Uğur Mumcu: Yarınları Gören Adam

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

İhanet; planını bir kez yapmaya görsün!Pahasına bakmadan, uygulamanın yollarını arar planlanan ihanetin.En önemlisi yandaş bulmaktır ihanete.. Yönetimden, piyasadan, medyadan!.. Bulur da!..Fark etmez, içerden ya da dışardan olması!.. İşbirliği ve çıkar ön planda olsun yeter!..Kaçınılmazdır her toplumun bünyesinde ihanete ortak, bir grubun bulunması.

 Ajandır, yalakadır, haindir, ama, çıkara ortaktır!.. Satılıktır kimisi… Her ülkenin tarihinde mutlak vardır böylesi.. Tehlikenin büyüklüğü ihanetin varlığından değil, sayıca çokluğunda, ve beslendiği güçten ve kaynaktandır.. Korunursa ihanet, beslenirse hain; aydınlığa kavuşturamaz hükmünü adalet. Acı olan da budur!..  İhanet cesaretten beslenir. Kanı yerde kaldı dedikleri budur!.. Uğur Mumcu cinayeti de tam budur işte!.. Kan yerde kalmıştır. İhanet sonrakiler için de bu cinayetten cesaret almıştır!.. Ne kanı kurudu, ne yapanlar ettiğini buldu, ne de ihanetin sahipleri bulundu, çeyrek asırdır!.. 1993;  24 Ocak – 2012; 24 Ocak!..  O gün doğanlar bir yıl sonra 20 yaşında gençler olacak!..

Bu ihanetin sahiplerinden bazılarını belki doğa çekip almıştır aramızdan. Uğur Mumcu ise dimdik ayaktadır, kalplerdedir, yüreklerde, beyinlerdedir sevenlerin..Ne fayda ki; fikirleri, söylemleri yaşasa da, yenilerini üretemez kılınmıştır o koca yürek!.. İhanet sadece, bedenini almadı aramızdan, ihanete meydan okuyan yüreği aldı götürdü. Mumunu söndürdü aydınlanmanın.. Zaten beden değildi onların silmek istedikleri..Fikirdi, düşünceydi, aydınlanmanın ışığıydı.. Kan emen yarasalar, sevmezler aydınlığı ve aydınlatanı. İstedikleri; bilmesindi halk!.. Devam etsindi sömürü!.. Cirit atsındı ülkemizde Sevr artıkları.. Kim diyebilir ki bugün başaramadılar bu düşünce sahipleri!.. Kim der arzuları kursaklarında kaldı!.. Gaflet sarınca toplumu, başardılar… Hem de çok yol aldılar.. Aydın; sadece dünü bilen değil; yarını görendir!.. Kaç kişi var aramızda; Uğur Mumcu kadar, o günden bugünleri, bugünden yarınları gören!.. O çeyrek asır önce gördü ülkenin bugününü. Bugünlerin Orta doğusunu; Emperyalizmin ülkemiz üzerinde oynadığı oyunları!... Hangisi gerçek olmadı ki!?.. Ömrü boyunca, araştırdı yazdı; düşündü kaleme aldı; fırsat buldukça konuştu!.. Hiç susmadı!.. Göz oldu, gördü, kulak oldu duydu, dil oldu söyledi, yürek oldu karşı durdu. Üniversitelerden kovuldu, sakıncalı piyade oldu, hapsoldu, ama hiç ahkam kesmedi; damdan düştüm demedi, damdan düşerek buralara geldik demedi!.. Ancak, bilgi sahibi olmakla fikir sahibi olunabileceğini ortaya koydu!
 
Neler söyledi o günlerde; bu günlere dair!?...
Neler söylemedi ki!?.. Görün işte; 1983’lerde, 2000’leri değerlendirirken!.. Sanki, o günlerden bugünlere ayna tutuyor, 2012’leri anlatıyor:
 
“Yıl 1983. Diyanet’te görevli 46 bin personel var. Bunların 23 bini ilkokul mezunu. Öyleyse, İlahiyat mezunları, İslam Enstitüsü mezunları ne işe yarıyorlar!? İmam Hatip mezunları, imam ve hatip olmuyorlar.. Hukuk fakültelerine gidip, hakim ve savcı oluyorlar, Siyasal Bilgiler fakültelerine gidip, vali, kaymakam, emniyet müdürü oluyorlar.. İmam hatiplilere burslar verilip, sınavsız, kaymakam, hakim savcı olarak atanıyorlar.. 2000’li yıllara gelindiğinde, vali; ilahiyat mezunu, emniyet müdürü, İslam enstitüsü mezunu, kaymakam, imam hatip mezunu olacak!..”
Sayılanların hangisi olmadı!?
 
