Bu Yazılar da İlginizi Çekebilir!
- Ba(*)baya Mektup
- O Dediğin Şey Bayrak Değil, Trafik Işığı!
- Gerçeklerle Yüzleşmek
- 12 Eylül Tatilciye mi, AKP’ye mi Yararlı?
- Cumhurun Tarafıyız!
- Yüksek bilinç(!)
- Referandum AKP İçin Bir Güven Oylamasıdır…
- Alternatifsizleştirme Projesi
- Demokratik Başbelaları
- Bir Tarih Kitabı
- "Utanıyorum!"
- Basın Özgürdür (!)
- Pes !
- Benden Adam Olmaz...
- Canımı Seve Seve Vereceğime And İçtim!
Yeni Anayasa Paketi Neden Demokratik Değil? Anayasa Paketine Hayır Demek Yeterli mi?
Demokrasinin en ileri olduğu ülkeler bugün Avrupa’dadır. İlginçtir ki ABD ise demokrasi bakımından ziyadesiyle geridedir ve BM’nin insan haklarına ilişkin tuttuğu raporlarda sürekli olarak utandırılmaya tabi tutulmaktadır.
Klasik demokrasi, toplumun kendisini yönetmesi, ortak iradeyi sağlamak için bu görevi ifa edecek mekanizmayı oluşturması anlamına gelmektedir. Burada çok ince bir ayrıntı vardır ki, eğer demokrasinin, demokrasiyi denetleyecek katı kurum ve mekanizmaları olmazsa, demokrasi kolaylıkla demokrasi olmaktan çıkabilir ve halk kendi temsilcileri yerine kralları seçme hatasına düşebilir.
Çoğulcu bir demokraside amaç, kimlik üzerinden siyaset yapmak değil, kimlikleri güvence altına almaktır. Bu haseple mesela; laiklik olmazsa olmazdır çünkü laiklik çoğunluğun, azınlık üzerinde baskı kurması engellenir. Herkesin inanç özgürlüğü garanti altına alınmış olur. Eğer laik yahut seküler yapı yıkılmaya veya çözülmeye başlarsa burada demokrasiden söz etmek oldukça zor olacaktır.
Bir ülkedeki sistemin demokratik olabilmesi için, iradenin mutlak suretle özgür olması gerekir. Eğer irade özgür değilse, çeşitli gruplar yahut kişilerin inhisarına tabi ise burada demokrasiden söz etmek mümkün olmayacaktır.
Unutmayalım ki, demokrasi demek, başıbozukluk demek değildir. Bu ince ayrım gözden kaçırılırsa, demokrasi, demokrasi olmaktan çıkacaktır.
Eğer bu 3 erkten 3 ü de aynı elde toplanırsa, bu da apaçık bir “totaliterizm”dir. Rejim bu üç erkin tek elde toplanması yoluyla kolayca demokratik bir yapıdan totaliter bir yapıya geçebilme imkânına kavuşur.
İşte AKP’nin bu yeni anayasa paketinin içindeki tartışmalı üç maddeyle yapmaya çalıştıklarından birisi budur. Bu açıdan, bu yeni paket, 1982 anayasasından daha demokratik bir anayasa olmayacaktır.
Neden mi? Çünkü yargı, yasamanın ve dolayısıyla da yürütmenin ve dolayısıyla da Başbakan’ın tekeline geçirilmek istenmektedir. Bu gayet açık ve inkâr edilemez bir objektif gerçekliktir.
Düşünün, kendinizi müstakbel anayasanın yürürlüğe girmesi sonrasında bir hâkimin yerine koyun. Sizi atayan, neredeyse hayatınızı elinde tutan bir iktidar aleyhinde bir karar vermeniz mümkün olacak mıdır? Eğer ben aleyhte bir karar verirsem, bu iktidar benim canıma okur, diye düşünmez misiniz?
