Bu Yazılar da İlginizi Çekebilir!
- 1 Mayıs Kutlu Olsun, Kızaran Yüzlerle...
- CHP’de Gençlik Kolları var mıydı?
- İdeal ve İman Götürüyoruz
- Demagojinin Yıldızları
- Ulusal Birlik Anıtı
- "Bakan" Değil Gören Lazım Bu Memlekete!
- Kozmik odadan çıksa, çıksa cin çıkar
- Ergenekon'a Var da, Deniz Feneri'ne Yok Mu?
- Kardeş Kanı
- Hep Karanlık Olacak Değil Ya, Biraz Pembenin Kime Zararı Var?
- Kapanan Parti Olsun Gül'üm
- Türkan Saylan’a
- Örtülü Özgürlük
- Go Home Türkiye!
- Değiştir
Üzülsem mi, Sevinsem mi?
Anayasa Mahkemesi’nin türban serbestîsini iptal eden kararı yine siyasal arenada yankı buldu. Bu karar son nokta itibari ile sevindirici, bu noktaya gelinen süreç ile ilgili üzücü etkiler yaratmıştır, bende.
Neden üzücü?
Bir ülkede (ki o ülke benim Türkiye’m) Meclis’in mutlak tahakkümüne engel olacak mekanizma Anayasa Mahkemesi mi olmalıdır? Milletvekilliğine başlarken ettiği yeminden bile bihaber, nefes aldığı Cumhuriyet’in niteliklerini özümsememiş, ülkesinin realitelerini görememiş ve en acısı oy uğruna ülkesini ateşe atabilecek, yöneticilerimiz mi olmalı?
Belki bu yerinde kararı bahane edip oy avcılığı yapacaklar. Hukuki kararlara siyasi diyecekler. “Milletin iradesi çiğnenmiştir” gibi martavallar okuyacaklar; ama zaman bu kararın haklılığını ortaya koyacaktır. Demokratik devletsek de, aynı zamanda hukuk devletiyiz. Hukuk devleti de bu şekilde tezahür edebiliyor. Yaşar Nuri Bey’in de ifade ettiği gibi, bir yerlerden transfer edilen bir örtü anayasaya sokularak devletin resmi örtüsü haline getirilmeye çalışılmıştır. Bunun böyle bilinmesi daha yararlı olacaktır. Gelin görün ki yine de oy avcılığı yapmaya çalışacaklar ve milletimiz eğer geçmişten ders almamışsa üzücü sonuçlar bizi yine kahredecek.
Neden sevindirici?
Netice itibari ile kısa vadeli tek çözüm sağlanmış ve ülkemiz bir kargaşanın kapısından dönmüştür. “Zararından neresinden dönülürse kârdır.” anlayışı ile olaya olumlu bakmaya çalışıyorum ve günübirlik bir çözüm için olumlu bir karar olduğunu düşünüyorum.
Ancak daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi, kendisini kemalist, sosyal demokrat, ilerici vd. şeklinde tanımlayanların uykudan uyanıp halkçı bir tavır almaları gerekmektedir. Aksi takdirde bu tarz kararlar Anayasa Mahkemesi’ni hedef göstermekten başka bir sonuç vermeyecektir.
Konunun sıcaklığı ile bu yazımı yazmış olup, bu konuda daha ayrıntılı yazıları da yazmaya çalışacağım.
Emrah ÖZDEMİR
emrah.ozdemir@politikadergisi.com
- Emrah ÖZDEMİR içeriği
- 23928 okunma
Yorumlar
Yeni yorum gönder