Alışmak Sevmekten Daha Zor Geliyor...

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

HABERTÜRK gazetesi yazarı, Sayın AMBERİN ZAMAN'IN köşeyazısından öğrendim...

CNNTÜRK'de, "Medya Mahallesi" adlı programı yapan ve sunan Sayın AYŞENUR ARSLAN'IN programı, paldır-küldür yayından kaldırılmış...

Sayın Ayşenur Arslan'ın üslûbunu beğenmezdim...

Fakat, Türkiye'de yaşananları bir başka gözle "görebilmek" adına; eğer vaktim el verirse, programı takip etmeye çabalar; farklı seslerin düşüncelerinin argümanlarını anlama yolunda gayret gösterirdim... Gerçekten de Sayın Ayşenur Arslan'ın programı, içinde bulunduğumuz siyasal iklim mihverinde, "tarafsız" denilebilecek ender programlardan bir tanesiydi... Tamam, daha çok "Beyaz Türklerin" ve "Kemalistlerin" temsilciliğini yapsa da, yine onların "yüreklerine su serpse" de, Sayın Arslan, siyasi iktidarla "organik" ilişki içinde bulunmamaya dikkat eden bir gazeteci ve tv yapımcısıydı...

Kendisinin bazı takındığı tavır ve tutumları tasvip etmesem de, bu yapılanı kesinlikle içime sindiremiyorum... Günlerce aradım taradım, gazetelerde ve internetten yayın yapan haber portallarında, bu konuyla ilgili doğru düzgün, Sayın Arslan'ın yaşadığı ve maruz kaldığı durum hakkında, bir tane bile "vicdan" yazısına rastlayamadım...

İLERİ DEMOKRASİLERDE...

Artık her şey kanıksanmaya başladı... Gerçekleşen her gayri ahlâki ve vicdanî olay, toplumumuz tarafından, hadi tamam toplumumuzun buna bir tepki vermesini beklemeyelim; ama... Ya yazarlar, kendilerini aydın diye ortaya sürenler... Bu kadar kolay olmamalı? Nerede, "meslek dayanışması", nerede bir mağdurun arkasında duruş, nerede hak arama, nerede yapılandan ötürü en küçük bir rahatsızlık belirtisi, gerçekten de yaşananlar karşısında, halkımızın durumu ancak "kayıtsızlık" olgusu ile izah edilebilmekte...

BİLİYORSUNUZ... DAHA ÖNCE DE NTV'DE böyle kıyımlar yaşanmıştı... Bir kişinin, gazetecinin görüşlerini, düşüncelerini, sahip olduğu ideolojiyi beğenmeyebilirsiniz... Siyasal konjonktüre göre konumlandığı politik kampı da içinize sindiremeyebilirsiniz...

Zaten, demokrasi denen rejim ilkesi bu değil midir? Farklı olmak ve farkını da, "özgürce" ve hiçbir "kısıtlamaya" maruz kalmadan ifade edebilmektir...

NTV kanalında da...

BANU GÜVEN, NURAY MERT, CAN DÜNDAR VE RUŞEN ÇAKIR...

İşlerinden "edildiler"...

Yahu sevmeyebilirsiniz de... Ne bileyim, alışmak sevmekten daha zor... Şarkının sözleri böyle miydi?

Basın, medya, haber platformları, bir ülkede olmazsa olmaz sivil demokratik kuruluşların veya mecraların başında gelmelidir... Haber alma veya habere "erişme" özgürlüğü gibi kavramlar, 21.yy Türkiye'sinde, hâlâ muğlak ve tartışmalı ise...

O ülkede, demokrasinin "standartlarının" aşama kaydettiği değil...

En azından, "Durağan ve muvazaalı" olduğu ileri sürülebilir...

 

Erhan SALMAN

iletisim@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.