Bu Yazılar da İlginizi Çekebilir!
- Ba(*)baya Mektup
- O Dediğin Şey Bayrak Değil, Trafik Işığı!
- Kırmızı Kitap Sarardı
- İktidarın Biten Pili Güneydoğu’da Şarj Ediliyor...
- Sorumlu Bir Aydın, Yurtsever, Toplumcu ve İnsan Olmak…
- Yüksek bilinç(!)
- Bu Ülkenin“FERHAT”ı Olabilmek !
- 12 Eylül Tatilciye mi, AKP’ye mi Yararlı?
- Referandum AKP İçin Bir Güven Oylamasıdır…
- Gerçeklerle Yüzleşmek
- Bir Tarih Kitabı
- Köylülüğü Öldürmeliyiz!
- Didim Akbük’de Anlamlı Bir Gece
- Pes !
- Cindoruk'un Feryadı Anlamlıdır
Denizli'de 36.000 İcra Dosyası…




Denizlili bir avukatın Denizli icra müdürlüğünde yapmış olduğu araştırma bu vahim sonucu gözler önüne sürüyor…
36.000 ödenmeyen [ödenemeyen] borç dosyası…
36.000 çöken gelecek hesabı.
36.000 işyeri ya da evde korku dolu haciz beklentisi…
Bu rakamlar 2010 yılının ilk altı ayını kapsıyor.
Denizli, küçük sanayinin yaygın bir gelişme gösterdiği, büyük sanayi kuruluşlarının devreye girmesi ile canlı ve renkli bir düzeye ulaşan etkin girişimcilerin yarıştığı bir ortam iken… Bugün icra dairelerinde dosyaların üst üste bindiği ekonomik bir kaosun içine yuvarlanmış bir Orta Anadolu kentimizdir…
Sanayileşme sürecinde Denizli’yi öne çıkartan en önemli nitelik, vaktiyle gelişme kulvarına girmiş olan sanayileşme hamlesinin “milli” bir hüviyet taşımasıdır.
Küçük sanayi üniteleri gelişerek, birbirleri ile birleşme sürecine girmişler, sermayelerini, emeklerini, tecrübe birikimlerini birbirine ekleyerek büyük işletmeler kurma yoluna girmişlerdir.
Denizli’nin Türkiye’nin ihracatındaki yeri her geçen gün daha da artmış ve hatırı sayılır, istikrarlı bir düzeye ulaşmıştır.
İşte çöken yapı budur…
Sistemin çatlayıp, su aldığı ortam böyle bir ortamdır.
Denizli hızlı ve istikrarlı bir sanayileşme sürecinden uzaklaşmış ve dışa bağımlı Türk ekonomisinin kendisini sürüklediği bataklığın içine gömülmüştür.
İhracat gelirlerinin her geçen yıl artan yükselişi, Denizli İcra Müdürlüğü’ndeki borç dosyalarının birbiri üzerine konan yüksekliğine dönüşmüştür.
İşte yalın, reel, çıplak gerçek budur.
Bu gerçek, Türkiye ekonomisini elinde bulunduranların dümen kırdıkları rotanın uzantısında zorunlu olarak ortaya çıkmış bir nedenselliğe dayanmaktadır.
Milli ekonomi, [tabiri caiz ise,] özelleştirilmiştir…
Özelleştirme ihalesine giren yabancı güçler, bu kez tek tek işletmeleri değil… Ekonominin dümenini ele geçirmişlerdir!..
Türkiye ekonomisi yabancı güçlerin güdümüne teslim edilmiştir.
Milli sanayi hamlesini omuzlarında taşıyan yerli girişimciler iflas etmişlerdir.
Bu kişilerin iflası ise, Türkiye ekonomisinin uzaktan çekilmiş bire/bir fotoğrafını ortaya koymaktadır…
Bu fotoğraf karesini yaratanlar ve ortaya çıkan sonucu halkın bilincinden kaçırmaya çalışanlar, bu ülkeyi temsil edemezler, yönetemezler ve kaderini elinde tutamazlar.
İşte Türkiye halkını bekleyen acil görev, bu duruma müdahale ederek, bu tepe taklak gidişe dur demektir…
www.soruyusormak.com
www.dnm-ler.com
www.kitlecizgisi.com
- Faruk HAKSAL içeriği
- 14322 okunma
Yorumlar
Yeni yorum gönder