anlam veremediğim o.

 

Jet hızı ile geçen yasa ile  “Savaş ve sıkıyönetim zamanları dışında kalan dönemlerde ağır cezalık suç işleyen askerlerin sivil ağır cezada yargılanacakları” kesin hükme bağlandı.

 

Bağlandı bağlanmasına da muhalefet karşı çıkıyor. CHP aldatıldım derken, MHP kabul oyu kullanmadım diyor?

 

Oy dağılımını bilemiyoruz… Öyle ya da böyle “yasa” kabul edildi.

 

Delinin biri kuyuya taş attı, hep beraber balıklama atlamanın anlamı var mıydı?

 

Kim ya da kimler kara kedi rolünde? Ortaya çıkar mı bilinmez.

 

Ermenistan ile dahi normalleşme sürecini başlatan, 'AB' uyum yasaları için üstün çaba harcayan, uyumlu çalışma adımları atan iktidar, kurumlarımız ile aynı uyumu neden sağlayamıyor?

 

Yaratılan  bu güvensizlik ortamı bizleri üzüyor.

 

Aslolan bu!

 

Nuran.talay@politikadergisi.com

 

 

Yorumlar

GÜVEN YOK..!

Sayın Nuran TALAY,tevazuyu elden bırakmadan,nezaket icabı;Tabi ki böyle bir şey olamaz… Devletimizin tüm kurumlarına güveniyoruz....demiş.Asla güvenmiyorum.Gözümüzün içine baka,baka yalan söyleyenlere güvenirsem kendime ihanet etmiş olurum veya salak olmam lazım.Bunlar dikdatör ve baskıcı olduğu müddetçe güvenilmez.Herşeyleri yalan,dolan ve sahte.Bir gün TSK da anlayacak bunu elbette.

Beni Askeri Mahkemenin Adaletine Teslim Edin

Askeri mahkemelerin yalnız ordu elemanlarının ve ancak muvazzaflık dönemlerinde işlediği eylemlerinden oluşan suç sanıklığı durumlarıyla ilgilendiğinin, ayrıca (herkes belli bir dönem için ordumuz elemanıdır.)ordumuzun güncel elemanı durumunda olmayan yurttaşların çok geniş yelpazede tartışılabilen davalılıklarını ele alacak yaygın kurumlar olmaktan çok ordu elemanının statüsünün getirdiği özel konular üzerine ihtisas mahkemeleri niteliğinde olduklarının bilincindeyim. Bununla birlikte, ordumuz elemanı olmayan fakat askerimizi sırf terör olsun diye yada keyfi bir cana kıymayı arzuladığı için el alışkanlığı, terör eğitimi olsun diye şehit etmiş insanlık ve Türklük düşmanlarının bile asker üyesi bulunan mahkemede yargılanmasını adaletin yerine getirilmesi bakımından sakıncalı gören kimseler tutum, davranış ve anlayışları bakımından kuşkusuz büyük bir terbiyesizlik içindedirler. Sen ordu elemanlarına bu çifte standartlı ayrımcı tavrı göster, bu bir saygısızlık, sonra yetmemiş gibi bu yüce kurumun elemanlarının olası davalık durumlarında kendi kurumuna karşı olan sorumluluklarını ciddi duyarlık kaybına uğratacak bir mahkeme düzenlemesi getir. Ben böyle bir düzenlemeden dolayı ordumuzun elemanları arasında kurum içi centilmenlik ve kişilik disiplini açısından önemli görgü ve duyarlılık kaybına uğramasının beklenebileceği düşüncesindeyim. Ayrıca çok yüce bir özel statü olarak tüm dünya askerleri arasında ulusal düzeyde saygınlığı kutsal olan "Silah Arkadaşlığı" hukukunun (karşılıklı haklarının) zedeleneceği sakıncasının olasılığını da göz ardı edemiyorum. Türk halkının en büyük sevgi ve güvenine erişen TSK kurumumusda oluşabilecek bu gibi moral kayıplarının ülkemizin tüm kurumlarına da önemli kayıplar verdireceğini göz önüne aldığımda kişisel duygularımda çöküntü oluştuğunu söyleyebilim. Onun için bu düşüncesizliğe ve saygısızlığa tepkimi şu sözlerle açıklamak istiyorum: "Beni askeri mahkemenin adaletine teslim ediniz." Ayrıca askeri mahkemelerin görev ve etki alanını kısıtlamak, özünde bir bütün olan adalet kavramı ile ilgili olarak da bir bölücülük niteliği taşıdığı için ifademi şu bütünleyici ek ile geliştirmek istiyorum: "Beni, askeri mahkeme yada adliye kurumunun mahkemesi olsun farketmez, siyasi etkilerden (kirlenmişlikten) arınmış olan, gerçek bağımsız Türk adaletinin mahkemelerine teslim ediniz. Çöp çekerek, tombala çekerek, yazı tura atarak belirlenecek her mahkememiz benim için diğer olası benzerleri ile aynı saygınlığa ve güvenilirlik özelliğine sahiptir."
Konuyu ele alarak, benim gibi kısıtlı bir okuyucuya da bu katkıyı verme olanağını sağladığınız için teşekkürler sayın TALAY. Saygılar. Bazı noktalarda duygularıma hakim olamayarak sürç-ü lisan ettim ise affola.

