Onurlu Olmak ya da Olmamak

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
İrfan DEĞİRMENCİ
Yazının Yazıldığı Tarih: 
16/10/2011

6 Temmuz 1999 gecesi hepimize üzüntü veren ve  inciten bir intihar olayı yaşandı. Hazine'den sorumlu Devlet Bakanı Hikmet Uluğbay, sabaha karşı 00.45'te Ankara'da evinde silahıyla intihar etmişti. Demokratik Sol Parti Milletvekili Bakan hayat mücadelesini kazanmış ve bu üzüntü veren olay, büyük ölçüde ilgilenen ve destekleyen yada desteklemeyen ama yinede üzülen insanları rahatlatmıştı.

Uluğbay yoğun çabalar sonucu sağlığına kavuştuktan sonra 21 Temmuz 1999 tarihinde görevinden istifa etti ve aynı göreve DSP Milletvekili Recep Önal getirildi. Hikmet Uluğbay, hakkında ortaya atılan ve borsada uygunsuzluk yaptığı iddia edildiği kendisine ağır gelen,bir belgenin ortaya sürülmesi nedeniyle, parti içinde bazı görüşmeler yapmış, ancak görüşmelerden bir süre sonra intihar etmişti. 
 
18.12.2010 Tarihinde ise benzerlik taşımasada, insanları duygulandıran başka bir olay yaşanmıştı siyasi tarihimizde. CHP Kayseri Milletvekili Şevki Kulkuloğlu hakkında ortaya atılan yolsuzluk iddialarını yanıtlamak için, basının karşısına geçmiş, elindeki belgelerle masum olduğunu kanıtlaya çalışıyordu ve 15 yaşındaki oğluna telefonla ölüm tehditleri geldiğini anlatırken, göz yaşlarını tutamamış,ve kameralar karşısında duygu yoğunluğuna yenik düşmüş ve ağlamıştı. Elbette insanın basın karşısında elinde belgelerle suçsuzluğunu kanıtlamaya çalışması, oğluna gelen tehditleri anlatmak zor olsada, erdemli bir davranış olduğu gerçeği ortadadır.
 
Geçmişte bu iki olaydan çok daha fazlası yaşandı elbette, siyaset dünyasında. Bazılarına inandık, bazılarının da aslında timsah gözyaşları döktüğünü, sonradan yaptığı davranışlarıyla görmüş olduk. 
 
Bu güne baktığımızda ise Cumhuriyet Tarihimizin gerçektende utanç verici olaylarına eylemlerine tanık oluyoruz. Politika ile ilgilendiğiniz için zaten bilgi sahibisiniz yeterince. Daha önce Dergimizde yayınlanan bir okur makalemde de açıkça belirttiğim şerefli ve şerefsizlik söz konusu açıldığında karşımıza, kişiliksiz, onursuz ve şerefsizlik örnekleri çıkıyorki; Vatan hainliği, yolsuzluk, hukuksuzluk, iftiralar birbirleriyle yarışıyor. 
 
Örnekleri verirken kullanmış olduğum kelimeler yakışıksız gibi görünse de ,aslında sizinde bildiğiniz gibi utanç verici, insanlık dışı, hukuk dışı böylesi eylemler, başka türlü adlandırılamaz. En basit örneklerden bahsetmek gerekirse, Ö.T.Vergilerine yapılan ve halkı apaçık sömüren, bu kan emiciliğin son noktası anlamına gelen zam yağmurunun, ''Zam Değil Güncelleme'' olduğu açıklanmasında ise, pişkinlik sınırları çoktan aşılmıştır. Ve zaten çoğu, yoksulluk sınırını bir kenara bırakalım; açlık sınırının altında hayatta kalma çabalarına terkedilmiş olan halkın, ağzına geleni söyleyebileceği seviyeye inmiştir.
 
