Formasyon mu Fermantasyon mu?

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
Emine SONSUZ

Yönetim, şahıslar ne zaman ki keyfe keder tutumlardan vazgeçer o vakit bu ülkede devam edegelen hataların önüne set çekilir.

Son dönemlerde fazlaca can sıkan işsizlik, eğitim seviyesinin oranı, iş kazaları, hırsızlık, kapkaç, kadın cinayetleri, çocuk istismarı… Evet, saydığım bütün bu sorunların tek bir sebebi var ‘EĞİTİMSİZLİK’. Hala orta çağ zihniyetinden, tavrından kurtulamamış bir Türkiye’nin ta kendisi. Artık öyle bir noktaya gelindi ki bilim ve eğitim amaç olmaktan çıkıp araç halini alacak kadar tıkandık, sığlaştık. Öyle ki fen-edebiyat fakültelerinin asıl amacından sapıp; devletin bir ticarethanesi halini alması yönetici zihniyetlerinin kopyasıdır. Bu kurumlarda alanında uzman olarak yetişen pırıl pırıl gençler ellerinde altın kaplı bir kalem ile sokağa salıveriliyor ve o kalemi ve bilgisi ile üretecek, keşifler icatlar peşinde koşacak iken ‘işsiz’ yani işe yaramaz sınıfına yerleştiriliyor. Durum bu hali alınca düzenlemelerdeki şartlar; fen-edebiyat fakültelerinden mezun olan genç arkadaşları geleceklerini idame ettirmenin yanı sıra sabır ve çalışmalarının sonuçsuz kalması konusunda karamsarlığa düşürmekte ve elbette bu da eğitimin kalitesini düşürmektedir.

Son dönemlerde özellikle geçtiğimiz hafta eğitim fakülteleri ile fen-edebiyat fakülteleri arasında mezunları adeta birbirine düşürme kaygısı taşırcasına yaratılan pedagojik formasyon meselesi bir hayli adaletsiz ve can sıkıcı. Pedagojik formasyonun hala öğrencilere tanınan bir fırsat mı yahut hak mı olduğu konusunda yapılan tartışmaların ne yeri ne zamanıdır.

Balık baştan koktuğu gibi yıllar evvel hali hazırda bulunan fen-edebiyat fakülteleri kurumlarına bir de ‘eğitim’ fakültelerinin eklenmesi bana sorarsanız bilim alanında yapılan hatalardan yahut eksik yapılanmalardan bir tanesidir. Temel pozitif bilim alanlarında uzman yetiştirmek gayesinde olan bu kurumların şu zamanda öğrenciler ile bir pazarlık tutumu içinde olması ne kadar geriye doğru adımlar atmaya devam ettiğimizin kanıtıdır. Alanlarında uzman olan bu genç arkadaşlar gidip bir devlet memuru olmak için tekrar karın ağrısı çekecekse yahut arşınlanmadık kapı bırakmayıp hiç yetkisi ve tecrübesi olmayan işlerde çalışacaksa ve en kötüsü; bilgisi ile üretecek ortamlar yaratamayacaksa bütün eğitim kurumları da fen-edebiyat fakülteleri de kapatılsın. Ya da tüm bu fen-edebiyat mezunları arkadaşlar müzeye kaldırılsın. Hükümet, yönetim her yıl onlar için yıl dönümleri düzenlesin.

Bilgin kişi; ilmini paylaşmadıkça, üretemedikçe ne kendine topluma yarar sağlayabilir.

Ege Üniversitesi’nde pedagojik formasyon meselesi yüzünden yaşanan bu kargaşa ege üniversitesinin yönetiminin bu adaletsiz ve yersiz tutumundan kaynaklanmaktadır. Bu tutum; bilimi ve eğitimi talep üzere orada bulunan genç arkadaşlara karşı yapılan bir haksızlık ve emeğe saygısızlıktır.

YÖK’ün yaptığı son açıklamalar ile birlikte Türkiye genelinde yapılan kontenjan düzenlemelerinde yüzlerce uzman arkadaşın yüreği ferahlar iken Ege Üniversitesi eğitim fakültesi dekanının “Van’a gidin.” diye tavır alması evlat ayrımından başka hiçbir şey değildir.

Bana sorarsanız bu Ege Üniversitesi’nin bir ayıbıdır.

Gerileme politikasıdır. Ticaret alanı yaratmanın diğer adıdır.

Ortaçağ kapılarının Ege Üniversitesi’nden aralanmasıdır.

Artık bu işe köklü bir düzenleme getirilmeli ve şuan ki fen-edebiyat mezunu uzman arkadaşların taleplerine karşılık aciz kalınmamalıdır.

Bilimin ve eğitimin sırtındaki bu kamburdan bir an evvel kurtulmalı amacı araç haline sokmaktan vazgeçilmelidir.

Ege Üniversitesi’nin değerli yöneticileri: 132 kişilik mezun veren bir bölüme 5 kişilik kontenjan vererek mezun arkadaşlar ile alay edercesine tavır takınıp, emeği hiçe sayarak yaptığınız sözde düzenlemeyi tekrar aklı-ı selim bir halde düşünüp gözden geçirmelisiniz. Ege Üniversitesi’nin köklü geçmişine, kalitesine tecrübesine yakışanı yapmanızı şiddetle öneriyor ve sonraki günlerde üniversitede çıkacak kaosun önüne geçmenizi rica ediyorum!

Türkiye’nin genelinde üniversiteler de fen-edebiyat mezunları yeni yasa ile birlikte kontenjan sınırı olmaksızın formasyon alabilirken Ege Üniversitesi öğrencilerine neden düzenlemede sıkıntı yaratılmaktadır neden mağdur edilmektedir.

Kişi sınırlaması kaldırılmalı, gerekiyorsa uzaktan eğitim şartlarını sağlamak için çaba harcamalı mezun ve okumakta olan tüm genç uzman arkadaşlarımızı köreltecek düzenlemelerden vazgeçmelisiniz.

 

Emine SONSUZ

iletisim@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.