KEDİYİ TARTIŞIRKEN

ülkede belge tartışması başlayalı bir ay olacak. belge orjinal mi fotokopimi , imza ıslakmı kurumu , tek parçamı devamı varmı , aslı varmı yokmu . son açıklama büyük yerden tsk den geldi . günlerdir gündemi meşgül eden , aslında bir kağıt parçası olduğu açıklandı . tüm dikkatler buraya çevrilmişken . kktc nin elinden , güzelyurt ve karpaz alınmak isteniyor . mayınlı araziler biryerlere peşkeş çekilmek isteniyor. bu karışıklık fırsat sayıp , ruhban okulu açılmak isteniyor . yüzlerce türkmen ölümün meydana geldiği kerkük , barzo aşiretinin yönetimine bırakılmak istenmesinine engel olunmuyor . deniz feneri davası gündemden düşürülüp ,nerdeyse unutturulmak isteniyor . dertler çok ama , dana altında buzağı aranıyor . sorunlar çözüm bekliyor ama , tekeden nasıl süt sağılır hesabı yapılıyor . millet kara kedimi ,ak kedimi , van kedisimi tartışsın dursun . amma velakin çakallar boş durmuyur , düşman uyumuyor , dost post belli değil. .... . _________________________mucahit kubilay

Tayyibistan.

Listelere giren yeni ülkeyiz!fazla gaza gelen El Receb-i Tayyip gücü, Osmanlı'ya yeniden ruh kazandırmaya bakıyor. Bizim çileli ülkemiz, üçüncü dünya sıralamasından kılpayı kurtuluyor. Buçuk'ları seven bir millet olduğumuz için, "ikibuçuk" sınırlarında gibi görünüyoruz. Hele Türkiye'ye "kuşbakışı" baktığınız zaman bütün manzarayı naklen izlersiniz.

Tayyibistan'ın temeli atılmıştır ! yoksa Fetuşistan'mı?

Yazına eklediğin fotoğrafa dakikalarca baktım,! sarsıla sarsıla ağlamayı düşündüm..! sonra katıla katıla gülmeye karar verdim..Solist ve Solistaltı gibiler...pardon Tiyatro Trup'una daha yakınlar..

Tebrik ediyorum arkadaşım..gayet güzel ifade etmişsin.

Saygılar.

cevap-evet

seriatcilar devletin butun kurumlarina sizdilar,girmedikleri sadece TSK var.e bizim TSK da halkin butun guvenini almis,guven abidesi gibi..turkiyede simdiki durumda seriati destekleyen kurumlar kimler,cumhurbaskanligi,tek basina bir hukumet,devletin resmi butun kuruluslari ,universiteler,polis,hakimler savcilar.seriata giden yolda alinacak kararlara hayir diyecek tek bir kurulus yok,CHP dissiz kaplan gibi,MHP uzaktayken havliyor ama yakina gelince kuyruk sallamaya basliyor,ee geriye sadece TSK kaliyor ve TSK din devleti modeline kesin karsi duruyor bu durumda ezilmeli,kucuk dusurulmeliki hukumet genelkurmayada bir hoca atayabilsin..

TERBİYESİZİN KUYRUKLU YALANI VE İFTİRASI

Safsın… Hem de çok safsın. Söylenen her söze, okuduğun her yazıya inanıyorsun. Düşünmek yok, araştırmak yok, sormak-soruşturmak yok… Kurnaz gibi görünüyorsun; ama değilsin. Kolayca kandırıyorlar seni. Sen, kurnaz gibi görünen saflardansın. Düşünmeyi sevmiyorsun. Düşünmek, aklını kullanmak demektir. Sen hazırcılığa kaçıyorsun. Düşünenlerin düşüncesini alıp satıyorsun. Papağan gibisin. Duyup işittiğini seslendiriyorsun. Düşünme eylemiyle alışverişin yok. Yalnızca konuşuyorsun… Ama boş konuşuyorsun. Ya onu bunu çekiştiriyorsun ya da birilerini yüceltiyorsun. Şu özdeyişi duymuş muydun? “Küçük insanlar, insanlar hakkında; ortalama insanlar, olaylar hakkında; büyük insanlar, düşünceler hakkında konuşurlar.” Kimse senden büyük insan olmanı beklemiyor… Herkes büyük insan olamaz. Hele senin gibiler… Yavru koyunlar ne kadar büyürlerse büyüsünler koyun olmaktan kurtulamazlar! Sana okulda neden felsefe okutmadıklarını düşündün mü hiç? Felsefe, düşünceler bilimidir. İnsana, düşünmeyi ve dünyanın kaç bucak olduğunu öğretir! Hakaret etmek kolay , bu senin saf olduğunu gösterir . Bilgin yoksa , kafan çalışmıyorsa ,laf olsun diye yaz gitsin . sen istersen daha kolayını yap anır .Anırki biz senin ne demek istediğini çok iyi anlarız .

TERBİYESİZİN KUYRUKLU YALANI VE YORUMU .2

yazım mhp yi terbiyesizce eleştiren , hakaret eden yorumcu kişiye yazılmıştır. biri bir partiye hakaret etme özgürlüğü varsa , benimde hakaret edene , iki çift laf etme özgürlüğüm vardır demektir. ben politik dergisinde seviyeyi hiçbir zaman düşürmek istemedim . çıkan makalelere fikrimi belirten yorumlar yaptım . bunu yaparken kurum ve kuruluşlara , kişilere hakaret etmeyi düşünmedim , benim tarzım bu değildir. not[ iki yorumum makale ile alakası yoktur. çıkan karışıklık için özür dilerim ].. ._________________________MUCAHİT KUBİLAY

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.