Bedel

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
Deniz BORAN
Yazının Yazıldığı Tarih: 
29/01/2012

Türkiye'de ''aydın'' olmanın bedeli çok ağırdır.Osmanlı'dan bu yana, çok zorlu koşullarda yetişen; hatta kendi kendilerini yetiştiren az sayıdaki aydınımıza reva görülenler, ülke olarak demokrasiyi ne kadar içselleştirebildiğimizi de göstermektedir.

Namık Kemal, Tevfik Fikret ile birlikte, Atatürk'ün fikir yapısını etkileyen iki önemli isimden biriydi.Ömrü boyunca vatanı için, halkının özgürlüğü ve gelişimi için çaba gösterdi.Aldığı sürgün cezasından sonra, kendisini sürgüne götürecek gemiye bindiği ana kadar halkının kendisini kurtarmasını bekledi.Acı gerçeğin farkına ise, ancak gemi yol aldığında ve ağır ağır İstanbul'dan uzaklaştığında varabildi.O an yanında bulunanlar, Namık Kemal'in uzakta kalan İstanbul'a bakarak gözyaşı döktüğünü söylerler.
 
Bu tür olaylar o dönemde yalnızca Namık Kemal'in başına gelmedi.Daha birçok aydın, sürgün ya da hapis cezası aldı ve aynı trajediyi yaşamak zorunda kaldı.
 
Aydınlara yapılan baskılar cumhuriyet kurulduktan sonra da devam etti.Bunun en büyük örneği Nazım Hikmet'tir.Gelmiş geçmiş en iyi şairlerimizden biri olan Nazım Hikmet, yıllarca cezaevinde yatmış, baskı ve yıldırmalardan bıkarak sonunda Sovyetler Birliği'ne kaçmak zorunda bırakılmıştır.1951'de Demokrat Parti tarafından vatandaşlıktan çıkarılmış; yıllarca ülkesine hasret yaşadıktan sonra zorunlu sürgün olduğu Sovyetler Birliği'nde ölmüştür.
 
Mustafa Kemal ise, tartışmasız bu toprakların yetiştirdiği en büyük aydındır.O bile, Kurtuluş Savaşı'nı örgütlemeye çalıştığı günlerde, İstanbul hükümeti tarafından idam cezasına çarptırılmıştır.Bu yüzden, bundan sonraki çalışmalarını, ta ki zafer kazanılıncaya dek bıçak sırtında sürdürmeye devam etmiştir.
 
Yalnızca düşünceleri yüzünden hapse girenlerin ya da uzun yıllar boyunca ülkesine hasret yaşayanların; hatta sürgünde ölüp yurtdışına gömülenlerin sayısı hiç de az değildir.Bu kişilere, şimdi çoğu hayatta olmasa bile en azından hatıralarına, bundan sonra gereken saygı gösterilmelidir.
 
Bugünkü aydınlarımızın başına gelenleri ise tarih, zamanı geldiğinde ortaya koyacak ve asıl hükümler o zaman verilecektir.
 
Deniz BORAN
iletisim@politikadergisi.com

Yorumlar

keşke fikre karşı kaba

keşke fikre karşı kaba kuvvete başvurulup sindirilmek yerine yine karşıt fikirle karşılık verilse hem taraflar arasındaki sorun daha iyi anlaşılır ve anlaşmaya yaklaşılır hem de tarafsız gözlemciler de bundan gerekli dersi çıkarır.

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.