Hacı Yatmaz Vatandaş

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
İrfan DEĞİRMENCİ

Çıplak Vatandaş filminden hatırlarsınız; türlü işlerle geçimini sağlamaya, çocuklarını okutmaya çalışan İbrahim Bey (Şener Şen) geçim sıkıntısına, adaletsizliğe, eşit olmayan şartlara isyan eder ve çıldırma noktasına gelerek kendini çırılçıplak sokağa atar.

Sonrasında hayatı değişir; film bu ya! Gerçek hayat böylemi?!

İbrahim bey gelsin, günümüzde yaşasın da görelim bakalım kendini bu şekilde sokağa attığında reklam yıldızı olabiliyor mu!

Meclis T.V.'yi açıyoruz; görüyoruz ki kafalar, eller kollar, Erkan Yolaç üstadın deyimiyle, ''Emme Basma Tulumba'' gibi inip kalkıyor. Yasa çıkarma işlemi otomatiğe bağlanmış. Vekil maaşlarını da araya sıkıştırıverip aynı sistemde aradan çıkarıveriyorlar. Alkışa her daim  hazır Milletvekilleri gerektiğinde de yuh çekmek için parti başkanlarını büyük bir özveri gösterip dikkatle dinlemektedirler… Misafirlerini ağırlıyor koskoca vekiller kolay mı? Hayat şartları çok ağır. Bizde de biraz vicdan olmalı canım! Tutup da milletin vekillerini asgari ücrete bağlayacak değiliz ya; hem reva mıdır bu?! Garibanlar ay sonunu zor getiriyorlar; sabahtan akşama kadar taş gibi koltuklarda oturmak zorunda kalıyorlar; yedikleri ayaz da cabası. Bırakalım hayatlarını yaşasınlar da, anaları ağlamasın.

Bilemiyorum, onlar kadar durumu dramatize etmeyi başarabildim mi?!

Vatandaşın  Faturasında k.d.v., ö.t.v., iletişim vergisi, T.R.T. payı, kaçak tüketim bedeli, sayaç okuma bedeli, bakım bedeli, ayrıntı ücreti gibi her türlü bedel bir isim bulunup vatandaşa ödetiliyor.

Enerji Bakanı ''Vatandaştan kaçak kullanım bedeli almazsak kayıp elektrikten doğan açıktan dolayı elektrik şirketleri batar! '' diyor.

Çalışma Bakanı ''Asgari ücreti en az 1000 T.L. yaparsak şirketler batar; bu ülke ekonomisine yansır ve ülke batar. Emekliyi kamu işçisini ezdirmediğimiz gibi asgari ücretliyi de  enflasyona ezdirmedik!'' diyor.

Sağlık Bakanı kurumlarda çalışanların tasarruf yapması için genelge yayınlar. Devletin, kronik hastalara kolaylıkla sağladığı ilaçlarda da tasarrufa gidilir! Tedavide tasarruf olmaz dersiniz; kimin umurunda?!

Her gelen Maliye Bakanı tasarruf ister. Ancak Unakıtan'a özel, likit yumurta üretmesi için tavuk yemi yasası bir gecede çıkar, ertesinde yeniden değişir! Karısı da ''Rabbime sordum Clevelland dedi!'' der, hemen babalarının parasıyla oraya giderler… Eh yani siz de! Koskoca Maliye Bakanı ve karısı da imtiyazdan faydalanmasın da vatandaş mı  rahat etsin?!

Örtülü ödenek derseniz; o zaten Devlet Denizi! Eşbaşkanın elinin altında, hesabını soracak bir babayiğit var mıdır bu ülkede?! F.tipi yapılanmanın sahibi olduğu dev gibi kurumlarının çok büyük zenginlikleri de sömürdükleri işçilerden, kaçırdıkları vergilerden ve tabii ki iktidardaki akrabalarından geliyor. Hesabını muhalefet dahil soran var mı?!

Diyanet işlerine ayrılan paranın hesabını ise vatandaşa kimse söylemiyor!