Diyanetin personeli yüz binler bugün; bütçesi 10 bakanlığın bütçesine denk!.. Üniversitelerden daha özerk!.. Ve mollalar- meleler görev başında.. Hem de toplumun resmi danışmanı olarak. Öğretmenler çekildi köylerden, mollalar oldu kanaat önderi.. Hangisi olmamış 1983 de konulan teşhislerin bugün!? Valiler, emniyet müdürleri, kaymakamlar, danışmanlar, müsteşarlar…okul müdürleri bile teşhisle uyumlu.. Var mı istisnaları!?.. Demokrasinin taşları bağlı!..İrtica ile mücadele yasak; Şeyhlik müritlik dervişlik serbest, ulusalcılık yasak, Saidi nursiyi kitlesel kutlama serbest, milli bayramlar yasak!..                                                                                                                
 
Uğur Mumcu sadece içerdekileri değil, dışarıdaki gelişmeleri de izliyor yorumluyor ve duyuruyordu kirli ilişkilerin bağlantılarını. Ülkemizin nasıl açmazlara sokulmak istendiğini.. Mumcu katlinden önce, Kürt sorunu üzerine çalışıyordu. Barzani ailesi ile MOSSAD ilişkisini araştırıyordu. “Eğer Mumcu öldürülmeseydi bu konudaki araştırmasını derinleştirerek yayınlayacaktı.” Diye yazıyor onun çalışmalarını yakından takip eden dostları. Katlinden sadece 2 hafta önce, 7 Ocak 1993 tarihinde kaleme aldığı yazısında bu kirli ilişkileri açıklamaktaydı. “Ortadoğu'nun karanlık bir kuyu olduğu her gün biraz daha anlaşılıyor” cümlesiyle başlıyordu o yazısı.. İsrail gizli istihbarat örgütü MOSSAD ile Kürt Lideri Molla Mustafa Barzani arasındaki o güne kadar bilinmeyen inanılmaz ilişkidir anlatılan. Ayni zamanda da Barzani-ABD ilişkileri açık şekilde dile getirilmekte.. ABD; CIA ile; İsrail MOSSAD ile, ve de Barzani bu örgütlerin desteği ile meydan okumakta ve cirit atmaktadır Orta Doğuda..Ve işte o yazının en can alıcı noktası:                                                                                                 Bu ilişkiler sürüyor ve anlaşılıyor ki daha da sürecek Gizli yollarla sürecek, açık yollarla sürecek..."
İlgi belli... 
İlişki de belli... 
Kürtler sömürgeciliğe karşı bağımsızlık savaşı yapıyorlarsa ne işi var CIA ve MOSSAD 'ın Kürtler arasında?” Yoksa CIA ve MOSSAD, antiemperyalist savaş veriyorlar da dünya bu savaşın farkında değil mi? 1993’te, 2012’leri anlatan bu teşhisi, Uğur Mumcu’nun, 2000’lere bile ulaşmadan katledilmesinin asıl nedeni olabilir mi?.. Horozdu Uğur Mumcu: Horoz sadece ötmez, uyandırır da… O yüzden koparılmış olmasın horozun başı!..
 
İhanet yapa dursun planını.. İhanetin planları karşısında yılgın durmamaktır yiğitlik!. Söz verdi Türk halkı unutmayacak Uğur Mumcu’yu.. Ve Abdi İpekçi’yi; Çetin Emeç’i, Turan Dursun’u, Doğan Öz’ü, Bahriye Üçok’u, Muammer Aksoy’u, Onat Kutları; Ahmet Taner Kışlalı’yı, Necip Hablemitoğlu’nu.. ve diğer aydınlanma ustalarını..
 
Mehmet Halil ARIK
Emekli Eğitimci – DENİZLİ
 
iletisim@politikadergisi.com

 

Yorumlar

Uğur Mumcu aşkına!

 

Uğur Mumcu, usta bir gazetecidir. Mahir bir yazardır. Akıllı bir araştırmacıdır. Vatan severdir. Dürüst ve namusludur. Halkının adamı, halk adamıdır. Emeğin değerini bilen, emekçi dostu bir fikir emekçisidir.
 
Uğur'u ve diğer yurtsever, ilerici, gerçek aydınlarımızı katleden emperyalizmdir. Elbette emperyalizm soyut bir kavramdır ama uygulamaları somuttur. Vietnamı naplm bombaları içinde insanlarla birlikte diri diri yakan odur. Afganistan'da Irak'ta yüzbinlerce masum insanları katleden onun uçakları, bombaları ve silahlarıdır. Guantanamo, Ebu Garip hapishanelerinde en iğrenç en vahşi işkenceleri yapan odur. Libya'da Kaddafi'yi linç eden de odur.
 
1923 te kanla, savaşla kovduğumuz emperyalizm ülkemize yeniden 1952 NATO üyeliği ile girmiştir. Onunla birlikte "Kontrgerilla" veya "Gladyo" veya "Özel Harp Dairesi" vs. adlarıyla anılan gizli illegal örgütlenme de Türkiye'ye girmiştir. Bu örgütlenme CIA ve MOSSAD ile birlikte çalışmıştır.
 
Bu örgüt sadece faili meçhul cinayetler işlememiş, Çorum, Maraş, 1 Mayıs 1977 İstanbul vs. gibi bir dizi kitlesel katliamaları da işlemiştir. Emperyalizm kendi çıkarlarını, egemenliğini ülkemize dikte ettirmek için, beğenmediği hükümetleri devirmek için, hoşuna gitmeyen, onun maskesini yırtan kahramanları birere birer yok etmek için hep o iğrenç yöntemleri kullanarak ülkemizin iç siyasi istikararını sürekli bozmuştur. Denebilir ki Türkiye 1952 den beri ne bir istikrar, ne bir huzur yüzü görmüştür. Taa ki emperyalizm yeniden ülkeden tamamen kovulana kadar bu durum pek te değişmeyecektir.
 
Bu nedenle, solcusu veya sağcısı vatanını seven, ülke için huzur ve barış isteyen herkes, Uğur Mumcu aşkına, ölen bütün yurtsever kahramanlarımız aşkına birleşmeli birlikte emperyalizmi kovmalıyız.   

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.