Onlar, Sendikalı Polisler!

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
Tamer Yazar
Yazının Yazıldığı Tarih: 
2-10-2013

Taksim Gezi’nin eylemselik döneminin ama twitter ve facebook noktasında yaşattığı hukuksal takiplerini unutmadık ve bu hukuksal takiplerin soruşturmalarını da, soruşturma sonucunda haklarında dava açılanları da…

Bugünün Türkiye’sinde Polis takibinde olanlar sadece bu eylemlerin kahramanları değil… !!!

Garip ama, bugünlerde polis takibinde olan polisler de var… !!!

Haklarında soruşturma açılanlar da…

Açığa alınanlar da…

Dava açılanlar da…

Niye mi?

Demokrasi talep ettikleri için… !

Özgürlüklerine ek yapmak istedikleri için… !

Hak talebinde bulundukları için… !

Ve tüm bunları yaparken de sendika üyesi olmaya çalıştıkları için… !!!

Evet…

Emniyet-Sen’in Emniyet Genel Müdürlüğü noktasında başlattığı teşkilat mensupları hak mücadelesi sürüyor, hatta bu hak mücadelesine eklenen “polis intiharları” haberleri de…

Tabi resmi açıklamalar ile sendika tarafından gelen “intihar nedenleri” birbiri ile çatışsa da, yaşananlar mevcut sendikal özgürlüklere kelepçe takmayı sürdürüyor.

Soru aynı, “bu mücadele nereye kadar sürecek” !

Ve ardından eklenenler de…

Sahi, kim haklı?

Soruşturma açan mı yoksa soruşturulan mı?

Sendikal özgürlüğü yasaklayan mı yoksa o özgürlüğe sahip çıkan mı?

“Teşkilat içinde baskı ve huzursuzluk var” diyen mi yoksa “her şey güllük gülistanlık” diyen mi?

Yaşananları kamuoyu ile paylaşanlar mı yoksa “kol kırılır yen içinde kalır” diye ekleyenler mi?

Bu konuda Hatay Emniyet Müdürlüğü tarafından Hatay genelinde soruşturmaya uğrayan 11 polis memuru olduğu bilgisine ulaştık.

11 polis memurunun her birinin de sendikal faaliyet içinde olduğu detayına da…

Sahi Emniyet-Sen bu kadar mı korkutuyor?

Tamam da, korkutmalı mı?

Hele ki korkulanın bir Anayasal hak kullanımı olduğunu bilirken…

Ve bu hakkın hukuksal sınırları içinde bir yapılanma ile hayat bulduğunu da…

Aslında Emniyet Genel Müdürlüğü’nün ve diğer Emniyet Birimlerinin Emniyet-Sen’e ve üyesi Polis memurlarına neden bu kadar öfkeli olduklarını anlamak çok da zor değil, hele ki teşkilat içinde yaşanan yanlışlıklara karşı birinin kalkıp ayna tutmasını izlerken… !!!

Nasıl mı?

Taksim Gezi eylemlerinin o ilk günkü “orantısız” polis müdahalesi ile ateşlendiği günü hepimiz hatırlıyoruz, doğru mu?

Peki, bu konuda Emniyet-Sen’in tepe yönetiminin nasıl tepki verdiğini biliyor muyuz peki?

Ne söylediklerini hatırlıyor muyuz?

Okuyalım mı?

“Eylemcilerin doğa olaylarını kanuna aykırı olarak yaptıkları iddiası ile Gezi Parkı’nın içine izinsiz kurdukları çadırlara, yasal mevzuata uygun olarak nasıl müdahale edilmesi gerektiği kanun hükümlerine göre sabittir. Çadırların suç unsuru olduğu düşünülüyor idiyse, çadırların toplatılması veya muhafaza altına alınması gerekirken, çadırların yakılması sonucu eylemciler kışkırtılmış ve marjinal gruplara eylemi provoke etme imkanı sağlanmıştır. Şüphe yok ki, olayların bu duruma gelmesinde, en büyük sorumlu İstanbul Valiliği ve bizzat İstanbul Emniyet Müdürü’dür.”

Ve bu açıklama çok net bir mesajla da son bulmuştu:

“Meslektaşlarımızın bu zor şartlar altında dahi emirlerin hukuka uygun olup olmadığını sorgulama ve suç teşkil eden emirleri yapmama sorumlulukları vardır. Yasaları uygulayarak konusu suç teşkil eden emirleri yerine getirmeyen meslektaşlarımızın, emri verenler hakkında tutanak tutmaları gerekmektedir. Suça konu emirleri yerine getirmemeleri sebebiyle, karşılaşacakları her türlü usulsüz idari ve cezai yaptırımlarda Emniyet- Sen olarak meslektaşlarımızın yanında olacağımızı temin ederiz.”

Evet…

Emniyet-Sen’i ve üyelerini “suçlu” ve “yasadışı” ilan edenler bu anlamda öfkelerinde de haklılar belki… !!! Hani ne de olsa onlar, içeride yaşananların yanlışlığını dışarıya yansıtanlar… Verilen emirlerin hukuk dışı olduğunu söyleyecek kadar da cesur olanlar… Taksim Gezi’nin bilançosuna eklenenlerin maliyetini resmi kimlikliler arasında paylaştıracak kadar hem de…

Yetmez ama EVET diyen, ardından da Demokrasi Paketleri açıklayan bir Türkiye’de, onlar da bizler gibi olmayan “demokrasi ”ye nefes vermeye çalışanlar, ki o yüzden de “yüreklerine sağlık” diyelim…

 

Tamer YAZAR

iletisim@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.