Sözün özü, eğer 12 Eylül 2010’da sandıktan Evet çıkarsa Türkiye daha totaliter bir ülke olma yolunda büyük bir adım atacak ve hasta olan demokrasi ölecek. Eğer HAYIR oyu çıkarsa, Türkiye daha demokratik bir ülke olmayacak ancak daha demokratik bir ülke olma yolundaki şansını yitirmeyecek.
Bu sebeple tıpkı Avrupa’da olduğu gibi halk bu konuda bilinçlendirilmeli ve belki de tek tek maddeler oylanmalıdır.
İktidar unutmamalıdır ki, bu halk koyun değildir ve samimiyet gözyaşlarında değil, kalpte ve dimağdadır. Yüce Türk Milleti bu samimiyetsizliği anladığı gün, onu aptal yerine koymaya çalışanlara cevabını en sert biçimde verecektir.
- Asım US içeriği
- 12864 okunma
Yorumlar
referandum'dan hayır sonucu çıkarsa,
bu durumda anayasayı gözüne kestirmiş ikdidarın, ve ts. iç hizmetler kanunu 35. madde yi değiştirme önerisiyle akp. ile paslaşan ana muhalefet partisinin b- planının ne olduğunu merak ediyorum ve kestiremiyorum.
değerli görüşlerinizi aktardığınız makaleniz için çok teşekkür ediyorum.
vaktimi harcamanın karşılığında, önemli bilgiler görüşler edindim.
cevabını merak ettiğim soru hakkında görüş belirtmenizi rica ediyorum.
saygılarımla asım bey.
Cevap
Alakanıza teşekkürler İrfan Bey.
Açıkçası ana muhalefet partisinin b planının ne doluğunu bilecek bir mevkii de olmadığından ötürü, sorunuza vereceğim yanıt afaki olmaktan öteye geçemeyecektir, bu sebeple ancak varsayımlar üzerinden senaryolar yazabiliriz.
Fakat ana muhalefet partisinin söylemlerinden hareketle diyebilirim ki, kendileri de bu anayasanın değiştirilmesini arzu etmektedirler ancak, hem oluşturulma süreci hem de toplumsal yaşamı şekillendirme anlamında gerçek anlamda demokratik bir anayasa oluşturulmasını istemektedirler. Bu şekilde değiştirilmesi, demokrasi adına bir gelişme değil, yozlaşma olacaktır.
CHP'nin yetkili ağızlarından Prof. Dr. Süheyl Batum'un konuya ilişkin görüşlerini size yansıtmam daha doğru ve sağlıklı olur diye düşünüyorum.
http://www.facebook.com/Prof.Dr.Suheyl.Batum?v=wall#!/note.php?note_id=142117969140537&id=129059267119340&ref=mf
Saygılarımla
anti demokratiklesme
Ben almanyada yasayan,hatta alman pasaportu olan kirsehir dogumlu bir türkiyeliyim,1980'de almanyaya geldim ve hala bu ülkede yasiyorum,..yillardir korktugum bir tek sey var! insanlarin birgün mahallemde,sehrimde hatta ülkemde istemiyorum taleplerini yüksek sesle bagiracak olabilmeleri.
Benim informasyon kaynagim bircok kisininde oldugu gibi gazete ve televizyon,birde buradan türkiyeye izine gitmis olan tanidik insanlar..yukaridada degindigim gibi,insanlarin baskalasma arzu ve talepleri ürkütücü bir boyut almis gibime geliyor..
demokratik düsüncenin bir an önce farkli insanlarin haklarinin korunmasi dogrultusunda cok düzgün ve istikrarli icraatlarda bulunmasi gerekiyor..
siyasi partilerin bu dogrultuda SIK SIK sempozyumlar yapmasi gerektigini düsünüyorum!!
saygilar
Anayasa
Anasayi degistirmye calisiyor ama bunu basaramicaklar Atamizdan yadigar o kurallar
Yeni yorum gönder