CHP'ye Sahip Çıkmak İçin...

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
Zafer Nedret Çiçekoğlu

Bekledik, ümit ettik… AKP’nin yıkım politikalarını durdurup, yeniden Atatürk’ün idealinin yoluna girecek, iktidara gerçekten aday CHP geliyor zannettik. Yanıldık!.. Kemal Kılıçdaroğlu için artık iyi niyet beslemenin hiçbir anlamı kalmamıştır.

Kemal Kılıçdaroğlu ayan beyan Gerici-Kürtçü ve gerici-İslami anasıra göz kırpmaktadır.

Kemal Kılıçdaroğlu göz göre göre Kemal Derviş’li, Hurşit Güneş’li neoliberal anlayışı CHP’ye getirmektedir. Erdoğan faşizminin cefasını çeken “Mehmet Haberal”lar ile, “Erol Manisalı”lar ile değil; sefasını süren “Hurşit Güneş”lerle, “Orhan Pamuk”larla süreci yönetmek istemektedir Kemal Bey.

Kemal Kılıçdaroğlu geçmişte SHP’nin yaptığı hataları tekrar etmeye niyetli görünmektedir. Bölücülere tavizler sunarak, AB’ye yanaşarak, yanaşma olarak iktidar olmayı ümit etmektedir.

Kemal Kılıçdaroğlu Aslanoğlu köyüyle değil, Sezgin Tanrıkulu’yla, Talabani’yle Kürt yurttaşa ulaşma eğiliminde!

Ülkenin hiç gündeminde yokken türban meselesini getiren de Kemal Kılıçdaroğlu’nun kendisidir. Kılıçdaroğlu güya dokunulmazlığı kaldırma amacıyla türbanı gündeme getirdi ve bugün dokunulmazlık konuşulmuyor. Bugün “üniversitelerde türban” da konuşulmuyor. Bugün ilköğretimde türban konuşuluyor. Dinciliğe taviz vererek ne İsmet İnönü, ne Bülent Ecevit kendini kurtarabilmiştir. Tarihten de ders alamadı Kemal Bey.

Önder Sav gerçekten de korku imparatorluğu yaratmıştı ve Sav’ın gidişi hayırlı oldu, ama Muharrem İnce gibi bir Cumhuriyetçiyi neden harcamaya çalışıyor Kılıçdaroğlu?

Süreç, alenen CHP’nin yine yeniden SHP’leşme sürecidir…

Çözüm nerde peki?

Öncelikli görev halkındır. Halk CHP’sine sahip çıkmalı ve “Yeni CHP” adıyla “II. AKP”nin kurulmasına izin vermemelidir. Cumhuriyet mitingleri Ata’nın partisine sahip çıkarak da gerçekleşmelidir.

Sonrasında, Süheyl Batum gibi hâlâ orada kalabilen Atatürkçülerindir.

Ve kimsenin aklına gelmiyor ama DSP’nindir. 1991 seçimlerinde Kürtçülere taviz veren ve onları Meclise sokan SHP’den (Kılıçdaroğlu’dan olduğu gibi) yüksek oy beklenirken yüzde 20’lerde kalmıştı SHP. Ulusal çizgi izleyen DSP ise umulmadık biçimde barajı aşmıştı. DSP olayları doğru mütalaa ederse ve umut veren bir kadro kurarsa yine Cumhuriyetçi tabanı feodaliteye ve irticaa taviz veren Kılıçdaroğlu’na mecbur bırakmaz.

Güya Partiyi Atatürkçü çizgide tutan Önder Sav’dan ve onun ekibinden kurtulduk ama partiyi Kemalist noktaya getirecek olan halkın kendisidir.

Kısacası Demokratik Kitle Örgütleriyle, partileriyle, aydınlarıyla çözüm milletin kendisindedir.

Cumhuriyet Halk Partisi’ne sahip çıkmak için;

Millet göreve!

Zafer Nedret Çiçekoğlu

Politikadergisi.com 

Yorumlar

Tek Adres CHP mi?

