AK Parti'nin 2002'den 2010 yılına Ekonomik Performansı...

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Adalet ve Kalkınma Partisi, 2023 hedeflerinde herkesin bildiği gibi, oldukça iddialı.

2023 hedeflerinde iktisadi olanlar ön plana çıkıyor...

2023 yılında ihracatın 500 milyar dolar olması...

2023 yılında dünyanın en büyük 10. ekonomisi olmak gibi...

Ekonomik olarak iddialı hedefler öne sürülmekte...

Tabii ki, ülkemizin önemli hedefler belirlemesi güzel.

Ekonomik olarak büyüme çıtasını arttırması, iyi ve pozitif bakış açıları.

Ama, işin ilginç tarafı, gerçekleştirilen iktisadi büyümelerde veya hedeflerin tutturulmasında, pekâlâ daha önce gerçekleştirilen büyümelerde, sağlanan büyümeden toplumun geniş kitlelerinin kendilerine pay sağlayamamasıdır.

Ekonomi büyürken ve istikrar tesis ederken, bu büyümeden hanehalkının istenilen düzeylerde kendisine pay elde edememesi, biliyorsunuz kamuoyumuz tarafından eleştirildi.

En son, memur maaşlarının pazarlık süreçlerinde, neler yaşandığı yakın bir zaman dilimine tekabül etmekte.

Adalet ve Kalkınma Partisi, ekonomik performanslarının ölçümünü yaparken, genellikle, göreve geldiklerinde 1 simidin ne kadar olduğu, yine bir ekmeğin ne kadar olduğu, asgari ücretlinin ne kadar kazandığı, 1 kilo etin ne kadar olduğu veya 1 litre benzinin ne kadar olduğu ve şimdi kendi dönemlerinde ne kadar olduğu kıyaslamasına gitmektedir.

www.ajans5.com sitesi, Adalet ve Kalkınma Partisinin 8 yıllık ekonomik performansına istinaden karnesini çıkarmış.

Bakalım; AK Partinin 8 yıllık ekonomik performansında, ülkemizde hangi emtialar, neredeymiş, nerelere gelmiş.

2002 yılında “Devletin Toplam Borcu”, 149 milyar dolarken, 2010 yılında aynı kalem 306 milyar dolar olurken, artış 2 kat şeklinde gerçekleşmiş.

2002 yılında “Devletin İç Borcu”, 150 milyar TL iken, 2010 yılında 353 milyar TL olarak gerçekleşmiş, artış 2,5 kat olarak tezahür etmiş.

2002 yılında “Özel Sektörün Dış Borcu”, 43 milyar dolarken, 2010 yılında 179 milyar dolara yükselmiş, artış 4 kat olmuş.

2002 yılında “Vatandaşın Bankalara Borcu”, 7 milyar TL iken, 2010 yılında 180 milyar TL olmuş, artış 26 kat.

2002 yılında “Çiftçinin Bankalara Borcu”, 5 milyar TL iken, 2010 yılında 24 milyar TL olmuş, artış 5 kat.

2002 yılında “İşsiz Sayısı”, 2 milyon 270 bin iken, 2010 yılında 3 milyon 260 bine yükselmiş, artış 1,5 kat.

2002 yılında “Dış Ticaret Açığı”, 16 milyar dolarken, 2010 yılında 72 milyar dolara yükselmiş, artış 4,5 kat.

2002 yılında “Protestolu Senet Tutarı”, 1 milyar TL iken, 2010 yılında 6 milyar TL’ye yükselmiş, artış 6 kat.

2002 yılında “Karşılıksız Çek Sayısı”, 740 bin iken, 2010 yılında 1 milyon 900 bine yükselmiş, artış 2,5 kat.

2002 yılında “1 Kilo Et Fiyatı”, 8 TL iken, 2010 yılında 35 TL’ye yükselmiş, artış 4,5 kat.

2002 yılında “1 Kilo Ekmeğin Fiyatı”, 1 TL iken, 2010 yılında 2,85 TL’ye yükselmiş, artış 2,85 kat.

2002 yılında “1 Litre Benzin Fiyatı”, 1,7 TL iken, 2010 yılında 4 TL’ye yükselmiş, artış 2,5 kat.

2002 yılında “1 Litre Çiğ Süt Fiyatı”, 18 kuruş iken, 2010 yılında 84 kuruşa yükselmiş, artış 5 kat.

