Yanlışlıklar Komedisi

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Çok ilginç bir ülkeyiz ve milletiz!

Türk’üzdür, nereden geldiğimizi, nereye gittiğimizi bilmeyiz!

Kimimiz etnik milliyetçilik yapar, o da sadece çıkar ya da çevresine uyum sağlamak içindir!

Müslümanlık zaten hak getire, ama kimse birbirinden aşağı kalmaz, herkes cennetliktir!

Her gördüğümüz sakallıyı o yüzden hacı sanar, bir güzel okutur, üfletiriz!

23 Nisan’a, 19 Mayıs’a aylar önceden hazırlıklar yaparız, ama o kutlamalar için hazırladığımız öğrencilere, 23 Nisan’ın, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kuruluş, 19 Mayıs’ın, Mustafa Kemal’in Samsun’a çıkış tarihi ve ne kadar önemli olduğunu öğretmeyiz!

1 Mayıs’ı, Taksimde kutlayacağız mı kutlamayacağız mı, diye aylar önceden tartışmaya başlarız. Tekel işçimize sahip çıkmak, havuzlara atıldıktan sonra, taşeronculuğa ise madenlerde ölen işçilerimizden sonra karşı çıkmak aklımıza gelir.

 

Zaten, 1 Mayıs’ın, 1886’da Amerika’da ki işçilerin, çalışma saatlerini 8 saate düşürmek için yapılan grevin tarihi olduğundan kimin haberi var ki? At çamuru, vatandaş komünistlerin işi sansın, olsun bitsin!

Kürt açılımı yaparız; açılım paketinin içinde ne olduğunu bilene aşk olsun! Sonra, açılım adına, Habur’da teröristleri, kırmızı halılar sererek ve alkışlarla karşıladıktan sonra bir güzel uğurlar, serbest bırakırız. SHP’nin hazırlamış olduğu 89 raporunu okumadan, CHP’yi vatan haini ilan eder, Habur’da ki manzaraları yaşatanları en ileri demokrat yaparız!

Alevi açılımı yaparız; Alevilerin inançlarını yaşatabilmesi için yapılması gereken ibadet evlerini, Madımak Otel’ini müze yaparak sağlarız! Roman açılımını da, Romanları sokaktan, çadırdan, gecekondudan, apartmanlara taşımaktan ibaret sayarız!

Demokrasiden bahsederiz; demokrasin en önemli amacı olan, feodaliteden vatandaşlığa geçişte, en büyük engeli oluşturan toprak ağalığı, cemaatçilik, töre gibi kavramları sivil toplumculuğun ve özgürlüğün parçaları olarak kabul ederiz!

Vatandaş olarak dış politikada, başarılı olduğumuzla övünürüz, ama aynı vatandaş; Kıbrıs’ın, Libya’nın yerini dahi bilmez, Dışişleri Bakanının Dubai’de havaalanında bekletilmesini saygıda kusur olarak görmez, Ermeni soykırımını tanıyan ülke sayısının, en çok bu hükümet döneminde artmasına, İsrail’i OECD’ye sokmaya ve 9 vatandaşın göz göre göre ölüme yollanmasına tepki göstermez!

İstatistikler, enflasyonun düştüğünü gösterir, alım gücümüzün arttığı söylenir; ama cebimizde ki paraya bakmayız. 2002’de 1 kilo ekmek 1 lira iken 2011’de 2 lira , tüp 16 lira iken bugün 58 lira, benzin 2 lira iken 4 küsur lira olmuşken, asgari ücret ve maaşlar bu zamlar kadar artmamışken, çizilen pembe tablolara inanmayı tercih ederiz!

Bu ülkede, yaşadıklarımızın William Shakspeare eseri Yanlışlıklar Komedisi’nde anlatılanlardan hiçbir farkı yoktur! O oyunda, kimlik kargaşası nedeniyle, yanlış yere dayak yemeler, hapse atılmalar, şeytanların kontrolüne girme suçlamaları, birbirini aldatmalar ve hatta ensest ilişkiler anlatılır. Bir etrafınıza bakın bakalım, siz bir fark görebilecek misiniz?

 

oguzkemal.ozkan@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.