Atatürkçülerin çoğu zaman siyasi örgüt konusunda Atatürkçü duruştan imtina ettiklerini görüyoruz. Atatürk'ün siyasi örgüt yaşamına baktığımız zaman önceleri İttihat Terakki içerisine girdiğini görüyoruz. Sonra rahatsız oluyor bu yapıdan ve "bugünün en büyük vatansever örgütü budur, bunu güçsüz düşürmemeliyiz" demiyor, bilakis bu konuda mutasıp davranmayıp ayrılıyor oradan. Gidiyor sonra kendi örgütünü kurmaya çalışıyor falan, olmuyor sonra tekrar İttihat Terakki'ye dönüyor. Yine sıkıntılar yaşıyor ve bu sefer Anadolu'ya geçip Kuvay-i Milliye'yi örgütlüyor vs.

Madem Atatürkçüyüz, madem onun yol göstericiliğine çok bağlıyız ve örgüt konusunda sıkıntılar çekiyoruz, yapılacak şey bellidir. Atatürk'ün yaptığını yapmak! İdare-i maslahatçı değil, devrimci olmak!

Bunun da adresi, "Aslanoğlu" gibi başarılı işlerinden bahsedilse de adı ısrarla vurgulanmak istenmeyen İşçi Partisi'dir.

Sn Budak: İşaret ettiğiniz

Sn Budak:
İşaret ettiğiniz partinin milletimizce kabul göreceğini sanmıyorum. Eksik olmasınlar, iyi çalışıyorlar ama mazileri hareketin liderliğini üstlenecek kadar parlak değil.
Şahsi fikrim budur. Sayg.

CHP'nin mazisi Leyla

CHP'nin mazisi Leyla Zana'ları meclise sokarken, DSP'nin mazisi Fethullah Gülen'le sıkı ilişkileri varken çok mu parlaktı?

Psikolojik Savaş, insanların önüne koyduğu seçenekte bile belirleyici oluyor. CHP'ye kızıyoruz, DSP'de umutlanıyoruz ama hiçbir farklarının olmadığını geçmiş tecrübelerden de biliyoruz. Oysa ki ortada gerçekten devrimci bir seçenek var. Aslanoğlu köyü diyoruz, iyi çalışıyorlar diyoruz, geçmişteki bir kaç hata dışında eleştirilecek hiçbir yanını bulamıyoruz ama diğerlerini seçenek olarak görebilirken bunu seçenek olarak gerçekçi görmüyoruz.

Bana kalırsa bu anlayış en temelinde bizlerde olduğu için seçeneksiziz. Olayı halk açısından değerlendiriyoruz ama en başta biz ikna olacağız ki halk ikna olsun. Bizim de zannediyorum ki halkın kabullenebilmesi dışında bir gerekçemiz yok. O zaman öncülüğü yapalım.

Saygılar

Kılıçdaroğlu'nun suçu ne?

Siz yukarıda adı geçen kişileri iyi tanıdığınızdan emin misiniz? Örneğin faşizmin cemeresini çeken Haberal... derken kendisinin (müthiş bir hekim olması ayrı mesele) Türkiye'ye Mustafa Kemal'in ardından feodal sömürüyü getirmeyi başarmış ve iktidar boyunca baskı ve zorbalığı limitine kadar kullanmış Adalet Partisi geleneğinden geldiğini biliyor musunuz acaba?
Kılıçdaroğlu kürt yurttaşa ulaşmaya çalışıyormuş? Bu bir suç mu? Kürt yurttaşa ulaşma, türbanlıya ulaşma, liberale, faşiste hiç birine ulaşma. Eee nasıl iktidar olacaksın? Yıllardır Kemalistler destekledi de ne oldu CHP, 50 yıllık muhalefet!
Demek ki yetmiyor, demek ki bazı kalıpları yıkmak gerek! Bir zahmet bu ülkede 40 farklı çeşit inanç, ideoloji, yaşam tarzı olduğunu kabullenip, herkese tek tek ulaşıp ortak paydaları bulmak gerek.
Baykal yıllarca kibirinden burnu düşse yerden almaz bir görüntü çizdi. Samimiyetsizliğide, başarısızlığı da bundandı.
Sizler onuda beğenmezdiniz, diğerlerini de, aslında siz hiç birini beğenmezsiniz, çünkü boş tarafı görmeye alışmışsınız, yıkıcısınız.. Kılıçdaroğlu genelbaşkan olduğundan beri sağcılardan çok solcular eleştiriyor, önce onlar taşlıyor. Hoş edilen laflar bir inciri çekirdeği etmiyor ancak durumdan sıkılan yok.
Rahşan Ecevit bile Kılıçdaroğlu'nu destekleyin diyor, siz daha hala DSP DSP diyorsunuz. Sizin derdinizde yaptığınızda en insaflı tabirle sabotajdır, bölme, parçalamadır. Bunca yıllık gerilemenin sorumlusuda şahsınızda tüm fikirdaşlarınızdır.