“8 Yılda Ödenen Borç Faizi”, 408 milyar TL imiş.

2010 yılı itibariyle “Yoksul Sayısı”, 12 milyon 700 bin.

“Kişi Başına Gelir”, 2500 $(dolardan), 10.000$(dolara) yükselmiş.

 

Adalet ve Kalkınma Partisinin ifade ettiği gibi, ülkemiz çok parlak dönemlerden geçmemekteymiş meğer. Baksanıza, işsiz sayısı, yoksulların sayısı, azalacağına, artma trendi göstermiş. Rakamların diline bakıldığında, Türkiye’de, çağdaş ülkelerde yaşanan bir müreffehten bahsedilemez. Adalet ve Kalkınma Partisi, izafi olarak “demokratik” yaşamda ve “Türk Siyasal Sisteminde” ülkemizde sorunlara yol açan hususlarda, elini taşın altına sokmuştur. Gerçi, bu hususta da tartışmalar vakidir. Ekonomimizin dili, AK Partinin, sanırım sadece belli sınıflara ve tabana katma değer sağladığını göstermekte. Meydanlardan ve ekranlardan sürekli büyüdüğünü, yabancı yatırımcının ilgisini çektiğini söyleyenlerin, yukarıdaki rakamlara da söyleyecekleri olmalıdır. İşsizlik ve gelir dağılımı adaletsizliği, ekonomide en önemli sorunların başında gelmekte...

EK 1- TABLO 1

 

     2002 YILINDAN 2010 YILINA AK PARTİ’NİN EKONOMİK PERFORMANSI

Başlık/Yıl

2002

2010

Artış

Devletin Toplam Borcu

149 milyar dolar

306 milyar dolar

2 kat

Devletin İç Borcu

150 milyar TL

353 milyar TL

2,5 kat

Özel Sektörün Dış Borcu

43 milyar dolar

179 milyar dolar

4 kat

Vatandaşın Bankalara Borcu

7 milyar TL

180 milyar TL

26 kat

Çiftçinin Bankalara Borcu

5 milyar TL

24 milyar TL

5 kat

8 Yılda Ödenen Borç Faizi

 

408 milyar TL

 

İşsiz Sayısı

2 milyon 270 bin

3 milyon 260 bin

1,5 kat

Yoksul Sayısı

(2010 yılı için)

 

12 milyon 700 bin

 

Dış Ticaret Açığı

16 milyar dolar

72 milyar dolar

4,5 kat

Protestolu Senet Tutarı

1 milyar TL

6 milyar TL

6 kat

Karşılıksız Çek Sayısı

740 bin

1 milyon 900 bin

2,5 kat

1 Kilo Et Fiyatı

8 TL

35 TL

4,5 kat

1 Kilo Ekmeğin Fiyatı

1 TL

2,85 TL

2,85 kat

1 Litre Benzin Fiyatı

1,7 TL

4 TL

2,5 kat

1 Litre Çiğ Süt Fiyatı

18 kuruş

84 kuruş

5 kat

* Yılsonu resmi rakamları esas alınmıştır. En güncel olarak 2010 yılsonu verileri kullanılmıştır.

* www.ajans5.com

 

Erhan SALMAN

iletisim@politikadergisi.com

 

Yorumlar

yanlış

Erhan arkadaşın finans bilgisi anlaşılan sığ kamu borçlarına bakılırken gayri safi milli hasılaya oranına bakılır yani borç stoğuna bu şekilde karşılaştırmak ilk okul çocuğunun bile sorgulayıp anlayacağı yanlışlıkta yine de anlamayanlar için basitleştirelim 100 tl var 20 tl borcum var 400 tl var 40 tl borcum var bunu da anlarsınız artık. Özel sektör borcundada şirketlerin öz sermayesine oranına bakılır. Vatandaşın banka borcu çiftçinin banka borcunun artmış olması borçlanma faizlerinin dştüğünü gösterir ki bu iyi bir şeydir çünkü bir bankanın ne kadar riski artar ise o kadar faiz oranı artar bunu da anlarsınız sanırım. Borç faizi ile ilgili 8 yılda ödenen şeklinde yapıp karşılaştıracak bir veri vermemeniz de ki kasıt sanırım net görünüyordur aynı şekilde yoksul sayısında bu çok daha net görünüyor dış ticaret açığının da gayri safhi milli hasılaya oranı önemlidir tek başına pek bi şey ifade etmez. Protestolu senet ve karşılıksız çekte artışların olması da ekonominin büyümesi ile paralel büyüyeceğim aşikardır bu verilerin yaınnda 2002 ve 2010 da ki çek ile ve senet ile alışverişe miktarının karşılıksız çek ve protestolu senet oranına bakılmalıdır. İşsizlik sayısına gelince ondada oran önemlidir saf sayıların bir manası yok ancak kayıt dışı işsizlik konusunda evet pek bir ilerleme yok. Hazmedilip yayınlanması dileği ile.

