Bir Örgütsel Döküman; Kropotkin Kitabı

Ozan’ ın ismini duymuşsunuzdur. Müzisyen Ogün Şanlısoy ve eşi  Sedef Şanlısoy’un çocukları.Çocukları otistik olduğu için okula alınmamış ve ailesi bir hukuk mücadelesi başlatmıştı, ailesinin vermiş olduğu mücadeleye hep beraber  tanık olduk. Sosyal medyanın gelişmesiyle beraber  bu tarz insanlık dışı ve vicdani  hukuğa  aykırı olaylar daha fazla duyulmaya başlandı.

Basını yönlendiren, kitapları  yasaklayan güçlerin ötesinde kendi haberini  yaratıp basına yön veren bir güç oluştu.

Basın bu nedenlerden ötürü özellikle  siyasi konularda manipülasyon yolunu seçmeye başladı. Marx’ın Müslüman olarak öldüğünü yazan ve ayakları yere basmayan bir çok yazı ve habere tanığız.

İçinde bulunduğumuz süreçte futbolun toplumsal rolü neyse kürtaj muhabbetinin toplumsal rolü de aynıdır. ASELSAN’ın satışının gündeme gelmesi, Çayan Birben’in polis gazından ölmesi, 1 Mayıs olayları nedeniyle 9 kişinin tutuklanmasını unutturmak için yapılacak en iyi şey suni gündem yaratıp dikkatleri oraya çekmektir.

Henüz basılmamış bir kitap suç olduğu gibi, suça göre insan yaratmak da en sık başvurduğumuz yöntemlerden biri oldu. Redhack’le ilgili paylaşım yaptığı için  hacker oldukları iddia edilen gençlerden sonra Mc Donalds, Burger King, Starbucks  gibi  çok uluslu şirketlerin camı kırıldığında tutuklanan gençlerle ilgili ortaya atılan iddialar da akıllara zarardı.Bu birbirlerini tanımayan kişilerin evlerinde hiçbir silah ya da mühimmat bulunmadı,  kişiler “terör örgütü” üyeliğiyle suçlandılar. Kropotkin’in kitabı örgütsel doküman olarak gösterildi, Bir çoğunun sosyal paylaşım sitelerinde anarşizmle ilgili müzik, resim ve makale gibi dosyaları paylaşmış olmaları, terör örgütüne üye olduklarının delili olarak mahkemeye sunuldu. İstanbul Üniversitesi’nde kadınlar tuvaletinde yaşanan patlamayla ilgili, tek suçları tuvaleti kullanmak olan Emel Çetin ve Raziye Ay’ın bombacı ilan edilmesi, sadece puşi taktığı için 11 yıl ceza verilen Cihan Kırmızıgül bu toplumun kanayan vicdanıdır.

Daha önce Engin Çeber’in işkencede katledildiği Metris Cezaevi’nde, yönetim ve gardiyanların adli mahkûmları, Anarşist tutsaklara karşı, “Allahsız teröristler geldi!” kışkırtmasıyla dikkat çekmiştir. Bu apaçık hayati risk yaratan bir durumdur.Düzenlemeden ya da halkın güvenliğinden sorumlu olduğu iddia edilen kişilerin halkın can güvenliğini tehlikeye atması pek manidardır. Bu kişilerin aileleri ve yakınları bulundukları yerde can güvenliklerinden endişe etmektedir.

Bu süreç insanlık kavramının turnusol kağıdıdır. Adidas gibi şirketler krampon yapıp kar elde etsin diye yılda 3 milyon kanguruyu katlederken ses çıkarmayanlar, adidas gibi şirketlerin camı kırıldığında nasıl veryansın ettiler buna tanık olduk.

“Camlar kırılırken polis nerdeydi” diyen Mehmet Ali Birand’ a tanık olduk, kanguru leşini tanıtıp reklam ücreti alan Beckham’a tanık olduk.İnsanlığımıza tanık olduk.

Kredi kartı borçları yüzünden insanlar intihar ederken “devlet nerede” diyemeyen ama “yazık olmuş” diyenlere tanık olduk.

Yunanistan’da halk kendisine bindirilen vergileri protesto ederken onlara şiddet yanlısı diyen ve köşesine sosyetik gezilerini taşıyan Aslı Aydıntaşbaş’a tanık olduk.

Kitap okumanın terörizm olduğuna tanık olduk.

İnsanlarla fikir paylaşmanın örgüt üyeliği olduğuna tanık olduk.

Erdal ERGÜLER

iletisim@politikadergisi.com