Sn EĞER: SE- "Siz yukarıda

Sn EĞER:

SE- "Siz yukarıda adı geçen kişileri iyi tanıdığınızdan emin misiniz? Örneğin faşizmin cemeresini çeken Haberal... derken kendisinin (müthiş bir hekim olması ayrı mesele) Türkiye'ye Mustafa Kemal'in ardından feodal sömürüyü getirmeyi başarmış ve iktidar boyunca baskı ve zorbalığı limitine kadar kullanmış Adalet Partisi geleneğinden geldiğini biliyor musunuz acaba?"

demişsiniz..

ZNÇ- Mehmet Haberal'ın mazisini gayet iyi bilirim lakin bir insanın siyasi eğilimi faşizm mağduru olduğu hakikatini değiştirmez, değiştirmemeli. O zaman sosyalist fikriyata mensup insanları da marjinal grupların silahlı eylemlerine ortak mı edelim? Günümüzde Haberal'ın hangi misyonu üstlendiği açıktır. Mehmet Haberal hoca, Kanal B'den ve diğer yayınlarından anlamak zor olmaz, gericilere karşı mücadele içindedir. Hurşit Güneş'e, Kemal Derviş'e dair söyleyecek sözünüz yok mu?

SE-"Kılıçdaroğlu kürt yurttaşa ulaşmaya çalışıyormuş? Bu bir suç mu? Kürt yurttaşa ulaşma, türbanlıya ulaşma, liberale, faşiste hiç birine ulaşma. Eee nasıl iktidar olacaksın? Yıllardır Kemalistler destekledi de ne oldu CHP, 50 yıllık muhalefet!
Demek ki yetmiyor, demek ki bazı kalıpları yıkmak gerek! Bir zahmet bu ülkede 40 farklı çeşit inanç, ideoloji, yaşam tarzı olduğunu kabullenip, herkese tek tek ulaşıp ortak paydaları bulmak gerek."

demişsiniz...

ZNÇ- Ya yazıyı okumamışsınız yahut da demagoji yapmaktasınız. Ben orda kürtlere ulaşmasını mı eleştirmişim? İfadem şudur: "Kemal Kılıçdaroğlu Aslanoğlu köyüyle değil, Sezgin Tanrıkulu’yla, Talabani’yle Kürt yurttaşa ulaşma eğiliminde!" Yani ayrılıkçı ve/veya Amerikancı unsurlarla!.. AKP'lileşerek veya hafif tabirle SHP'leşerek ulaşıyorsa, yani CHP CHP olmaktan çıkıyorsa buna karşı olmak icap etmez mi?

SE-"Rahşan Ecevit bile Kılıçdaroğlu'nu destekleyin diyor, siz daha hala DSP DSP diyorsunuz. Sizin derdinizde yaptığınızda en insaflı tabirle sabotajdır, bölme, parçalamadır. Bunca yıllık gerilemenin sorumlusuda şahsınızda tüm fikirdaşlarınızdır." demişsiniz..

