Arap Dünyasında Olanlar Büyük Orta Doğu Projesi mi?

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
osman altmışdört
Yazının Yazıldığı Tarih: 
02,02,2011

Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) gerçekleştiğini düşünüyorum. Tunus’ta Cumhur Başkanı Zeynel Bin Abidin Bin Ali‘nin ülkesinden kaçması ile sonuçlanan Yasemin Devrimi’ni WikiLeaks belgelerinde iktidarın yolsuzluk yaptığı iddiaları bardağı taşıran damla olmuştu. Bu olaylarında arkasında ABD’nin olduğu ortaya çıkmıştır. Tunus’taki üst düzey komutanlarla görüşmeler yapan ABD yetkilileri isyancılara askerin müdahale yapılması önlendi. Olaylar diğer Ortadoğu ülkelerine sıçradı. Şimdi sıra Mısır’da Sedir Devrimi’nde Hüsnü Mübarek’in daha ne kadar direnebileceği ya da ne kadar taviz vererek isyanı sona erdireceği soru işaretidir. Dikkat ederseniz bundan önce Sudan’da Darfur’da ülkenin bölünmesi oylaması vardı. Bu olayların arkasında da ABD ve batının olduğunu biliyoruz. ABD Çin’in Afrika’daki ekonomik etkinliğini kırmak istiyor. Bunun için kendine yakın hükümetlerin iş başına geçmesini sağlamaya çalışıyor. ABD orta doğu ülkelerinin demokrasi ile yönetilip yönetilmediği ile doğrudan ilgilenmiyor. Şayet mevcut yönetim ABD çıkarları ile örtüşüyorsa sorun yok, örtüşmüyorsa demokrasi isteyen gruplar harekete geçirilerek yönetim alaşağı ediliyor. Bilindiği gibi ABD demokrasi ile yönetilmediği ve diktatörlük olduğu halde kendi çıkarlarına uygun hareket eden Arap Krallık ve Emirliklerini destekliyor. ABD’nin nihai hedefi BOP’u gerçekleştirmek için Orta Doğuda’ki ülkeleri demokrasi ile yönetilsin yönetilmesin ılımlı İslam projesine uygun hale getirmek için bu tür isyan girişimlerinde ABD‘nin baş aktör olacağını söyleyebiliriz. Model Ülke ise Türkiye (Bu BOP‘un eş başkanı olduğu R.Tayip Erdoğan söylemişti) olacaktır.


Bildiğiniz gibi ABD yönetimleri Rusya‘ya karşı kendi yanında tutmak için SOROS Vakfını kullanarak Kırgısıztan’da Lale Devrimi, Ukrayna’da Turuncu Devrim, Gürcistan ‘da Gül Devrimi yaptırmıştı. . Şimdi de BOD projesine uygun olarak Tunus’da Yasemin Devrimi, Mısır’da devam eden Sedir Devrimi planlandığı gibi yürümektedir. Yani ABD ülkeleri değil yönetimleri yıkıyor.
Geçmişte İran’da olduğu gibi

Mısır’da Tahrir meydanında günlerdir toplanan milyonlar, caddelerde akan insan selleri haklı olarak “özgürlük” ve “demokrasi” istiyor.
Mısırlılar Mübarek baştayken istediklerini elde edemeyeceğinin bilincindeler. Batının ve ABD’nin şahı devirmek için beraber eyleme soktuğu komünistler, ılımlı solcular ile liberaller ve Müslüman Kardeşler örgütüne yakın kökten dinciler, bir zamanlar İran’da olduğu gibi şimdi Mısır’da da omuz omuza eylem koyuyorlar.
Bu ortak eyleme katılan komünistler, ılımlı solcular, liberaller de tıpkı İran’dakiler gibi başta Müslüman Kardeşler örgütü olmak üzere köktencilerle birlikte “demokrasiyi” kuracaklarını, reformları birlikte yapacaklarını sanıyorlar.
Hâlbuki Müslüman Kardeşlerin İran’da ki Humeyni yanlıların, iktidarı ele geçirdikten sonra ki gibi diğer grupları tasfiye edeceğini düşünen ABD ve Batı ve İsrail aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık ikileminden kutulamadıklarını görmekteyiz. Yani Dimyad’a pirince giderken evdeki pirinçten olma ihtimali hayli yüksek, yani toplumsal olayları başlatmaktan, kendi isteği doğrultusunda sona erdirmek, İran örneğinde olduğu gibi her zaman mümkün olmamaktadır.
Yanıldıklarını daha şimdiden görür gibiyim.
Belki, Mübarek indirildikten sonra İran’da da olduğu gibi, bu ittifak kısa sürede dağılmayabilir.
 
Çok geçmeden çoğunluğu oluşturan “din” eksenli nüfus İran’da da olduğu gibi yönetime egemen olacaktır.
İran kadar koyu olmasa da “dine dayalı” bir yönetim kaçınılmaz gibi görünüyor.
Mısır’a “Müslüman Kardeşler” örgütü uzun sürede Mısır’a damgasını vuracaktır.
Büyük ihtimalle HAMAS’ı tanıyacak tır.
İsrail’le ilişkiler sınırlandıracaktır. BOP’un aksi istikametinde gelişme olabilecektir.