Olmamış...

İşsiz oranı artarken nüfus olduğu yerde mi saymış, işsizliğin çalışan nüfusa oranını vermelisiniz ve bunun gibi bir çok yanlış yönlendirme var bu istatistikte, sayılar doğrudur ama yönlendirme çarpıtılmıs, gayri safi hasılaya göre borç oranı nedir, lütfen tarafsız olmanız dileğiyle...

Çok Güldüm

Erhan bey buyrun bu anlattıklarınızı üniversitemizdede anlatın. Tabi kendinize iktisadi olarak güveniyorsanız. Çok Güldüm :) Adres:Uşak Üniversitesi

SAYIN OKUYUCU LÜTFEN YAZIMIN

SAYIN OKUYUCU LÜTFEN YAZIMIN ALTINA YORUM YAPMAYI BIRAKIN... SİZİN ZİHNİYETİNİZ VE SİZİN GİBİ DÜŞÜNENLERİN EKONOMİ BİLGİSİ SANIRIM BENDEN DAHA İYİDİR... YOK EFENDİM ŞUNUN ŞUNA ORANINI VERMEMİŞİM...

BEN İKTİSATÇI DEĞİLİM...

İKTİSAT BİLME ZORUNLULUĞUM DA YOK...

EĞER; ÇOK PARLAK ZEKAYA SAHİPSENİZ, NEDEN BİR MAKALE YAZIP DA BİZLERİ AK PARTİ'NİN O SÜPER EKONOMİ POLİTİKALARI HAKKINDA BİLGİLENDİRMİYORSUNUZ?

 

SAYGILARIMLA,

ERHAN SALMAN

Ithafen

U-La-n sıvrı zekalılar ıstatıstıksel bılgı ısletme okuyup afra tafranızı yeyım sızın yok yukselmısız vs gecın bunları ben bır vatandasım cebıme bakarım GELISIMI cebımden takıp ederım ne kadar kabarıksa o kadar ekomomık gelısımım sözkonusudr sızın tabırınızle duran varlıkların yada likitidesi yüksek evrak kagıt bono cart curtumda yok cebımde delık neymıs efendım ÇÖKMÜŞÜZ bırakın ıstatıstıklerı:)

dürst olalım,

sayın yazar madem iktisatçı değilsiniz, bu tip insanları tömet altında bırakacak yazılar yazmayınız, yok birileriin eleştirmek için bu tip bir yayın yapıyorsanız, "yazıma yorum yapamamzsınız" diye bir ifade kullanamazsınız. Sadece sizin dediklerinizin doğru olduğunu düşünen ve demokrasiyi kendine isteyen bu tutumlada  hiç bir yere varamazsınız, diğer arkadaşlar güzel ifade etmişler, zaten verilerin yarısını TL yarısını dolar cinsinden vermişsiniz neyin ne ile kıyaslanacağı karşık gözküyor. Birilerinin  faaliyetlerini beğenmeyior olabilirsiniz ancak yapcağınız yorum ve haberleri lütfen doğru veriler ile veriniz, dış ticaret açığını değerlendirmek için dış ticaret hacmini görmemiz gerekli, kamu borcunu değerlendirmek için GYİH vermeniz gereklidir. Elbette 10 yıllık süreçte fiyatlar artacaktır. Türkiy'de 2003(1 ocak) yılı ile 2010( 31 aralık)  yılları arasında uçtan uca enflasyon (TÜFE) %91 oranıdna artmıştır. Burda bakılması gereken gerçek enflasyon raklamlarına sadık kalınıp kalınmadığıdır.  

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.