Ya Üniversite öğrencilerinin durumuna ne demeli? Üniversiteyi bir kaç puan farkı acımasızlığıyla kazanamayan, Üniversitelerini bitirmiş ama işsiz ve ortada bırakılan gençlerimizin sorunlarına, cemaat'e katılmak dışında tek bir çözüm bile bırakmayan hükümet ,Üniversiteye yeni başlamış öğrenciler  başta olmak üzere katsayı ve ek ders ücretlerini uygulamaya koymuştur. Bir de harç ücretlerini bulmak için düşünen öğrencilerin,bulabilirlerse yurt, bulamazlarsa kendi imkanlarıyla barınmak zorunda bırakılmaları,apaçık süründürülmeleri insanlık dışıdır.
 
Buna karşılık cemaatin kanatları altına girmek zorunda kalmış, veya kandırılmış öğrencilerin bütün ihtiyaçlarının karşılaması, onların kadrolaması, Devlet ve özel kurumlar eliyle himaye altına alınması ise tam anlamıyla şerefsizliktir. 
 
Atama bekleyen, yıllardır yüzüne bile bakılmayan, Mustafa Kemal'in öğretmenlerine yapılanlar, H.E.Santrallerine karşı koyan köylüyü Hukuk adına döverken, yurtlarından kovarken, küçük bir kız çocuğuna, aynı köyde yaşadığı babaannesi ile görüşme yasağı koydurmak; diğer taraftan PKK temsilcileriyle MİT aracılığıyla pazarlık etmek, onlara tanınan özgürlükleri Millete zerre kadar göstermeyen zihniyetin yaptıkları, şerefsizlikten başka ne olabilir ki?
 
Yazımın başlarında verdiğim iki olayda da, insani duygular ve vicdan muhasebesi ön plana çıkmıştı. Bu gün Vatan hainliği yapanları, yolsuzluk yapanları, Atatürk devrimlerinin bekçilerine tuzak kuranları, masum insanlara iftira atanları, halkın cebini hortumlayanları, ülkenin parasını arap ülkelerine hediye edenleri, yetim hakkını yedirmem deyip, deniz feneri davasında apaçık ortaya çıkan hırsızlığı, Adalete tecavüz edenleri, Anayasayı yerle bir edip ülkeyi peşkeş çekenleri karşımıza alıp, yüzlerine bunları vursak, sizce onur adına, insanlık adına, vicdan adına, şeref adına en ufak belirti görebilirmiyiz?
 
Hayal kurmak güzel şey. Türk Vatandaşı olarak bizler, Onurlu devlet adamlarının Milletvekillerinin, Belediye Başkanlarının, Bürokratların Gazetecilerin olmasını hayal ediyoruz. Sanırım Gökkuşağının altından geçmek gibi bir masallarda kaldı bu. 
 
Ya da Mustafa Kemal ATATÜRK'ün Siyaset yöntemi, üslubu, halk'a yakınlığı, hitap şekli, son derece beyefendi devlet adamlığı gibi... Vicdanı, İnsanlığı, Devrimciliği, Hukuka saygılı oluşu ve Vatansever davranışları gibi Erdemleri, göstereceğini sandığımız insanları beklemek gibi, hayaller kurarak..
 
irfan.degirmenci@politikadergisi.com

Yorumlar

Kendimi bildim bileli ejnebi

Kendimi bildim bileli ejnebi politikacıların en ufak bir şayiada hemen istifa etmelerini suçlu olup olmamalarına bakmaksızın takdir ederdim. Bizimkilerin özrü kabahatinden büyük pişkinlikleri ise beni çileden çıkartırdı doğrusu...
Ancak politika ve devlet adamlığının Platon'un dediği gibi bilgelik gerektirdiğini anladığım da siyaset dünyasına tüm pencerelerimi kapatmış ve perdelerimi sıkı sıkıya örtmüştüm. Seçimden seçime manzaraya şöyle bir gözucuyla bakar yurttaşlık görevimi yapmakla yetinirdim. Ne sağcı ne de solcu olabildim. Yalnızca ülkesini seven bir Atatürkçü olmakla onur duydum hep... Bugün geldiğimiz noktada neler gördük nelere şahit olmadık ki? Yurdumuzu peşkeş çeken hainlerin şerefsizliği gelmişe geçmişe rahmet okutacak türden... Yazılanlara tüm kalbimle katılıyor ve dua ediyorum artık; Yaradan bir şans daha versin bize, diye...

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.