Davutoğlu’nun Sözlerini Doğru Okumak

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
H.Kemal Bozguncuoğlu
Yazının Yazıldığı Tarih: 
19 Eylül 2012

Davutoğlu: “19.YY ideolojisi olan ulusçuluk, Avrupa’da feodalite ile bölünmüş yapıları bütünleştirdi. Bizde ise tarihten gelmiş organik yapıları değiştirerek, suni karşılıklar ve kimlikler ortaya çıkardı. Hepimizin bu ayrıştırıcı kültürle hesaplaşma zamanı geldi. Herkesin kültürel kimliği, dili başlı başına insanlık birikimi açısından değerlidir. Ama bu bölünme değil birleşme vasıtası olarak değerlendirilmeli”

Ulus kavramı Dışişleri Bakanı’nın tanımladığı gibi bölücü değil birleştiricidir. Ulusçuluk aslında biraz da Atatürk’ün “Türk Milleti” kavramının karşılığıdır. Nedir bu. Hiç kimse etnik kimliği nedeniyle aşağılanmamıştır veya yok sayılmamıştır. Herkesin tek bir kavram çevresinde ülke bütünlüğü gayesi etrafında toplanmasını sağlamıştır. Davutoğlu’nun sözlerini doğru okumak gerekir. Biraz kurcalayınca bilinçaltında neler neler çıkacak göreceksiniz. Kavramları tek tek inceleyip yorumlamak en doğrusu:

19.YY ideolojisi: Ulusçuluk kavramı için basite indirgeyerek ideoloji kavramını kullanmak normal zeka seviyesine sahip olan insanlara hakaret etmektir. Dönemin şartlarına gelene kadar Osmanlıcılık, Ümmetçilik gibi pek çok kavram denenmiştir. Bunların amacı da ülkedeki ayrışmaları engellemek ve Osmanlı Devleti’ni ayakta tutabilmektir. Ancak malumuzun Fransız İhtilali dünyadaki rüzgarı tersine çevirdi. E doğal olarak parçalanan Osmanlı’yı etkiledi. Dediğim gibi tüm şartlar denenmişti, yeni dünya ulus istiyordu. Rasyonalist bir dahi ise bu çağın gerekliliklerine uydu ve bataklıktan çıktık.

Organik Yapıları değiştirmek ve suni karşılık: Burada organik yapı olarak bahsedilen şey nedir? Osmanlı Devleti. Yani bilinçaltından günümüz yurdunun organik(doğal) yönetim yöntemleri bu şekilde olmalıdır mesajı veriliyor. Kısacası milliyetçi ve ulusçu Cumhuriyet, pek de tatmin etmemişe benziyor sayın bakanı. Kendisine çağrı yaparak sadrazamlık teklif ediyorum…

Bir diğeri ise suni karşılık kavramı. Davutoğlu açık açık konuşmalıdır. Ulusçuluk ülküsüne sahip olan on milyonları bu şekilde aşağılamaya hakkı yok. Kaldı ki bu suni karşılığı çağdaş cumhuriyet devriminin oluşturduğu iddia ediliyorsa, fazla da yorum yapmaya gerek görmüyorum.

Ayrıştırıcı kültürle hesaplaşma: Bu söze inanın şaşırmadım. Zaten 10 yıl önceden başlayarak her türlü devrime ve inkılaplara karşı bir hesaplaşma içindeydiler. Hala Osmanlı hayalleri kurmaktan zevk alan bu zihniyetin Ata’nın getirdiği ve Türkiye Cumhuriyeti’nin temel yapı taşı olan bu kavrama karşı olması zaten beklenen bir durum. Ancak ulusçuluk yukarıda da belirttiğim gibi ayrıştırıcı değil tam anlamıyla bütünleştiricidir.

Tüm bunlar olurken pek tabii Davutoğlu’na destek mesajları da yağmaya başladı. İlk kimden destek gördü dersiniz. Düşünelim. BDP olabilir mi? Yok canım daha neler diyorsanız BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ı dinliyoruz: “Doğru söylüyor. Gelin hep beraber hesaplaşalım. Bunun en iyi hesaplaşma yeri meclistir. Yeni bir Türkiye’nin ve Ortadoğu’nun planlarını beraber yapalım. Laikçi, Kemalist ulus devleti beraber dönüştürelim. Bunu yolu da yeni bir Ortadoğu federasyonudur. Gümrüklerin ve vizelerin kalktığı yeni bir Ortadoğu kurulması lazım”

Ortaklıklar kurulmuş da millet ayakta uyutuluyor! BDP’liyle Davutoğlu birleştirici ulusçuluk ilkesini yok etmek, Türkiye’yi dönüştürmek amacıyla ortak bir payda da buluşabiliyorlar. Ne diyelim Allah mesut etsin!

Dönelim yine bir AK Partiliye. Kütahya Milletvekili İdris Bal(Prof. Dr. Unvanları var ama…) Davutoğlu’na destek çıkmak için bakın hangi cümleleri kuruyor: “Laiklik ve Ulusçuluk Avrupa’nın kendi sorunlarını çözebilmek için bulduğu reçetedir. Laiklik ruhban sorununu aşmak için çıktı, çünkü ortada ideoloji boşluğu vardı ve dolduruldu”

Ya hu siz direkt olarak neden Atatürk’e karşı nefretinizi boca etmiyorsunuz? Neden ayak oyunlarıyla, bilinçaltı söylemleriyle hafif hafif laf çakmaya çalışıyorsunuz? Neymiş efendim, Laiklik Avrupa’dan doğan ve onlara özgü bir ideolojiymiş. Laiklik, ne Avrupa’ya özgüdür, ne de bir ideolojidir.

Laiklik, bir yaşam şeklidir.

Laiklik, modern dünyanın bir numaralı gereksinimidir.

Laiklik, uygar bir medeniyet için vazgeçilmez bir unsurdur.

Dahası Laiklik, Ata’nın söylemiyle “Adam olmak demektir.”

Tüm bunları şöyle bir ele aldığımızda, aslında planları kurulduğu, ulustan federatif yapıya geçmeye hazır oldukları anlaşılıyor. Ama atladıkları çok büyük bir ayrıntı var;

Cumhuriyet Devrimlerine bağlı on milyonlarca Türk vatandaşı.

 

H. Kemal BOZGUNCUOĞLU

iletisim@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.