Türkiye'de Cahillik Kaosu

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
Taşkın Yayla

 

      “Taassup cahilliğe dayanır. Bundan dolayı taassubu olan cahildir. İlim mutlaka cahilliği yener, o halde halkı aydınlatmak lazımdır.’’

   Mustafa Kemal’in bu güzel sözünde de belirttiği gibi halkı aydınlatmak lazımdır. Bu sözün söylendiği tarihlerde Atatürk’ün karşısında savaştan yeni cıkmış bir millet mevcuttu. Ülke olarak da karşısında bütün kaynakları bitmiş, tükenmiş özellikle de maddi kaynaklarını bir yana bırakın, yetişmiş insan gücünün tamamına yakınını kaybetmiş bir ülke vardı. O zamanki durumda eğitimli insanını kaybetmiş bir ülkenin halkını aydınlatması, ileriye götürmesi çok zor gözükmekteydi; ama o zaman, o şartlar altında zor olan başarılmıştı. Hem de büyük bir hızla başarılmıştı. Savaş döneminden itibaren her türlü eğitim faaliyetlerine ağırlık verilerek hem ülkenin yetişmiş insan sayısı artırıldı, hem de halk büyük bir aydınlanma atağına girdi. Bilginin ve aydınlamanın zor elde edildiği bir zamanda halk bilgiye ve aydınlanmaya ulaşmayı bilmişti. Geçmişimizde durum böyleydi. Peki, günümüzde durum nasıl? Anlattığımız bu durum yakın geçmişimizde ve günümüzde değişmiştir.

   Günümüzdeki vaziyet geçmişe göre bir terslik arz etmektedir. Günümüzde teknoloji tasvir edilemeyecek şekilde ilerlemiştir. Özellikle de bilgi teknolojileri alanında müthiş bir ilerleme olmuştur. Bilgiye ulaşmada zaman ve mekân kavramları ortadan kalkmıştır. İnsanlara her türlü bilgi alma yolu (kitap, dergi, gazete) açık hale gelmiştir; ama Türkiye’mizde maalesef yazımın başlığını da oluşturan bir cahillik kaosu süregelmektedir ve bu kaos zaman geçtikçe toplumun her katmanına sirayet etmektedir.

   Peki, bu kaos neden meydana gelmiştir? Bu kaosun içinde olmamıza neden olan pek çok faktör vardır; ama diğer faktörlerin çıkış noktası olan bir nedene burada değinmek yerinde olacaktır. O nedende özümüzü kaybetmiş olmamızdır. Geçmiş halkımızla, atalarımızla bağımızı koparmış olmamızdır. Eski halkımızla günümüzdeki halk birbirine zıttır; çünkü anlayışları farklıdır. O her şeyin farkında olan, bir olan, birlik olan, çalışkan, azimli olan halk gitmiş yerine söylediklerimin tam tersi bir halk gelmiştir. Tabii ki zaman değişmiştir, şartlar değişmiştir. Türk Milleti de aynı kalmamıştır; ancak Türk halkının maruz kaldığı tehlikeler değişmemiştir. Bu tehlikeleri Kurtuluş Savaşı ve sonrası halkımız nasıl bertaraf etmişse, günümüzdeki halk da aynı şekilde bertaraf edebilir. Bunun içinde geçmişimizdeki şuuru, bilinci yakalamamız gerekmektedir. Bu şuur yalnızca milli maçlarda değil, ülkenin her yerinde, ülkenin her alanında hissedilmelidir.

   Yapılması gereken çok çalışarak, çok bilinçlenerek, Atatürk’ün çizmiş olduğu yolda, muasır medeniyetler yolunda, o eski millet olma bilincimizi yakalamayı arzu etmektir. Bu yolda ihtiyacımız olan güç Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur.

 

iletisim@politikdergisi.com

Yorumlar

Cahilliğimiz aşikar buna

Cahilliğimiz aşikar buna söylenecek birşey yok ama bu cahilliği sadece cahiliz diyerek aşamayız. önemli olan bunu aşmak için neler yaptığımız veya yapmamız gerektiği bu konu üzerine yoğunlaşırsak daha başarılı oluruz diye düşünüyorum.

Neyin kafasını yaşıyorsunuz?

Kardeşim, cahilliği bertaraf edemeyiz bu noktadan sonra. Çünkü bu cahil toplum, cahil olduğunun bile bilincinde değil. Eğitim sistemi, parasızlık gibi etkenler ile bilginin önüne duvar örülmüştür. Geçmiş olsun.

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.