


Geride bıraktığımız 20. yüzyıla ideolojik hareketler damgasını vurmuştur. 20. yüzyıl ideolojilerine bağlı insanların bunun için gerekirse öldüğü veya öldürdüğü bir çağ olarak akıllarda kaldı. Ancak doğu-batı bloğu duvarının yıkılmasıyla beraber ideolojiler de o duvarın altında kaldı.
Faşizm, komünizm gibi ideolojik kavramlar da 20. yüzyıldan hoş bir sada olarak kaldı.
Artık insanların büyük ideallere bağlanıp öldüğü veya öldürdüğü bir çağda değiliz. Eskiden iletişim araçları yetersiz olduğu için toplumlar “yoldan çıktıklarında” ülkemizdeki gibi askeri darbelerle yola getirilebiliyordu. Kitlesel iletişim araçları geliştikçe toplumlar daha kolay yönetilir ve yönlendirilebilir hale geldikçe askeri darbeler de bir yöntem olmaktan çıkmış ve o da 20. yüzyılın yöntemleri olarak kalmıştır.
Ancak ideolojilerin çöküşünü sadece duvara bağlamayız tabii ki. İdeolojik hareketler nihai sonlarının yozlaşma olduğunu göstermiştir insanlara. Eninde sonunda her ideolojik hareket yozlaşmış ve karşı oldukları düzenle çok farkları kalmamış hatta onunla uzlaşmıştır zaman zaman. Sonuçta görülmüştür ki ideolojik hareketlerin alt, militan kısmını “kandırılmışlar” üst lider kadrosunu da “menfaatçiler” oluşturmuştur. Bu ülkemizde 12 Eylül'de görülmüştür. Solcu ve sağcı gençleri eylemlere yöneltenler, daha sonra soluğu yurtdışında almıştır.12 Eylülde idam edilenlerin hayat hikayelerine bakmanızı öneririm. Hepsi de gariban, halk çocuklarıdır ipe gidenlerin. İdam edildiklerinde arkalarından çok ses getirecek ailelere sahip değillerdir eğer araştırırsanız. İdeolojik hareketler göstermiştir ki tarih başından beri var olan alttakiler-üsttekiler kavramları tarihe karışmayacaktır. Alttakiler-üsttekiler düzenini yıkmak için yola çıkan sol hareketlerin içinde bile alttakiler-üsttekiler farkı ortaya çıkmış ve 12 Eylül'de de darağacına giden solcuların “alt sınıfı” olmuştur.
Ayrıca 21. yüzyılın dünyasında hayat, ideolojilerin penceresine sığmayacak kadar geniş bir çerçevede ve yüksek bir hızda yaşanıyor. Evet, hayat artık ideolojilerin penceresine sığmıyor. Bu kadar dar bir çerçevede yaşanmıyor. İstediğiniz kadar ben şuyum, ben buyum deyin, eninde sonunda bir yerden açık vereceksiniz. Çünkü nehirleri tersine akıtamazanız. Eninde sonunda ideolojilerin çizdiği çerçevenin dışına çıkmak zorunda kalacaksanız.
Hal böyle iken ideolojik hareketler çökme noktasına gelmiştir. İçinde yaşadığımız çağ ideolojik pencereleri kırdığı gibi ideolojik hareketlerin sicili de pek iyi değil insanlık gözünde gördüğünüz gibi. Size tavsiyem dostlarım, her ideolojiyi, okuyun, sorun, tartışın ama kesinlikle militanı olmayın. Gördüğünüz gibi tarih “kandırılanlar ve menfaatçilerle” dolu.
Aziz KARAYEL
iletisim@politikadergisi.com
Yorumlar
Politika Dergisi Her Gönderilen Yazıyı Yayınlamak Zorunda Mı?
İşkembe-i kübradan sallama bir yazı. İdeolojiler ölmüşmüş! 1990'lı yıllardan beri dünya egemenlerinin çiğnediği ve artık çürümeye yüz tutmuş sakıza benziyor. Tükürün atın ağzınızdan artık bu sakızı!
“İdeoloji dediğimiz şey nedir? İdeoloji diyen, her şeyden önce fikir (idée) demektedir. İdeoloji, bir bütün, bir teori, bir sistem, hatta bazen yalnızca bir zihniyet oluşturan fikirlerin tümüdür.
