Adım Adım Kürdistan mı?

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
Osman Altmışdört

 

  
   Kürt Açılımı, Demokratik Açılım, Federasyon (Eyalet) , Demokratik özerklik, Ana Dilde Eğitim, İki Dilli ve Üç Dilli Yaşam, İki Bayraklı Devlet vs.
 
   AKP hangi konuda açılım yaparsa yapsın İmralı tarafından yönlendirilen BDP devamlı daha fazlasını isteyecektir. AKP sözcüleri son BDP isteklerini suikast olarak görmüşlerdir. BDP kendi tabanını kaybetmemek için AKP tarafından ne yapılırsa yapılsın, hep bir adım önde olma daha fazlasını isteme politikasını sürdüreceklerdir. AKP ‘ de silahların seçim sonuna kadar susmasını sağlayarak bu konuda zamana oynamakta ipe un sermekte yapacağı şeyleri somutlaştıramamaktadır. BDP bunu fırsat bilerek AKP’yi hem Kürt seçmenin hem de Türk seçmenin önünde sıkıştırmaktadır. AKP halk oylamasında MHP ‘nin oylarının bir kısmını AKP’ye kaydığını düşünerek su geçerken at değiştirmenin AKP açısından doğru olmayacağını düşünmektedir. Bunun bilincinde BDP ise hayata geçirilmesi zor gözüken teklifleri ile AKP ‘yi özellikle Kürt ve Türk seçmen kitlesi arasında sıkışması nedeniyle gözden düşürmeye çalışmakta Kürt oylarının tek sahibi olmak istemektedir. BDP dolaylı da olsa bu politikası nedeniyle MHP’nin oylarının artmasına vesile olmaktadır.
BDP neyi hedefliyor?
 
   BDP iki dilliliği resmiyette olmasa bile, gayri resmi olarak hayata geçirmek için Devleti zorlamaktadır. BDP, AKP iktidarının sesiz kalmasından güç alarak Kürt seçmenin sempatisini kazanacak fiili durum yaratmaktadır.
   BDP’li Diyarbakır Belediyesi Öncülüğünde Yapılan Diyarbakır’daki DTK ( Demokratik Toplum Konferansında) Konferansta ne istendi?
 
1-BDP ana dilde eğitimi,
2- Etniksiye Göre Bölgesel Parlamentolar oluşturulması,
3- Bu bölgelerin kendi güvenliğini ve asayişini kendilerinin sağlaması,
4-Ortak Kürtçe oluşturulması,
5-Uzun süreçte Kürt Ulusal Birliğinin(Birleşik Kürdistan’ın Kurulması) sağlanması,
 
Bu amaca Yönelik Yapılan Eylemler:
 
1- Türk devletinin resmi dili Türkçenin kullanılmasını sınırlandırmak,
(Belediye sınırları içersinde tabelaları çift dille yazmak, yol ve köy tabelalarını iki dilde yazmak , KCK davasında olduğu gibi Kürtçe ifade vermekte ısrar etmek )
2- KCK ‘ yi güvenlik amaçlı olarak kullanma çalışmaları ( polis raporlarında bu oluşumun devlete alternatif örgütlenme olduğu iddiası)
3- Yüksekova Modelini yaygınlaştırma ( bu modelde devleti yok sayma her işte BDP yönetimine baş vurma)
4- TBMM’ sinde Kürtçe konuşmak,
 
   Konferansta Neler Oldu:
 
   Bu konferansa Barza’nin Erbil’den yaptığı Birleşik Kürdistan çağrısı ile APO’nun mesajı Teröristbaşı Abdullah Öcalan, İmralı’dan avukatları vasıtasıyla gönderdiği son mesajında yapmak istedikleri şeyin “demokratik ulus inşası” olduğunu belirtti. Kürtlerin “Öz savunma gücünün”, demokratik özerkliğin bir ayağı olduğunu vurgulayan Öcalan, Yüksekova modelinin yaygınlaştırılmasını istedi. Özerklik uygulamasına Yüksekova’yı örnek gösteren Öcalan, “Yüksekova eskiden en geri kalmış bir yerdi, ama şimdi nasıl en gelişmiş ve ileri bir yer haline geldi. İşte bu örgütlenme ve kolektif yaşamla başarılabilir. Her yer, Yüksekova’yı örnek almalıdır. Yüksekova gibi birkaç yer daha olsa çözüm daha hızlı gelişir” dedi.

   Yüksekova’ da Neler oluyor?

