Bu Yazılar da İlginizi Çekebilir!
- Küreselleşme Kavramı ve Küreselleşme Sürecinde Türkiye
- Küreselleşme, Liberalizm ve Ulusalcılık (II)
- CHP ve Kanatları – 3. Yol ve Politikaları
- Küreselleşme Sürecinde Ulus-Devletin Dönüşümü
- Küreselleşme, Liberalizm ve Ulusalcılık (III)
- Küreselleşme ve Etkileri
- Küreselleşme, Kapitalizm ve Ulus Devlet
- Ulus-Devletin ÇUŞ'larla İmtihanı
- Küreselleşme Bağlamında Ulus-Devletin Egemenlik Gücünün Dönüşümü
- Türkistan, Türk Dünyası ve Dünya Türkleri
- İnsan Hakları Tuzağına Karşı Aşı Geliştirme Zorunluluğu
- Küreselleşme, Liberalizm ve Ulusalcılık (I)
- Dünyanın Terörle Demokratikleşecek Tek Ülkesi; Türkiye! (II)
- Neoliberalizm ve Kimlik Siyaseti
- Gardrop, Tören ve Tarikat Atatürkçülüğünden Arınmak Gerek
Küreselleşme ve Türkiye
Son dönemde "küreselleşme" olgusu ile birlikte insanlık küresel boyutta bir gerilemeyi yaşamaktadır. Küreselleşmenin başını çeken ülkelerde egemen çevreler dışında halk ama özellikle emekçiler bu gerilemeden payını almaktadır. Ama asıl emperyalizmin etkisinde kalan geri kalmış bölgelerde durum daha açık bir biçimde kendini göstermektedir.
Gerçekten de, sosyal haklar her geçen gün daha da budanmakta, hatta bazı bölgelerde tümden kaldırılmakta, hak ve özgürlükler hiçe sayılmakta, dinsel sömürü gittikçe artmakta, savaş ve işgal artık olağan sayılmaktadır. Kültürel alanda ise tam bir yozlaşma söz konusudur.
Küreselleşme bütün dünyayı tek bir düzene bağlama yolunda bütün ulus devletleri önce etnik bakımdan ayartmayı daha da sonrada küçültüp kendi yapılarında eritmeyi temel ilke olarak benimsemişlerdir.
Küreselleşme;dünyadaki bilimsel,teknolojik gelişmeler,insan hakları,geniş halk kitlelerinin yaşam düzeyini yükseltme amacına hizmet etmesi gerekirken bölgesel savaşlar ve etnik çatışmalarla da içinde olmak üzere şiddeti kullanarak dev şirketlerin amacına hizmet etmektedir.En bariz örneğini ülkemizdeki bölücü terör faaliyetlerinde ve bir türlü güçlenmesine izin verilmeyen yer altı ve yer üstü zenginlikleri bakımından dünyanın deposu olarak bilinen Orta Asya Türk devletlerinde görüyoruz.Güya kültürel zenginliklere saygı gibi kavramlarla özellikle ülkemiz etnik bir ayrıştırmaya itilip ulus devlet yapılanması hırpalamaya çalışılıyor. Yine 2010 yılının haziran aylarında, Kırgızistan'daki Kırgız-Özbek etnik çatışmasında dış unsurların işi olduğu açıkça görülmektedir.
Küresel güçler özellikle son yıllarda artan bir hızla,ülkemiz insanı için büyük bir bağlılıkla sahip çıktığı tek vatan tek millet anlayışını yıkmak için demokrasi kavramını ve kültürel zenginlik kavramının sıkça kullanmaya başlamışlardır.bu olayların sonucunda Türkiye için çeşitli özerklik tartışmaları bölgesel meclis gibi konularla halk ayrıştırılmaya çalışılmaktadır.
Atatürk'ün temel ilkeleri çerçevesinde gerçekten Türk devrimi bir ulusal bağımsızlık ve özgürlüğe kavuşabilmek için en güvenli ve geçerli yolu temsil eder.
Küreselleşme uygulanış biçimiyle insanlığı uluslar arası sermayenin egemenliğine terk etmektir. Atatürkçü düşünce sistemine tamamen aykırı olup Türk milletinin bünyesine uygun olmadığı açıktır.
Vural GÜNDÜZ
iletisim@politikadergisi.com
Yorumlar
Küreselleşme diye diye
Küreselleşme diye diye ülkemizi parçalamak isteyen emperyalistler.Bunu başaramayacaksınız.Kavramları yaratıp kenara çekilmek bir gün getmeyecek.Kendi kanınızda boğulacaksınız.
Küreselleşme batılı ülkeler
Küreselleşme batılı ülkeler yani emperyal ülkeler için sömürünün yeni adı.
Yeni yorum gönder