Bir Müezzin Hikâyesi - Bir Türkiye Hikâyesi

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
Tamer Yazar
Yazının Yazıldığı Tarih: 
19-10-2013

20 yıldır görev yaptığınız yerden alındığınızı düşünün…

Tamam, Devletin görevi, ama eviniz olmuş bir kere…

Benimsemişsiniz…

Sahiplenmişsiniz…

Öyle ki, her detaya hakimsiniz…

Tamam da “niye” diyorsunuz… !!!

Niye “şimdi”… ???

Ve niye “ben”… ???

Evet…

Tüm bu sorular, Taksim Gezi Parkı’nda başlatılan barışçıl eyleme “şiddet” karıştıran “resmi” aktörlerin ateşlediği o eylemsellik sürecinden damlayan sorular…

Damladığı yerde birikenlere katılanlar…

Yeni kalabalıklarımızı oluşturanlar…

Onlar, cevap bulamadıklarımız…

Ama ısrar ettiklerimiz…

Çünkü kayıplarımız… !

Konu mu?

Hani bugün bahsedeceğimiz…

Elinden tutup diz çöktürüldüğü yerden kaldıracağımız…

Ve “yanındayız” diyeceğimiz…

Aslında yaşananların tozu dumanı içinde “o” çok da fark edilemedi!

Belki fark edilmesin diye de gözlerden uzağa kaçırıldı…

Konuşmasına izin verilmedi…

Sustu ya da susturuldu…

Ama bugün, ondan damlayan bir gerçeğin altını çizelim istedim… !!!

Hele ki, MHP Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkan tarafından o altı çizilen başlık TBMM gündemine taşınırken…

Evet…

Konumuz, Fuat Yıldırım.

Bezm-i Alem Valide Sultan Camii Müezzini… !

Hani Başbakan’ın, “Ayakkabılarla Camii içerisine gireceksiniz, orada içeceksiniz ve bu ülkenin dini mabetlerine karşı bu saygısızlığı yapacaksınız, ne adına, çevre adına… Camii’nin müezzinini tehdit edeceksiniz, ondan sonra farklı şekilde konuşturtacaksınız, ‘e böyle bir şey olmadı’… Nasıl böyle bir şey olmadı! Bütün görüntüler elimizde… Arkadaşlarla bu görüntüleri vereceğiz… Biz bunların hepsini Milletimize sunacağız…” diyerek tepki koyduğu Camii’nin müezzini…

Ki o Müezzin, Başbakan’ın bu ifadelerine karşılık İstanbul Emniyeti’nde verdiği bilgide, “"Ben cami içerisinde içki içen ya da elinde içki şişesi olan birini görmedim. Görmediğim şeyi söylemem. Belki de içen olmuştur. Onu da bilemem. Ben sadece cami dışında camın önünde bira şişesine benzer bir şişe gördüm. Ama içeride görmedim” diyebilme cesaretini göstermiş, gösterebilmiş bir müezzin…

Peki, ne oldu?

Hani dünden farklı olarak…

Hepimiz çok iyi hatırlıyoruz… !

Hani Gezi Direnişi sırasında, göstericilerin Dolmabahçe’deki Bezm-i Alem Valide Sultan Camii’ne sığınmalarına izin veren ve ardından da göstericilerin camide içki içtiği iddiası karşısında “yukarıdaki ifadeyi veren” Camii Müezzini Fuat Yıldırım’ı…

Ve Yıldırım hakkında açılan soruşturmayı da…

Soruşturma sonunda mı?

Yıldırım, 20 yıldır görev yaptığı camiden Başakşehir’in Kayabaşı Köyü’ne tayin edildi... !!!

Ama bu da yetmedi, aradan bir ay bile geçmeden başka bir tayin daha yaşadı Yıldırım… !!!

Yaşananların gerçeğinde durma ısrarını sürdüren müezzine omuz veren isim ise, MHP Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkan oldu...

Türkan, Müezzin Fuat Yıldırım’ın iki ay içinde ikinci kez farklı camiye görevlendirilmesi konusunu TBMM’ye taşıyacağını ifade etti ve ısrar edilen gerçeğin de arkasında durdu.

Ama soruyoruz da… !!!

Tamam da, eldeki bu tablo bize ne anlatıyor?

Ne anlatmalı?

Ne kadar korkutmalı?

Ya ne ders çıkarmalı?

Taksim Gezi ile başlayan sürece eklenen şiddet, insan hakları ihlalleri ve yapılan şikayetlerle ilgili olarak, İçişleri Bakanlığı’nın, görevden uzaklaştırılan 32 komiser ve 30 polis memuru da dahil olmak üzere, toplam 164 kişi hakkında idari soruşturma başlattığını bilirken hele ki…

Ama buna rağmen, yaşanan ihlalleri denetlemek üzere bağımsız bir Kanun Yaptırım İzleme Komisyonu kurulması için gerekli yasa taslağının hazırlanmamış olduğuna da şahitlik ederken ve tüm bunların da AB İlerleme Raporu’nda altı özenle çizilirken…

Haklısınız… !!!

Eldeki Türkiye, korkutan bir Türkiye!

Demokrasi’nin yanından ilerleyen ama içine çok da girmeyen bir Türkiye!

 

Tamer YAZAR

iletisim@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.