Bu Yazılar da İlginizi Çekebilir!
- Onlar, Sendikalı Polisler!
- Öyle Bir Türkiye Olsa ki…
- U.N.U.T.M.A.D.I.K…… !!!
- Devletten “Taksim” İtirafı, Önce Sulayın Sonra Gazlayın
- Nasıl Bir Çankaya?
- Abdullah CÖMERT’e Dair…
- Cumhurbaşkanı'na S.A.N.S.Ü.R. !!!
- Taksim'den Armutlu'ya
- Kim Vurdu- Ya Gitmek… !!!
- SAHİ, ATALAY NE DEDİ?
- Bir Müezzin Hikâyesi - Bir Türkiye Hikâyesi
- Sene 2013, Mayıs 1
- Ya İstihbarat Zafiyeti
- Gezi Olayları ve %50 (AKP)-%50 (Ötekiler)
- Demekle Olmuyor, Haklı...
Kimdi Onlar?
27 Mayıs 2013 tarihinde, iş makinelerinin Taksim Gezi Parkı’na girmesinin ardından patlak veren olayların fitili, bu alandaki ağaçların kesilmesini engellemek isteyen gençlere polisin orantısız müdahalesi ile ateşlendi.
Hani, gençlerin Gezi Parkı’na kurduğu çadırların ateşe verildiği şafak vakti…
Biber gazı ile kale önü mücadelesinin başlatıldığı o an…
Hatırladınız mı?
Sanırım hepimiz hatırlıyoruz… !!!
Ardından mı?
Dedik ya, biber gazı tüfekleri devreye girdi…
İnsanlar bu tüfeklerle vuruldu…
Göz gözü görmedi…
Hedef gözetilmedi…
Gaz kapsülleri kapalı mekânlara ve hatta konutlara dahi atıldı…
Olaylar sırasında evlere mahkeme kararı olmadan zorla girildiği ifade edildi…
Ayrıca birçok ilde polis ile birlikte hareket ettiği iddia edilen gruplar ortaya çıktı…
Bu kişiler, göstericilere sopalarla saldırdı…
Hatta saldırmakla kalmadı, öldürdü…
Olaylara müdahale eden polislerin kasklarındaki numaralar ise özenle kapatıldı…
Buna neden neydi, hala ( !!!) anlaşılamadı… !!!
Neden “kimlik” tespitini engellemek miydi, bilinemedi… !!!
Ama merak edilen tek bir şey oldu, ona da cevap hiç verilmedi…
Sahi, yaşananlara neden olan o ilk müdahalenin emrini kim verdi?
Peki ya 18 yaşındaki Medeni Yıldırım’ın, 22 yaşındaki Abdullah Cömert’in, 20 yaşındaki Mehmet Ayvalıtaş’ın, 26 yaşındaki Ethem Sarısülük’ün, 19 yaşındaki Ali İsmail Korkmaz’ın ve 22 yaşındaki Ahmet Atakan’ın ölümüne neden olan sürece start veren emirlerin sahipleri “kim” oldu?
Ya yaşanan cinayetlerin sorumluluğunda durması gerekenler…
Toplumsal bölünme yaratan bu öfkenin tarifine özenle malzeme taşıyanlar…
Sahi, onlara ne oldu?
Olayların içinde kalan binlerce yaralı adına soruyorum…
Gözlerini, atılan gaz kapsülleri ile kaybedenler için soruyorum…
Yaşananların orta yerinde kalan çocuklar için soruyorum…
Tencere tava çalanları suçlu ilan eden bir ülke adına soruyorum…
Eylemcileri “çapulcu” polisi “kahraman” ilan edenler adına soruyorum…
Soruyorum…
Çünkü Emniyet Genel Müdürlüğü olaylarda orantısız güç iddiaları için 31 Emniyet mensubunun sorgu aşamasında olduğunu ilan etti geçenlerde…
İşte bu nedenle soruyorum… !!!
Bu 31 Emniyet mensubunu yargılayan ama emri verenleri perde arkasında unutanların ülkesi adına soruyorum…
“Emri uygulayanların” sorgulandığı ama “emri verenlerin” itinayla saklandığı bir ülke adına soruyorum…
Arazi olanlar için soruyorum…
Sorumluluk almayanlar için soruyorum…
Ethem Sarısülük’ü kafasından vuran süreci başlatanlar için soruyorum…
Abdullah Cömert’i öldüren nedenlerin griliği adına soruyorum…
Ali İsmail Korkmaz’ı ölüme götüren dayağın fotoğrafına eklenen Türkiye için soruyorum…
Geride kalan ailelerin öfkesinde biriken adalet beklentisi için soruyorum…
Sahi, o ilk müdahalenin “emrini” kim verdi?
Eskişehir’den, Hatay’dan, İstanbul’dan ve diğer illerden gelen ölüm haberlerine takılan o emirleri kim verdi?
Ya bedenleri yakan ilaçlı tazyikli suların kararına imza atanlar…
Onlar kimlerdi?
Ya artık görmeyen gözlerin kaybında duranlar…
Sorumluları kimlerdi?
Valiler mi?
Emniyet Müdürleri mi?
İçişleri Bakanı mı?
Yoksa topyekûn Ankara mı?
Arkasında durabilsek ya… !!!
Bir emir verdiysek eğer, cesaretle “benim” diyebilsek ya… !!!
Kayıpların ailelerine verilecek hesabın rakamlarında durabilsek ya… !!!
Hele ki…
Olayların başlamasından sonraki 15 günde 150.000 adet gaz bombası atıldığını, 3.000 ton su sıkıldığını, OC Gas, CS Gas ve CR Gas olmak üzere 3 çeşit gaz kullanıldığını bilirken, tekrar ederken ve bilip tekrar ettiklerimizin sorumluluğunda kimseleri bulamazken, ayağa kalkıp “o benim” diyebilsek ya… !!!
Anlayacağınız, o 31 kişi değil istenen, emir uygulayanlar değil beklenen…
Ama EMRİ verenler…
“Müdahale” edin diyenler…
İşte onlar, asıl suçlu olanlar…
Sahi, kimdi onlar?
Tamer YAZAR
Yorumlar
Yeni yorum gönder