   Halkın bir bölümü, polis ve mahkemeler yerine, sorunlarını çözmek için örgüte yakın kurumlara başvuruyor. BDP ilçe yönetimi binası sorunlarını çözmek isteyen vatandaşların akınına uğruyor. Hemen her gün bir gerilim ve çatışmanın yaşandığı ilçe ikiye bölünmüş durumda. İlçenin girişi polisin denetiminde görünürken, çarşı merkezinden iç kesimlere doğru kesimler örgütün asayiş güçleri tarafından kontrol ediliyor. Polis ve asker mecbur kalmadıkça örgütün kontrol ettiği bölgeye girmiyor.
 
   Konferansa katılan Kürt konuşmacılar, ‘Artık kendi kaderimizi kendi dilimizle yazabiliriz’ çağrısı yaptı.
 
   Türkiye, İran, Suriye ve Irak’tan toprak koparmayı hedefleyen ’Birleşik Kürdistan’ için güç birliği amaçlayan konferansta bağımsızlık naraları atıldı. Fırat Haber Ajansı’nın haberine göre, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) ve Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi tarafından organize edilen Kürt Kültür, Sanat ve Edebiyat Konferansı’nda Kürt ulusal birliğinin kurulması çağrısı yapıldı.

Kapatılan DTP’nin eski milletvekili Ahmet Türk, yaptığı konuşmada, konferansın Kürtler arasındaki ittifak için önemli bir adım olduğunu söyledi.
 
   Kürt ulusal birliğinin kurulması çağrısını yapan Türk, şunları kaydetti: “Buradaki çalışma son derece önemli. Her parçadan gelen insanlar birikimleriyle konferansımıza renk ve güç kattılar. Bizim bir an önce bir dil ve kültür birliği sağlamamız lazım. Eğer kültürel ve dilsel birlik olmazsa ulusal birlikten söz edilemez. Amacımız bu tartışma ve çalışmaları ortaklaştırmak. Son derece zengin bir konferans oldu. Katılımcılar birikimleriyle bizlere de çok şey kattılar. Biz de buradaki tartışma ve oturumlardan çok faydalandık. Bundan sonraki süreç için ortak bir diyalog ve dil birliğinin yakalanması için çalışmalarımız devam edecek. Bunun için bir komisyon kurulabilir. Biz bu çalışmanın devam etmesi için üzerimize düşeni yapacağız.”
 
   Prof. Dr. Celîle Celil de, konferansın Diyarbakır’da yapılmasına dikkat çekerek, “Kültürümüz ve dilimizle ilgili yapılan bu tür çalışmalar kutsal niteliktedir. Dilimizin günlük yaşamda ne kadar kullanıldığını bilmiyoruz ama artık bu dil eğitim dili olmalıdır. Herkes bu dili çocuklarına öğretmeli. Onlar bizim geleceğimiz” dedi.
 
   Sinemacı Şirin Cihani de “Yetersiz olsa da ilk olması ve içeriğinin bu kadar dolu olması büyük öneme sahip. Artık ortak bir dil yaratmak zorundayız” dedi.
 
   Yazar Hevi Berwari de, bu tür çalışmalarla bir araya gelerek ulusal birliğin adımlarını attıklarını ifade ederek, “Ben herkesin mesajında da Kürt birlikteliğini görüyorum. Artık ulusal Kürt birliğinin her alanda oluşmaya başladığından söz edebiliriz. Bu çok sevindirici bir gelişme” şeklinde konuştu.
 
   Görüldüğü gibi Kuzey Irak Kürdistan Özerk Bölgesine benzer özerk bölgeleri Türkiye, Suriye ve İran’ da oluşturmak, sonrada büyük bir gücün desteği ve himayesinde büyük Kürdistan’ı kurma hedefi apaçık ortay konmaktadır. Köpeksiz köy bulup değneksiz gezen APO ve sempatizanları Türk Ordusunun bölücülüğe karşı uyarısını da parlamenter sisteme yapılmış bir müdahale olarak görmektedirler. İktidar ortaya açılım diye bir şey atmakta içeriğini doldurmadığı ve somutlaştırmadığı için herkes kendi düşüncesine göre olayı anlamakta ver yorumlamakta, boşluğu fırsa olarak gören APO ve sempatizanları konunun altını kendilerine göre doldurmaya çalışmaktadır.
 
   PKK yanlıları ve destekçileri konuş anlaş metodu ile ülkenin bölünmesine beraberce çanak tutmaktadır. Konuşuldukça bölücülük propagandası artmakta Türk Milleti bölünmeye alıştırılmaktadır. İlla da çözüm olsun diye tutturanlar ülkenin çözülmesini ve bölünmesini kolaylaştırmaktadır.
 

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.