ZNÇ- Şahıslar beni bağlamaz, bu bir. İkincisi DSP konusu benim sadece şahsi öngörüm. Bu konu elbetteki kimseyi bağlamamaktadır. Yukarıdaki yorumda denildiği gibi, İP de olabilir bu... Türbana karşı bakın siz ne demişsiniz: http://www.politikadergisi.com/makale/ne-nedir-kavram-tantanasi-uzerine (Türban: Yaklaşık otuz yıl önce Avrupa’dan araklanmış, değme mazoşistlerin aklına gelmeyecek bir kendine işkence etme bezidir. Annelerin, ninelerin güzelim oyalı yazmaları dururken, bu Fransız icatlarına ne hacet vardır ve ne diye ellerde ölümüne bayrak gibi sallanır onu da aklım almamaktadır.)
Gıyaben söyleştiğinize göre çok sevdiğinizi anladığım Uğur Mumcu Barzani ve Talabaniler için ne diyor, bakmanızda fayda var.

Ben Atatürkçülüğü idrak etmiş, -her ne kadar gereğini yerine getiremiyorsam da- bu yolda fedakarlıktan kaçınmayacak bir ferdim. Bana sabotaj yapıyorum gibi yakıştırmalarda bulunmanız hiç hoş değil. Kemal Bey'i eskiden severdim ama yaptıkları bana hiç ümit vermedi ve bu yazıyı kaleme aldım.

Belki çevresindekiler bu yazıyı ve milyonların vicdanını hasbelkader okur da Kemal Bey de kendine çekidüzen verir. Hazır parti gençleşecekken, korku imparatoğrluğu bitecekken yapacakları hatalarla e bari bu olsun diye Önder Sav'lara bırakmasınlar partiyi.

Atatürkçülük güncellenmeye müsaittir.

Ama Talabanilerle, türbanla, her ayın başı Avrupa'ya giderek değil...

Halkla, devrimle, ciddi projelerle.

"Ehven-i şer" zihniyetini bırakmak memleket için en hayırlısı olacaktır.

Dediğim gibi

Yaparsa millet yapacak...

Saygılarımla.

bu yazıyı yazanı alkışlamak

bu yazıyı yazanı alkışlamak isterdim.teşekkür ederim.

CHP'YE SAHİP ÇIKMAK!!!

''Bekledik, ümit ettik… AKP’nin yıkım politikalarını durdurup, yeniden Atatürk’ün idealinin yoluna girecek, iktidara gerçekten aday CHP geliyor zannettik. Yanıldık!.. Kemal Kılıçdaroğlu için artık iyi niyet beslemenin hiçbir anlamı kalmamıştır.''
Benim şahsi fikrim Kemal Kılıçdaroğlu ismi yerine hangi ismi koyarsanız koyun chp hiçbir şekilde halkçı politikalar izleyemeyecek kadar sistemin partisi olmuştur.Hemde çook çook uzun bir süre önce.
Saygılarımla

cevaben

-Mehmet Haberal'ın mazisini gayet iyi bilirim lakin bir insanın siyasi eğilimi faşizm mağduru olduğu hakikatini değiştirmez, değiştirmemeli. O zaman sosyalist fikriyata mensup insanları da marjinal grupların silahlı eylemlerine ortak mı edelim?
Demek ki neymiş, bir zamanlar adaleti bertaraf edip zorbalıkla tüm halkı baskıyla köleleştiren bir taraftan ABD'ye diğer taraftan Araplar'a peşkeş çeken zihniyetin kuyruğuna takılırken halka layık görülmeyen adalet bir gün Haberal'a da lazım olacakmış! Hiç değilse 'Haberal'ı çok iyi bildiğinize göre' bir konuda olsun hemfikiriz. Diğer taraftan 'oldu bari sosyalistleri de silahlı eylemlerden sorumlu tutalım' ifadenizdeki garip misillemenize söyleyecek söz bulamıyorum. Belli ki sosyalizmi silahlı eylem yapanların safında görmekde sakınca bulmadan aynı torbaya atıyorsunuz.
Bu arada Haberal örneğimden kendisinin içinde bulunduğu durumdan keyif aldığım çıkarılmasın.Sadece birilerine karşı mağdur edebiyatı yaparken geçmişlerini de bilip ona göre eleştirip -belkide ders çıkarmak- bakımından hatırlatma yapıyorum.

