Y Kuşağı ve Demokrasi Algısı(!)

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

BBC TÜRKÇE internet portalında, Mısır’daki “Y Kuşağının” gerçekleştirilen darbeye nasıl yaklaştıklarına yer veriliyordu.

Y Kuşağı, “16-32” yaş arası kişileri tanımlamak için pazarlama stratejistleri tarafından kullanılan bir kavrammış… 33-46 yaş arasını kapsayan “X” kuşağının ardından geldikleri için, “Y” olarak tanımlanıyormuş; İngilizce’de neden anlamına gelen “Why” ifadesinin telaffuzu olan “Y”ye atıfla sorgulayan bir kuşak olarak niteleyenler de varmış bu Y kuşağını...

Y Kuşağı’nın, 1985-1995 yılları arasında doğanlardan oluştuğu söyleniyormuş. “Küreselleşme”, “teknoloji”, “iletişim ve modernleşmeye” kolaylıkla uyum sağlamaları, Y Kuşağı’nı tanımlarken kullanılan anahtar sözcüklerdenmiş.

* * * * *

Stanford Üniversitesi’nden Lisa Blaydes ve Emory Üniversitesi’nden Drew Linzer’in, 2010 yılında yapmış oldukları bir çalışmaya göre, Mısır’daki protestolara katılanların yüzde 43'ü, 35 yaşın altındaymış...

BBC Dünya Servisi’nden Shaimaa Khalil’e mayıs ayında konuşan Manal isimli genç bir kadın, “Demokrasi ve özgürlük, birçok şeyi iyi hale getirmek, ulaşılabilir kılmak için var. Mısır’da bunlar gerçekleşmiyor. Hiçbir şey olmuyor. Her şey daha da kötüye gidiyor.” demiş...

24 yaşındaki bir başka erkek öğrenci ise şunları ifade etmiş: “Demokratik bir yönetim 'ballotokrasi' (sandık-okrasi) mantığının tam karşısında duruyor. Müslüman Kardeşler’in İslami referansı problemli. Ülkemin sosyal demokrasiyle yönetilmesini istiyorum. Ancak darbedense bir sonraki seçimleri beklemeyi tercih ederdim.”

* * * * *

25 yaşındaki bir mühendis, “Mursi’nin gitmesini insanlar istiyordu ve asker bu talebe kulaklarını tıkamadı.// Mısır’da yaşananı askeri darbe olarak adlandırmak doğru değil. Darbelerde askerler yönetime el koyarlar. Burada ise geçici bir cumhurbaşkanı ve yeniden seçime gidileceği iddiaları söz konusu...” şeklinde görüşlerini ifade etmiş...

20 yaşındaki bir başka genç ise “Hiçbir politik aidiyetim yok. Seçimlerden önce Mursi’yi destekleyen kampanyalarda görev aldım, ancak bunun sebebi eski rejimin tekrar iktidar olmasını önlemekti. Mursi’nin iktidar olduğu aylar boyunca hayal kırıklığına uğradım...” diyor...

-----------------------------

(http://www.bbc.co.uk/turkce/haberler/2013/08/130801_misir_y_kusagi.shtml)

* * * * *

İnternet teknolojisinin giderek yaygınlaşması ve görece ucuzlamış olması, bu mikro teknolojinin kullanım kapasitesini arttırdı...

Medya denen devasa olgunun, internet teknolojisindeki gelişmeler neticesinde anlam kaybetmeye başlamasıyla beraber, sosyal medyanın, yani e-medyanın önemi artarak konvansiyonel haberciliğin önüne geçerek, haberleşmede ve bilgilenmede bir adımlık mesafeyle etkileşime kapı araladı...

Arap Baharı süreçlerinde de...

Gerçekten bu sosyal medyaların çok fazla işlevselliği ve etkinliği oldu. Geniş kitleler, bu sosyal ağlar vasıtasıyla örgütlenerek, demokratik taleplerini ifade etme yoluna gittiler...

Aslında, bu internet teknolojilerindeki doruk noktalarına çıkış...

Haberleşme ve bilgilenmenin anlamını değiştirdiği kadar, demokrasinin özünde de yeni yeni gelişmelere vesile oldu...

* * * * *

Totaliter ve baskıcı rejimler altında yaşayagelen toplumlar, konvansiyonel haberleşme kanallarına uygulanan filtreleme ve engelleme girişimlerine sosyal ağlardaki katılımcı ve yaygın etkileşim ile karşı koydular... Sansürlemeye, kontrol altında tutmaya ve sindirme ile her türlü tahakküme karşı geniş kitleler, teknolojinin olanak ve fırsatlarından faydalanarak karşı koydular...

Ve...

Varlıklarını ve benliklerini, bu sosyal medya vasıtasıyla gösterdiler. Yeryüzüyle iletişimi ve diyalogu, bu mikro teknolojiler aracılığıyla sağladılar...

Bir nevi “Kendini Gerçekleştirme” mecraları, artık bireysel haberciliğin ve gazeteciliğin yeni alanları oluverdiler...

Mısır sokaklarında da, İstanbul sokaklarında da, eylemsel faaliyetlere katılanların çoğunluğu, bu yeni trendle organize oldular...

* * * * *

Demokratik katılımın ve ifade özgürlüğünün ilerlemesinde, bu yeni alışkanlıkların çok büyük payı oldu ve olmaya devam edecek gibi...

Mısır’da yaşayan çeşitli gençlerin, yaşanan “Darbe Sürecine” ilişkin bazen kesişen, bazen de ayrılan düşüncelerini, okuduk.

Y kuşağının, Mısır’daki halk hareketlerinde ve demokrasi taleplerinde ifade edildiği gibi önemli bir etkinliği oldu.

Bizdeki Taksim Gezi Parkı eylemlerinde de, meydanlara dolan ve taşan yığınların içinde “Y Kuşağı” addedilecek kesim ağırlıktaydı...

Teknolojiyi ve mikro aygıtları çok mahirce ve etkin şekilde kullanan Türk gençliğinin, acaba “Darbe Teşebbüslerine” bakışı nasıl?

Acaba, esas amacı gittikçe iktidar muhalifliği olan Gezi Eylemlerinde sokaklara dolan ve taşan geniş kitlelerde de, şu hissiyat hiç vaki olmuş mudur: “Mursi’nin gitmesini insanlar istiyordu ve asker bu talebe kulaklarını tıkamadı.// Mısır’da yaşananı askeri darbe olarak adlandırmak doğru değil. Darbelerde askerler yönetime el koyarlar. Burada ise geçici bir cumhurbaşkanı ve yeniden seçime gidileceği iddiaları söz konusu...”

 

 

Erhan SALMAN

 

erhan.salman@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.