ABD’nin ve İsrail’in müttefiki olan Mısır’ın ellerinden gideceğini düşünmelerine,
Diktatör Mübarek’in diktatör yönetiminin artık süremeyeceğini bilmelerine rağmen, Mübarek konusunda bekle gör politikası izlemekteler. Mısır için ok yaydan çıkmış durumda, okun hedefe ulaşmasını beklemekten başka çaresi ABD’nin ve İsrail’in bulunmamaktadır.

Gelişmeler Suriye ve Ürdün ve Yemen ‘de erken uyarı olarak algılandığı ve yönetimlerin demokrasi yönünde açılım politikalarını hızlandırdıklarını görmekteyiz.
Türkiye’de ki yönetimi ABD şimdilik BOP’nin en büyük aktörü ve model ülkesi olarak görmektedir. Türkiye’nin BOP ‘sindeki rolünü azaltacak herhangi bir girişimi ABD hoş karşılamayacaktır. Şayet böyle bir durumun olması halinde 2001 krizi gibi bir kriz, belki de adını Erguvan ya da Çınar Devrimi koyacakları bir hareketin içinde bulunabileceklerini söyleyebiliriz.

Artık şu da bilinmelidir ki, ABD WikiLeaks belgelerinin yayımlanması ile bütün dünya devletlerine bence gözdağı vermiştir. ABD özellikle demokrasiyle yönetilmeyen ülkelere diyor ki’ bak arkadaş benim sözümden dışarı çıkarsan, benimle beraber hareket etmez isen seni halkına jurnal ederim. Bana uygun davranacak olanları iktidara getiririm demektedir.
 
Osman ALTMIŞDÖRT
iletisim@politikadergisi.com

Yorumlar

Mısır ayaklanması ve ABD

Osman Bey,

Tunus'ta ki ayaklanmanın ABD destekli olduğu aşikardır. Ancak Mısır ayaklanmasında ABD'nin etkisi olduğunu düşünmüyorum. Çünkü sizinde yazınızda bahsettiğiniz gibi Mübarek ve yönetimi ABD ve İsrail'in en büyük müttefiki. ayrıca ayaklanma başladığında Mısır Genelkurmay başkanı Amerika'daydı ve orada isyandan sonra 2 gün kaldı. Eğer ABD Mübarek'in devrilmesini isteseydi. ABD yanlısı mısır ordusuna döndüğünde halkın yanında yer alın Mübarek'i devirin ve yerine şu adamı geçirin derdi. ABD isyanı kendi başlatmadığı için Mübarek'in yerine geçecek kişiyi daha ayarlamamıştı. Şimdi de bu ayaklanma başarıya ulaşırsa yerine kimin geçeceğini bilmediği için isyancıları net olarak desteklemiyor. Özgürlük isteyen halkla karşı karşıya gelmemek ve iç politikada rakiplerine avantaj vermemek için açıkça Mübarek'i de destekliyemiyor. Olabildiğince ortada bir yol tutmaya çalışıyor. Olaki onun başlatmadığı bu isyan başarıya ulaşırsa ve ABD'de mübarek'i desteklemiş olursa o zaman İsrail'in dibinde bir ABD düşmanı ülke daha kurulma ihtimali olabilir. Bu ihtimalin yüksek olması ABD'yi mecburen seyirci bırakıyor.

Gelelim şu an ki duruma, bu isyanın sahibi Müslüman Kardeşler'de değildir. O yüzden Mısır halkı Mübarek ile Müslüman Kardeşler arasında yapılan görüşmeleri ve anlaşmaları kabul etmemeli. Müslüman Kardeşler bu anlaşma ile aynı zamanda ABD ile de anlaştıklarını açıkça göstermiş ve bence güven kaybetmiştir. Çıkılan özgürlük mücadelesini müslüman Kardeşler başlatmadığı için devamının getirilmesinde de onlara ihtiyaç vardır. Mısır halkının haklı ve gururlu duruşu buna yeter ama her memlekette olduğu gibi Mısır'da da özgürlük yanlısı gözüken satışmış birçok adam var. Bu gidişle Mübarek'te Müslüman Kardeşlerde kendi çıkarlarını koruyup bu isyanı bitirmek için uğraşacaklardır.

Mısır halkı her ne pahasına olursa olsun bu ayaklanmanın (bu devrimin) sonunu getirmelidir. Çünkü bir daha böyle (dış kuvvetler tarafından organize edilmemiş) bir devrim yapma imkanı bulamayabilirler.

Biligisayarımda arıza vardı cevaplamakta geç kaldım...

Zaten şu anda özgürlük yanlısı grupları tatmin eden bir şey olmadı . ABD, Mubarek'i daha fazla tutamayacağını görerek gönderdi . Kendi yanlısı olan genaral ile askeri vesayet yönetimi ,ile bir anlamda darbe yaptırmış oldu.. Uzun vade de kim kazanır göreceğiz. Bana kalırsa müslüman kardeşler örgütü , siyasi araneda gözükecek ve Türkiye'de ki gibi ılımlı islami demokrasiyi ABD güdümünde Mısır' da hayata geçirecektir...

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.