Bu Yazılar da İlginizi Çekebilir!
- Nida (!)
- Güneş Baskı Teknikleri ve Bursa’da Bir Sergi
- P—Tiyatro: Mustafam Kemalim
- Maxim Gorki: Küçük Burjuva İdeolojisinin Eleştirisi
- P—DVD: Schindler’in Listesi
- Tezgaha Serilmiş İnsan Halleri
- Eğitim Şart!
- Ah Öteki / Halk, Millet, Ulus, Toplum
- P—DVD: Die Blechtrommel (Teneke Trampet)
- VT
- Neler Oluyor Bize?
- Huzur Saygıdadır
- Sevgiliye
- P—Müzik: Modern Bireyin Bunalımı: The Wall
- P—Kitap: Seçkiler
Yar Bana Bir Bahane Medet
Sabahın bir erken saatinde kalkacaksın<?xml:namespace prefix = o />
Gözlerinden uyku akacak –sabaha kadar uyuyamamışsın-
Açsın, karnın zil çalmakta lakin
Lokmalar diziliverecek boğazına
Yutamayacak, yutkunamayacaksın
Tekrar tekrar çaresizce takvime bakacaksın
Sonra ötekine, berikine ve diğerine
Soracaksın sonra etraftakilere,
‘Bu gün aylardan günlerden ne?’ diye
Soracaksın, Cumhuriyetin tüm ilke ve devrimlerini reddeden kızlarına ve eşine…
Parasızlıktan burslu okuttuğun,
mezun olduğu gün trilyonluk mülklere boğduğun,
Asker ocağında değil de, harem-selam mavi turlarda
Jetlerin kotraların üstünde yan yatan oğluna soracaksın!
Lakin nafile çırpınışların!
Çarpacak gözüne yüzüne aynı ay, aynı gün.
‘Keşke’ diyeceksin
‘Bu gün dün olsa
Bu gün yarın olsa,
Yaşanmamış yahut yaşanmadan geçmiş olsa,
Unutulsa kaynayıverse mesela, arada!
Yahut ufak yollu bir felaket yaşansa
Gitmeme mani, gitmeme engel bir mucize
Heyelan, sel, yangın, zelzele
Bir kaza olsa ya da
Ne bileyim ayak serçe parmağım kırılsa
Çıkmak zorunda kalmasam o sonsuz basamakları
Dikilmek zorunda kalmasam onun ve şehitlerin anısına
Yahut gözlerime geçici körlük gelse
Görmek zorunda kalmasam abidesini,
Resimlerini ve ona gelenlerin sevgisini.
Çıkıverse elimin iki parmağı –şöyle kazara-
Yalandan karalamak zorunda kalmasam anı defterini...
Hadi hepsi bir yere kadar,
Hak Teâlâ kuvvet verir, tahammül edilir!
Ammaaaaa
Ya stat gösterileri, tören geçidi
Olacak iş mi, tam da yol haritasının arifesi
Elleri kınalanmış, hayatının iki baharı ertelenmiş onlarca asker
Gözlerini, kollarını ve bacaklarını yitirmiş, gaziler -genç ve yaşlı-
Yıllardır hain saldırılarda evlatlarını yitirmiş şehit babaları, anneleri
Nasıl bakılacak gözlerine
Ruhları için saygı duruşu nasıl olacak, olmadan saygı!
Ya dostlarım, onlar ne durumda?
Bölüp parçalama hevesimizin doruğunda iken
Daha üstünden yüz yıl geçmeden
Şu toprakların uğruna can vermiş, kan dökmüş
Taarruz şehitleriyle yüzleşmek niye?
O emperyalizme köle etmemek için bu ülkeyi
Sömürgenin kucağına düşürmemek için
Bağımsızlık için
Hürriyet ve özgürlük için
Yediden yetmişe ayağı çarıksız, çorbası katıksız ordusuyla
-Canı pahasına- savaşmış
Canım ülkesini kurda kuşa yem etmemiş bir lider iken
Benim ve dostlarımın burada olması yakışık aldı mı şimdi?
Almadı!
Şu halde bu son olmalı!
Benim ve dostlarımın yeri burası değil.
Eğer gerçek bir Zafer Bayramı istiyorsanız,
Bu sefer son olmalı!
Ya gözleri, akıl ve vicdanları bağlanmış bu halk
Beni ve yandaşlarımı ait olduğumuz kör kuyunun dibine göndermeli,
Yahut
Yetkimiz ve cürümümüz ne olursa olsun fark etmemeli!
Avantalardan kirlenmiş ellerimiz ile
Yandaş mahallelerinden çamur sıvanmış ayaklarımız ile
Körelmiş yobaz gözlerimiz,
Nankör, istismarcı ve kaypak zihniyetimizle
O’nun ve şerefli Türk Ordusunun karşısına çıkmamız dünya durdukça men edilmeli.
Yorumlar
Yeni yorum gönder