Vicdani Red

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

 

Hatırlayanlar bilir Sayın Abdullah Gül'ün eşi, beraberindeki avukatlarla birlikte, Türkiye’de açtığı “türban” davasını kaybettiğinde, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne giderek türbanın ve/veya başörtüsünün kamusal alanda kullanılabilmesi için mahkemeye başvurmuştu.
 
Sürecin değerlendirilmesinden sonra da, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne götürdüğü davayı kendisi iptal etmişti. O güne kadar da fevri olan davranış biçimi, sürecin olumsuz olabileceği yaklaşımıyla, bireysel faydaların üzerindedir kamu faydası gibi bir beyanla açıklanmıştı.
 
Bugün beraberindeki avukatlarla birlikte Mamak Askerlik Şubesi'ne gelen Karayay, şube önünde Kasım döneminde askere alınmayı bekleyenler ile birlikte aynı sırayı bekledi. Daha sonra avukatları ile birlikte Askerlik Şubesi'ne giren Karayay, 'Vicdani Ret' hakkını kullandığını beyan etmiş İHA’nın haberine göre.
 
Bir gün öncesinde de;
"Hayatım boyunca kavga etmedim, insanlara zarar vermedim. Bu süreçten sonra aynı tutumu tekrarlayacağım. Ölmeyeceğim, öldürmeyeceğim. İşkencelere maruz kalacağım, hapislere atılacağım ancak bu zorluklardan yılmadan, kararımın sonuna kadar arkasında duracağım" demiş
 

 

 
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gidecek bir dava daha bizi bekliyor demek. Fakat burada kamusal fayda bireysel faydanın üzerinde tutulup dava geri çekilir mi derseniz sanmam. Önceki açıklamaya bakarsanız bu öngörülü “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı” nın ne kadar barış sever olduğunu anlamamak mümkün değil ! Hayatı boyunca kavga etmeyen bu “barışçı”  arkadaşın öngörüleri ise oldukça Faşizan beklentiler devletinden; “Hapse atılmak”, “İşkencelere maruz kalmak” gibi. Ama bu “barışçı” “yılmaz” arkadaşın vicdanını şekillendiren şeylerin “ölmemek” ve öldürmemek” olması, bu vicdan şekillenmesinden dolayı da askerlik hizmetinden men edilme isteğini “vicdan yapmadan” anlama çabasına giriyorum.
 
Ülkemizin iktidar partisi ve hükümetinin yaptığı neredeyse hiçbir şeyi onaylamıyorum, tercih edilen piyasa ekonomisini gayri ahlaki bulmaktayım, sosyal güvenlik sistemini, özeleştirmeyi, sağlık ve Milli eğitimini, YÖK, ve özerk olmayan üniversite sistemini, halktan kopmuş devlet anlayışını, bağımsız olmayan iç ve dış politikamızı görmek kahrediyor beni, gencecik insanların 30 yıldır ölmesi öldürülmesi meselesinin bir an önce sosyal ekonomik kültürel askeri tedbirlerle çözülememiş olması kimsenin görevini düzgün yapmaması, din sömürüsü, halkın yüzüne baka baka yalan söyleyen iktidarı ve muhalefeti, yüzüne kara çalınanların istifa bile etmeyişi, bedelli askerlik ayrımcılığı (Eşitlik ilkesine ters), daha neler neler kahrediyor vicdanen reddediyorum tüm bunları ama bahse konu bu “Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı” nı anlamakta zorluk çekiyorum.
 
Ne kadar “ASİL” Ölmemek ve öldürmemek için !
Diyelim ki kimse askere alınmadı karakollar boşaltıldı kışlalardan askerlerimizi çektik ölmemek ve öldürmemek için !
Diyelim ki kışlalarda kimse kalmayınca bombalar patlamadı kent merkezlerinde,
Diyelim ki yaş kesen baş kesere inat yakılmadı Anadolu’nun dört bir yanında  ormanlar terör örgütü elinden,
Diyelim ki basacak karakol kalmadığından terör örgütü ve emperyalist ülkeler ellerini ovuşturmadılar savunmasız bir ülke için,
Diyelim ki Irak’a,Afganistan’a ve Gürcistan’a dönmeyeceğiz,
Diyelim ki bu güne kadar ülke savunmasında öldürülen vatan evlatlarına “yüce” vicdanımız sızlamayacak.
Diyelim ki bu ülke bana ve ceddime hiç hizmet etmedi neslimede etmeyecek (!?)
Diyelim ki ülkede umurumda değil,
Diyelim ki orada birileri nöbet tutmasa da birileri biraz daha hoyrat hareket etmeyecek ülkenin iç güvenliği dış güvenliği için,
Diyelim ki egemenlik senin için sadece bir ayrıntı,
Diyelim ki herkese olan hukuk sana başka,
Diyelim ki sen yüz binlerce  yaştaşın arasında avukatlar tutabilecek kadarbu ülkenin emeğinden sermaye edinmişsin. (Diğerleri avukat bile tutamazlar)
Diyelim ki senin algılarını açan eğitim kültür edinimi bu devletin yarattığı sosyal ortamlarda, eğitim kurumlarında gerçekleşmedi,
Diyelim ki yolunda yürümedin, okuluna gitmedin.
Çeşmesinden gelen suyu içmedin.
Diğer emekçilerin ekmeğini yemedin. (bkz. Yabancılaşma, meta fetişizmi ve şeyleşme süreci)
Diyelim ki hiç elektriğini kullanmadın,
Anan baban devletin resmi dairesinde evlenmedi,
Anan baban ve ceddin bu devletin hiçbir hizmetinden faydalanmadı,
Diyelim ki neslin hiç olmayacak,
Olursa da hiçbir hizmetten faydalanmayacak,
Hastanesinde doğmayacak,
Doktoruna baktırmayacaksın kendini, ceddini ve neslini.
Diyelim ki;
Diyelim ki  birileri seni korurken “yüce” vicdanın rahat edecek.
Diyelim ki ceddimin sana bıraktığı vatan “helal” sana.
Diyelim ki bu kadar millet vicdansız sen vicdanlısın.
Diyelim ki birileri hakkını helal edecek sana…
Diyelim ki işçi olmadan vatansızsın ! (AB’ye girince serbest dolaşım hakkı verilecek az bekle! )
 