Vatandaş hastanelerin koridorlarında, bahçelerinde sürünsün. Tekel işçileri sokaklarda dövülsün, yetim bırakılıp terk edilsin. Asgari ücretli iş bulduğuna şükretsin. İşsiz bunalıma girsin. Borçlu intihara kalkışsın. Atanamayan öğretmenler sokaklarda ağlasın. Atanan öğretmenler sürünsün/ezilsin. Van depremzedeleri sürünmeye, çadırlarda yanmaya, yurtlarından olmaya devam etsin. Halkın parası Libya'ya dağıtılsın; Libyalılara koli, koli silah verilsin. Beleşçi, yalakalar, halkın parasıyla çevrilen T.R.T.'den, binlerce lira avanta alsın. Ülkenin dört bir yanında insanlar işsiz bırakılsın, çalışanlar enflasyona ezdirilsin. Ceplerindeki paralar dahil çalınsın. Kendi banka patronlarımızın soyduğu yetmezmiş gibi, şimdi de yabancılara satılan bankaların, yabancı patronları soysun vatandaşı. Tüketiciyi Koruma Kanunu kim taksın ki?

Güzel ülkemi, hortumlayarak, yiyerek, parçalayarak, bölüşerek bitiremediler.

Kimin sayesinde? Tabii ki Hacı Yatmaz Vatandaşın sayesinde! Para mı  lazım? Bin Hacı Yatmazın sırtına; sık ümüğünü, elini cebine daldır! Bulamazsan ilacını, maaşını kes; böbreğini satışa çıkarsın da, nasıl olsa o para dönüp dolaşıp, sana gelir... Sıkma canını patron kardeşim. Üzülme Holding sahibim. Kara kara düşünme milletvekilim. Senin sağlığın önemli Bakanım. Konuş Meclis Başkanım. Keyfini çıkar eşbaşkanım. Sefanı sür Cumhurbaşkanım.

Hacı Yatmaz Vatandaş olduğu sürece, hiç birinizin sırtı yere gelmeeeezzzzz!

Tevfik Fikret ''Yiyin Efendiler Yiyin!'' demiş ya; ''Yiyin Şerefsizler yiyin'' demek size az bile! Yediğiniz Bedduaları bir bilseniz ...!

Bu sofracık, efendiler - ki iltikaama muntazır

Huzurunuzda titriyor - bu milletin hayatıdır;

Bu milletin ki mustarip, bu milletin ki muhtazır!

Fakat sakın çekinmeyin, yiyin, yutun hapır hapır...

 

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,

Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!

 

Efendiler pek açsınız, bu çehrenizde bellidir

Yiyin, yemezseniz bugün, yarın kalır mı kim bilir?

Bu nadi-i niam, bakın kudumunuzla müftehir!

Bu hakkıdır gazanızın, evet, o hak da elde bir...

 

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,

Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!

 

Bütün bu nazlı beylerin ne varsa ortalıkta say

Haseb, neseb, şeref, oyun, düğün, konak, saray,

Bütün sizin, efendiler, konak, saray, gelin, alay;

Bütün sizin, bütün sizin, hazır hazır, kolay kolay...

 

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,

Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!

 

Büyüklüğün biraz ağır da olsa hazmı yok zarar

Gurur-ı ihtiıamı var, sürur-ı intikaamı var.

Bu sofra iltifatınızdan işte ab u tab umar.

Sizin bu baş, beyin, ciğer, bütün şu kanlı lokmalar...

 

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,

Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!

 

Verir zavallı memleket, verir ne varsa, malını

Vücudunu, hayatını, ümidini, hayalini

Bütün ferağ-ı halini, olanca şevk-i balini.

Hemen yutun düşünmeyin haramını, helalini...

 

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,

Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!

 

Bu harmanın gelir sonu, kapıştırın giderayak!

Yarın bakarsınız söner bugün çıtırdayan ocak!

Bugünkü mideler kavi, bugünkü çorbalar sıcak,

Atıştırın, tıkıştırın, kapış kapış, çanak çanak...

 

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,

Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!

 

 

İrfan DEĞİRMENCİ

irfan.degirmenci@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.