İkinci değinmenizde 'ortak payda' ibareme dikkatinizi çekerim. Belli ki başını okuyup işinize yarayan kısmı aldıktan sonra cümlenin sonuna bakma gereği duymamışsınız. Zira akabinde 'Ne Nedir?' yazımı alıntılayarak çelişki tespitinde bulunmuşsunuz! Diğer yazılarımıda okuduğunuza göre gericilik ve faşizme bakış açımı az-çok anlamışsınızdır. Yukarıdaki eleştirimde demek istediğim, eğer iktidara oynuyorsanız bütün memleketi tüm farklarıyla, sorunlarıyla yüzleştikten sonra, bir yerde kendinizi önce sizi bilmeyen, sizden olmayanlara anlatabildikten sonra bu yarışa dahil olabilirsiniz. Türban sorunu var ve çözebilirim demekle, heryerde türbanlı gezilecek demek arasında fark vardır. Ortada terör sorunun varken, PKK'nın Kuzey Irak'da adeta üs kurduğunu İsrail ve ABD'den de açık destek aldığını bilirken bu sorunu kiminle çözmeyi düşünüyorsunuz? Kanal B'de iki üç köşeyazarının çözüm ahkamlarıyla mı? Yoksa asıl çanak tutanlarıyla mı?

Bu memleketin mecburiyetleri vardır. Hoşunuza gitsin gitmesin, beğenin beğenmeyin imzaladığınız anlaşmalarınız, borçlarınız, verdiğiniz sözler vardır. Kendi kurduğunuz ütopyalara kapılıp, 'öyle bir iktidar olsun ki ABD'yle görüşmesin, Talabani'yle Barzani'yle muhatap olmasın, Nato'dan çıksın, Füze Kalkanlarını reddetsin, ABD üslerini kaldırtsın, borsayı lağvetsin, ithalata kota koysun yerli üretimi patlatsın, yabancı mülkiyet haklarını kaldırsın... derseniz gerçeği perdeler, sonsuza kadarda hayalkırıklığıyla yaşarsınız.

Kılıçdaroğlu'nu eskiden severmişsiniz? Ne kadar eski? 1 yıl-2 yıl? Ne zamandan beri tanıyorsunuz kendisini? kaç ay oldu genelbaşkan olalı? Benim sözüm ona 'türban çelişkimi' tespit ederken Türkiyede imamhatiplerin liseleşmesini sağlayanın kim olduğuna da bir baksaydınız. DSP'yi adres gösteriyorsunuz ya, ondan diyorum!

-Yaparsa millet yapacak!
Şimdiye kadar CHP'yi muhalefette tutan millet değil mi, AKP'yi her seçimde madalyalandırıp tepemize oturtan? yani öyle bir söylüyorsunuz ki sanki bir yerde 30-40 milyon millet var. Müdahale etmeyi, memleketi kurtarmayı bekleyen. Alın size başka bir ütopya, hayal ürünü. Yok öyle bir şey yok! Hepsi Cumhuriyet mitinglerindeki kadardı işte. Kaç kişi 3 milyon 5 milyon? Kaç. İkiyle çarpayım 10 milyon. Kaç seçmen var memlekette? yaklaşık 40 milyon! Daha açık söyleyeyim. Sende 10 milyon var zaten. Sana lazım olan diğer dilimde, çoğunlukta olan kısma güven vermek, kandini inandırmak, derdini anlatmak! Başka türlü bir 50 yıl daha muhalefette beklersin, bekleyecek bir memleket kalırsa tabii!

Bir de özeleştiriniz var: Atatürkçülük adına gereğini yap(a)mıyormuşsunuz! Bilmek istedim, Devletçi mi değilsiniz Milliyetçi mi, Laik mi, Demokratik mi, Halkçı mı, Cumhuriyetçi mi? Hangisi ya da hangileri değilsiniz?

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.