Yetkin ve Sorumlu Birey= Yurttaş!

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Temsilcilerimizi biz seçiyoruz…

Onları demokratik yollarla etkileme ve hatta istifaya zorlama olanaklarımız da var. Demokratik yollardan güçlü bir biçimde ortaya konabilen kamuoyu baskısı hükümetleri devirebilir.

Bütün bunları başarmak, yapılan olumsuz işlere son vermek ve Cumhuriyetimizi yeniden rayına oturtma imkânı bizim elimizde olduğuna göre, bizim adımıza işlenen suçların kişisel suçlusu olmaktan kendimizi sıyırmamız olanaklı değildir…

Bizler, halkımızın birer parçası olarak ve demokratik haklarının bilincine varmış yurttaşlar olarak, Anayasal haklarımızı kullanmaktan kaçınarak, bir kenarda pinekler ve susarsak, bizi yönetenlerin işledikleri suçların ortakları olmaktan kendimizi kurtaramayız…

Örneğin hükümet, Libya’ya saldıran emperyalist güçlerin yanında mı yer alıyor ve bizler de bu ağır “suç”a kayıtsız kalıyor ve susuyorsak, Libya’da akan kanın ve gasp edilen petrol yataklarının doğrudan suç ortağı olmaktan kurtulamayız…

 

Gerçek demokrasi, “yan gelip yatma” rejimi değildir…

Bilmem kaç yılda bir önüne konan sandıkta oyunu kullanıp sırça köşküne çekilmek değildir.

Sizleri televizyon dizilerine mahkûm eden kültür emperyalizmine boyun eğerek gününü gece eylemek hiç değildir…

Nerede politik bir egemenlik varsa orada ekonomik bir egemenlik de vardır.

Emperyalizmin ekonomik egemenliğini kırmak için onun politik egemenliğine karşı yürütülen mücadeleye aktif olarak yer alınmadıkça sözünü ettiğimiz suç-ortaklığından kurtulabilmemiz mümkün değildir.


İşte demokrasi, bu mücadeleye katılma imkânıdır!..

Bu imkân, anti demokratik güçler tarafından yok edilmek istendiğinde, onu tekrar elde edebilmek için verilen mücadelenin hedefinde yer alan bir kültürün adıdır…

Demokrasi, bireylerde sorumluluk duygusunun varlığını gerektirir.

Demokrasinin içinde yaşayan yetkin bireyinin siyasi terminolojideki adı, yurttaştır, vatandaştır…

Yurttaş, gerçek bir demokraside “sorumlu kişi” anlamına gelir.

Ülkenin bugününden, şimdisinden ve yarınından sorumlu insan tipidir yurttaş…

Verdiği oydan, yaptığı tercihten, dört ya da beş yılda bir değil, her gün sorumlu olduğunu bilen ve bu sorgulamayı her an yenileyerek vardığı sonuçları topluma yüksek sesle açıklama sorumluluğunu yerine getiren, hisseden ve düşünen bir kültürün paydaşıdır vatandaş…

Hükümet’in Libya’ya saldırı koalisyonuna katılmasından da kendisi sorumludur…

Ülkeyi yöneten Başbakan’ın bir sanat eserine “ucube” demesinden de sorumludur…

Anayasa referandumunda otaya çıkan sonuçtan ise, haydi haydi sorumludur…

Hayır hayır… Bütün bu sonuçlardan tek başına her bir bireyin sorumlu tutulması abartılmış bir tanımlama değildir. Asla değildir!..

Ne diyordu Gazi Paşa?..

Hem de Milli Mücadele’yi kazanan Büyük Meclis’in kürsüsünden şöyle sesleniyordu geleceğin Türk yurttaşlarına:

“… Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir… Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu ikti

dar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır!..”

İşte sorumluluk duygusu budur!..

Yetkin bir birey olmak ve sonuç olarak yurttaş ve vatandaş olma bilincine kavuşmak budur…

 

faruk.haksal@politikadergisi.com

 

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.