Marksizm, bir bütünü biçimlendiren ve bütün sorunlar için bir çözüm yöntemi sunan bir ideolojidir. Cumhuriyetçi bir ideoloji, bir cumhuriyetçinin kafasında bulacağımız fikirlerin bütünüdür.
Ama bir ideoloji, yalnızca salt fikirlerin, her türlü duygudan ayrıldığı varsayılacak fikirlerin toplamı değildir (zaten bu, metafizik bir anlayıştır), bir ideoloji, zorunlu olarak, duyguları, gönül yakınlıklarını, hoşlanmazlıkları, umutları, korkuları vb. içerir. Proletarya ideolojisinde, sınıf savaşımının düşünceye dayanan öğeleri yanında, kapitalist düzenin sömürdüklerine karşı, "mahpuslara" karşı duyulan dayanışma duygularını da, isyan duygularını da, coşku ve hayranlık duygularını vb. buluruz. Bütün bunların hepsi bir ideolojiyi oluşturan şeylerdir.
Şimdi de ideolojik etken denen şeyi görelim: bu, ideolojiyi, bir neden olarak ya da etkileme yeteneğinde bir şey yapan bir güç olarak anlamaktır, ve bunun için de, ideolojik etkenin etkisinden söz edilir. Örneğin dinler, hesaba katmamız gereken birer ideolojik etkendir; hala önemli bir biçimde etken olan manevi bir güçleri vardır.
İdeolojik biçim denince ne anlaşılır? Bu deyimle, özelleşmiş bir alanda (bilim ve sanat alanında) bir ideoloji oluşturan, özel fikirlerden bir bütün anlatılır. Din, ahlak, ideolojik biçimlerdir; aynı şekilde, bilim, felsefe, edebiyat, sanat, şiir de ideolojik biçimlerdir.
Öyleyse, genellikle ideoloji tarihini, özelikle bütün bu biçimlerin rolünü incelemek istersek, bu incelememizi, ideolojiyi tarihten, yani toplumların yaşamından ayırarak değil, ideolojinin, etkenlerinin, biçimlerinin rolünü toplum içine yerleştirerek ve toplumdan yola çıkarak yürüteceğiz.”(Alıntıdır.)
İdeolojiler yok demekle yok olmazlar!
Sayın mcagrici Irakta
Sayın mcagrici
Irakta ,Afganistanda ölen insanlar,belli bir ideolojinin pençesinde orada ölmüyorlar."Vatan" kavramı için ölüyorlar.Tıpkı kurtuluş savaşında vatanı için ölen insanları sanki "Kemalist" ideoloji için öldüklerine kendinizi inandırdığınız gibi burada da yaman bir çelişki içindesiniz.Vatan sevgisinin bir ideolojisi yoktur.Sosyalist de liberal de Kemalist de vatanını sevebilir.Vatan için savaşma hiçbir ideolojinin tekelinde değildir.George W Bush neo-conservative ideolojiye sahip olabilir.Ama onu Irağa saldırmaya iten bu derseniz buna sadece gülünür.ABDyi ayakta tutan savaş ekonomisi her 10-15 yılda bir ABDyi savaşa sokmuştur.Irak savaşı da bunun bir tezahürdür.Tıpkı Vietnam,1.körfez savaşı,Somali bugün Libya gibi vs... gibi.Tabii tek etken bu da değildir.Petrol,İsrailin güvenliği vs... de sayılabilir.
Neoliberlizma!Hah tam da dediğime gelmişsiniz.Aynen işin özü paradır.Daha çok kazanamak vs...dir.Bir ideoloji yoktur burada da yani.
Ergenekon tutuklamlarıyla ilgili yazdıklarınızın benim yazımla bir ilintisini bulamadım.Ama isterseniz bu konuyu başka bir başlık altında sabah kadar tartışabiliriz.
Komünizm bitmişmiştir evet.Aynen öyle.Dediğiniz Çinin anayasasında öyle yazması neyi değiştiriyor acaba?Türkiyenin de anayasasında demokratik,laik,sosyal,hukuk devleti yazıyor.Türkiyede bunların hangisi var?
Sayın mcagrici burada ek olarak Türkiyede 4 büyük dedikleriniz dışında kimse şampiyon olmuyor.İspanya,İngiltere ve İtalyada da böyle :)Bilginiz olsun....
