Oradaydım: 1 Mayıs 2010

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Saat 9 sularında Şişhane yokuşunda bekliyordu kortejimiz. Diğer arkadaşlarımız ve ilerleyip kontrol noktasına ulaşabilmemiz için de Türk-İş’i bekliyorduk. Alkışlarımız eşliğinde Türk-İş, Metal-Sen ve muhtelif sendikalar yanımızdan geçti gitti ve biz de peşlerine takıldık.

Kamuoyunun kafasında soru işaretleri mevcuttu. Provokasyonlar, şiddet, kaos… Hepsi fos çıktı bu 1 Mayıs’ta ve 33 yıl aradan sonra doğru dürüst bir şekilde, tekrardan seslerini haykırmak isteyen emekçiler ve solcular Taksim Meydanı’ndaydılar.

Lâkin hem alanda yaşanan, hem de siyasi birkaç husus, sanırım üzerinde konuşulmaya değer.

AKP Taksim Meydanı’nın işçilere açılmasını, demokratik açılımın bir parçası olarak nitelendirdi. Genel seçimin yaklaştığı şu günlerde, bunun politik bir hamle olduğu aşikar zaten. Fakat neyse ki ufak çaplı tartışma ve kavga dışında çok olay çıkmadı.

Fakat maalesef, ortaya çıkan bir manzara vardı ki, aslında çok vahim bir durum: soldaki örgütsüzlük. Envai çeşit bayrak, slogan ve grup. Sendikaları hariç tuttuğumuzda, irili ufaklı en az 15 belki daha da fazla örgütlenme var.

İşin garibi, örgüt sayısı, sol çizgi merkezden marjinal noktaya doğru yaklaşıldığında ivme kazanıp artıyor. Bu gruplardan en az 10’u Marksist çizgide ancak bölündükçe bölünmüşler.

Durum böyle olunca da, tek ses olup birleşmek, biraz zor oluyor haliyle. Bu durum, 1 Mayıs Bayramı organizasyonuna da yansıyor tabii olarak.

Program sunucuları kürsüde konuşuyorlar, ancak birinin sesi ötekisinin üstüne biniyor. Kim daha çok bağırırsa onun sesi çıkıyor; birisi konuşurken, ötekisi daha yanındakinin sözü bitmeden slogana başlıyor yahut alakasız bir yerden giriyor konuya, falan feşmekan.

Hülasa, pek başarılı bir organizasyon yaşandığı söylenemez kanımca.

Bir de şu husus dikkate değer ki, bayram çok da fazla zulme ve sömürüye başkaldırı, isyan havasında geçmedi. Belli başlı gruplar, birbirlerine karşı gövde gösterisi yapmaya çalıştı sadece. AKP’nin de “ben size izin verdiğim sürece bun kutlayabilirsiniz” mesajını vermiş oldu böylece.

Yani insanların birazcık gazını aldı, birazcık demokrat rolü oynadı.

Ancak gene de güzel bir gündü. Pek azımsanmayacak bir kalabalık olduğu söylenebilir, 33 yıl aradan sonra daha fazlası beklendiyse de. Solumuzda Türk-İş, KESK, DİSK… Sağımızda TKP, EMEP, HKP… Şişhane’den, Şişli’den, Elmadağ’dan kitleler sel olup, Taksim Meydanı’ndaki göle döküldüler ve hep bir ağızdan çağladılar:

“1 Mayıs! 1 Mayıs! İşçinin, emekçinin bayramı!”

Lâkin AKP’nin izin verdiği kadarıyla, AKP’nin kurallarıyla…

Asım US
iletisim@PolitikaDergisi.com

 

Yorumlar

Merhaba

O bölünmüşlük parçalanmışlık solun sanırım doğasında var. Ancak dikkat ettiğim kadarı ile farklı görüşü savunmak ile farklı yerde durmayı ayırt edemiyorlar. Bu da sağın işine yarıyor. Saygılar...

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.