 
Diyelim ki mülkiyet gerçekten hırsızlık ve sen yurt denen bu mülkiyeti hiç sahiplenmemişsin!
 
Diyelim ki askere gitmezsen hiç ölmeyeceksin!
 
Sen zaten yaşamamışsın ki “kardeşim” ölesin öldüresin!
 
 
 
Erdinç AYDIN
 
erdinc.aydin@politikadergisi.com

Yorumlar

VİCDANİ RET

Hay ağzına,ellerine ve BEYNİNE sağlık arkadaşım.Ne de güzel yazmışsın.Hele ki bir satırdan sonra sanki bir ŞİİR okuyor gibi oldum.Üstelik şiierlerin çoğunda tüm satırlar bu derece anlamlı da olmaz.Senin şiirin ise her satırı ile insanlara ders verir niteliğinde.Şahsı tanımıyorum ve de tanımamaktan ötürü de bir şey kaybettiğimi de sanmıyorum.Eğer bu VATANDAŞ(!)bu ülkede yaşıyor ise,benimde onu kendi adıma ülkemden VİCDANI RET hakkım versa,ben de onu kullanıyorum.Hatta sadece ülke için olmakla kalmayıp,dünya için de aynı hakkımı kullanıyorum.Saygılar.....

Vicdani Red

Yazınızda vicdani redcilerden ülkede askerliğin ortadan kalkmasını isteyen kişiler gibi bahsetmişsiniz.
ben bir vicdani redci olmadığım gibi bu insanların karşısındada değilim zaten hali hazırda sizin(benim) gibi insanlar asklerlik yaptı/yapacak AIHM ne başvurmayacak ve isteyerek yada istemeyerek askerlik yapacaktır.
bunu dışında ülkemizde askerlik yapana kız verilmeyeceğini düşünen askerliğin erkekliğin teminatı olduğunu düşünen bir çok insan mevcut
kişisel fikrim vatana verilecek hizmetin illaki askerlik ve silahla yapılmaması kamu hizmeti ile kişilerin VATAN BORCUNU(!) ödeyebilmesi gerekmektedir.
kaldıki "sizde şahit olmuşsunuzdur diye tahmin ediyorum" askelik kurumda elektronik mühendislerine ampul değiştirme görevi inşaat mühendislerinede duvar ördürüldüğü bilinen bir gerçektir. Bu ülkeye okudukları okul ve kişisel becerileri ile yardım ede bilecek değer kazandırabilecek insanlara yapılan bu davranışın sadece bireylere değil vatana karşıda işlenmiş bir şuç olduğunu düşünüyorum.

Yazma konusundan çok başarılı değilim umarım konuyu çok fazla dağıtmamışımdır
uzun lafın kısası askerliğin zorunlu olması bencede gerekli olmakla birlikte alternatif seçeneklerinde olması gerekmektedir. 15 ay askerlik yapmak istemeyen bir insanın 24 ay zorunlu kamu hizmeti ile görevlendirilmesi buna bir örnek olacaktır.

Su meshur `elektronik

Su meshur `elektronik muhendisleri` Ay`a turksat uydusunu atti da askeriye mi engelledi ve onlara sadece ampul degistirtti `vatan hizmetinde`?

Gercekci olalim biraz ve dusunun Vicdani olmayanlarin `vicdani ret` haklari olabilir mi?

not: (Klavyem USA standartlarinda )

Su meshur `elektronik Cevap

Dikkatli okursanız yazıda zorunlu askerlik kalksın denmemektedir.İstenen sadece hali hazırda zorunlu kılınan bu sürenin millet ve devlet yararına kullanılmasının sağlanmasıdır. Fakat Vatanseverlik ve milliyetçilik kavramlarını militarizm ile karışıtıran, üç paragraflık bir yazıya "Şu meşhur" diye başlayıp alaycı bir tavırla cevap yazan, zihniyetin bunu anlamasını beklemek bile mantık sınırlarını zorlarken birde vicdan olgusunu izah etmek hepten imkansız olacaktır.

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.