SAYIN MAYAZİCİÇok hızlı bir
SAYIN MAYAZİCİ
Çok hızlı bir çıkış yapıp sonunu getiremeyen bir yarış atı gibisiniz.Başlangıçtaki hızlı girişinizden bir şey söyleyeceğinizi zannettim.Ama hiçbir şey söylememişsiniz.
Bir yorumdan çok birilerine birşeyler bildiğinizi kanıtlama çabasındaki yazınızda açıkcası benim yazımdaki saptamalara karşılık gelebilecek birşey bulamadım.Modası geçmiş içi boş Marksizm propagandası yapmakta özgürsünüz tabii ki.Ancak yeri burası değil gibi geldi bana.
SAYIN MCAGRİCİ
Irakta ,Afganistanda ölen insanlar,belli bir ideolojinin pençesinde orada ölmüyorlar."Vatan" kavramı için ölüyorlar.Tıpkı kurtuluş savaşında vatanı için ölen insanları sanki "Kemalist" ideoloji için öldüklerine kendinizi inandırdığınız gibi burada da yaman bir çelişki içindesiniz.Vatan sevgisinin bir ideolojisi yoktur.Sosyalist de liberal de Kemalist de vatanını sevebilir.Vatan için savaşma hiçbir ideolojinin tekelinde değildir.George W Bush neo-conservative ideolojiye sahip olabilir.Ama onu Irağa saldırmaya iten bu derseniz buna sadece gülünür.ABDyi ayakta tutan savaş ekonomisi her 10-15 yılda bir ABDyi savaşa sokmuştur.Irak savaşı da bunun bir tezahürdür.Tıpkı Vietnam,1.körfez savaşı,Somali bugün Libya gibi vs... gibi.Tabii tek etken bu da değildir.Petrol,İsrailin güvenliği vs... de sayılabilir.
Neoliberlizma!Hah tam da dediğime gelmişsiniz.Aynen işin özü paradır.Daha çok kazanamak vs...dir.Bir ideoloji yoktur burada da yani.
Ergenekon tutuklamlarıyla ilgili yazdıklarınızın benim yazımla bir ilintisini bulamadım.Ama isterseniz bu konuyu başka bir başlık altında sabaha kadar tartışabiliriz.
Komünizm bitmişmiştir evet.Aynen öyle.Dediğiniz Çinin anayasasında öyle yazması neyi değiştiriyor acaba?Türkiyenin de anayasasında demokratik,laik,sosyal,hukuk devleti yazıyor.Türkiyede bunların hangisi var?
Sayın mcagrici burada ek olarak Türkiyede 4 büyük dedikleriniz dışında kimse şampiyon olmuyor.İspanya,İngiltere ve İtalyada da böyle :)Bilginiz olsun....
aziz'e yanıt
Sayın MCAGRİCİLütfen vatanı
Sayın MCAGRİCİ
Lütfen vatanı ideolojiye sıkıştırmayın.Peki ben" patriotist,ulusalcı,milliyetçi" falan değilim,ama ülkemi seviyorum diyen adamı nereye koyacağız?Sen vatanını sevmiyorsun o zaman deme hakkı kime ait?Ulusalcı olmayanlar vatanını sevmiyor mu diyeceğiz o zaman?İnsanlar ideoloji dediğiniz şey ortaya çıkmadan çok önce "Ev,toprak,vatan" kavramlarına sahipti.Frigler,İyonyalılar vs... acaba vatanlarını savunup yokolurken bir ideolojiye mi sahipti?
Liberalizm, dediğiniz güçlerin çıkarına uymasa ve "kar" getirmese o da tarihin karanlıklarında yerini alacaktı.Onu savunanlar onu bir "araç" görüyor.Sizin gibi "amaç" görmüyor.
Haklısınız.Herşey geçici.ABD VE AB gidecek,yerini başka bir emperyalist alacak.Sadece isim değişecek yani
Aslında demek istediğim şuydu bu yazıda: "Fikirler tabii ki hiç bir zaman ölmez.Ancak 60lı ve 70li yıllardaki gib insanlar ideolojileri bir yaşam biçimi gibi yaşamıyor.İş sadece kafada.Eylemsel,pratikte bir şey kalmadı artık.Çünkü eyleme geçmek için iyi sicili olan bir ideoloji görmüyorlar"
Demek istediğim basitçe buydu.Saygılar.......
Yeni yorum gönder