Yükselen Değer, Böl ve Yönet

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Emperyalizmin olmazsa olmaz taktiklerinden biri de böl ve yönettir. Geçtiğimiz yüzyıla kadar bu sistem sömürülen ülkelere valiler atayarak, paşalar getirilerek yani kendi memurlarını o halkların başına dikerek yapıyordu. Tabii ki evrim herkes için geçerli.

Giderek evrimleşen emperyalizm artık kendinden memurlar atamıyor. O milletin fertlerinden eğittiği, beynini yıkadığı, para veya sandalye vererek satın aldığı kişileri yönetime getirerek o halkı sömürüyor. Çok emin olamadığı yerlerde ise danışman adı altında casuslarını ve denetleyicilerini yöneticilerin alt kadrolarına sokuyor. Böylece kendini yönetenlerin kendi seçtiği insanlar olduğunu sanan halk da bir ölçüde de olsa memnun oluyor.

Emperyalizmin memurlarının en önemli işi halkı mümkün olan en küçük parçalara bölmek ve birbirine kırdırarak kolay yönetmektir. Çünkü onların en büyük korkusu halkın bir ve beraber olmasıdır. Birlik olan halkı kandırmak zordur. Bölmeye çalışanların dillerinden düşürmedikleri sözcükler ise birlik ve beraberlik sözcükleridir. Yıllarını koyunlar gibi güdülmeye, uyumaya değilde sorgulamaya vermiş olanlar bilirler ki, bir kimsenin dilinden en fazla dökülen sözcükler onun en az sahip olduğu değerlere aittir. Mesela; Parası olmayan kişi hep paradan konuşur. Çok zengin bir kişinin para lafı ettiğini duymazsınız bile.

Türkiye’de son on yılki bölme ve yönetme çabalarını Türk – Kürt, Alevi – Sünni, otuz küsur etnik köken muhabbeti gibi birçok konu ile görüyoruz.

Ülkemizde de son günlerde yaşadıklarımız “böl ve yönet” politikasının yeni konularla ve acele ile yükseltildiğini gösteriyor.

Bilindiği gibi 1990 lı yılların sonuna doğru ordumuzun bir kısım subayı Türk ordusu mensubu olduklarını düşünmüş ve öyle davranmaya başlamıştı. AKP iktidar yapılarak bunlar temizlendi. Ordu yeniden NATO nun (haçlı ordusu) bir parçası haline döndürüldü. Bu defa ordunun halk gönlündeki değerinin düşürülmesi amacı ile bu subaylar, sahte cd ler, düzmece deliller ile yıllarca tutuklandı, haklarında hukukla adaletle alakasız cezalar verildi. Medya kullanılarak ordu karalandı da karalandı.

Peki, ne oldu? Ordu yine en güvenilir kurum. Emperyalistler ve onların her emrini anında yerine getiren yandaşlarının bilemediği şey özellikle Türk insanının genlerinin asker olduğu ve her zaman kendilerini ordunun bir parçası hissettiğidir.

Evet, ordu şimdilik kaydı ile istenen şekle getirildi. Bağımsız olması gereken yargı esir alınarak bağımsız yargılıktan AKP yargılığına indirgendi. ( Bu cümleye itirazı olanlar deniz feneri ni sorgulayanlara neler yapıldığına bir bakıversinler.) Önümüzdeki yıl içersinde de öyle görülüyor ki yargının yan unsurları (mesela avukatlar) halledilecek. Medya bu on yıl içinde kısman bağımsızlıktan çıkarılarak iktidar medyası haline sokuldu. Direnen yazarlar ya işlerinden attırıldı veya özel yasalar ile içeri atıldı.

Bu büyük sindirme operasyonları yapılırken en ufacık farklılıklar bile ayrıştırma nedeni olarak kullanıldı.

Şimdi ise sıra en ufak birimlerin bölünmesine geldi. Geçen gün başbakan kendi yönetiminin 18 yıla mahkûm ettiği bir komutanı hastanede ziyaret edip timsah gözyaşları döküyor, değer verdiğimiz bir yazarımızda hemen devreye girerek “Hasdal da yatanların çoğu başbakanın sağlığına duacı” diye yazıyordu. Bunu adını vermeyen bir avukat söylemişmiş.  Görüyor musunuz çark nasıl işliyor? Haksız yere hapse atılanların yakınları ayrıştırılacak, birbirine düşürülecek.

40 000 evladımızın katlinden sorumlu terörist başı katillikten kahramanlığa terfi ettiriliyor ya, şimdiye kadar yüzlerine bile bakılmayan, hatta zaman zaman haşlanan şehit aileleri ve yakınlarının oluşturduğu dernekleri ayrıştırma ve güçsüzleştirme politikaları gündemde. Yakınları işe alma, sırt sıvazlama gibi yöntemler iş başında. İşte bir haber:

Gaziler ve şehit yakınları toplu taşıma hizmetlerinden ücretsiz yararlanıyordu. Vazife malullerinin çocukları yararlanırken anne ve babalan yararlanamıyordu. Vazife malullüğü kapsamında şehit olanların çocukları, anne-babaları, gazi olanların harp malullerin, muharip gazilerin çocukları ve anne babaları da toplu taşımadan ücretsiz yararlanacak. Devlet demiryollarında bu vatandaşlar ücret ödemeden seyahat edebilecek.”

Güzel bir gelişme. Peki, neden tamda şehit ailelerinin isyan edecekleri terörist başının affedilmesinin gündemde olduğu zamana denk getiriliyor? Bunca sene Aklınız neredeydi? Rüşvet, bahşiş, entrika. Arap genleri taşıyanların hiç vazgeçemedikleri, emperyalizmin de en rahat kullandığı durumlar. Zaten Arapların sefilliğinin en önemli nedenlerinden biri de budur.

Şimdi başbakanı bir başkan olma inadı kapladı ya, yarın şirin görünmek adına en çok kızdığı yazarlara bile zeytin dalı uzatırken görebilirsiniz.

Bu politikaları bilen biliyor. Kimisi susuyor, kimisi isyan ediyor, kimisi kabulleniyor, kimisi ise yararlanıyor. Soru şu? Şu kısacık hayat bunca yamulmaya değer mi?

İzmir 2013-02-13

 

Cem Osman TAMTÜRK

cem.tamturk@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.