Örgütlü Toplum için Örgütlü Bilinç

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
Bayram Ali ÜNAL

İki kutuplu dünya yerini “tek kutuplu, sömürgen” bir dünyaya bıraktı. George Orwell malesef haklı çıktı. 1984 yılından itibaren dünya giderek kapitalist güçlerin egemenliği altına girmeye başladı. Sermaye güçleniyor, emek kaybediyor. Asalak zümreler yattıkları yerden küplerini dolduruyor; işçi ve emekçi ürettiği ürünlerden hak ettiği karşılığı alamıyor. Savaşlar silahla değil, şekil değiştirerek kirli oyunlarla devam ediyor. Kısacası tablo giderek vahimleşiyor.

Peki Türkiye bu tablonun neresinde? Ne yazık ki Türkiye bu tabloda soluk bir renk olarak bütün karamsarlığı ve iticiliği ile en alt kısımlarda yerini alıyor. Fidel Castro küreselleşmeyi açıklarken şöyle demişti: “Yukarı yarım kürenin, aşağı yarım küreyi sömürmesine küreselleşme denir.Fidel Castro'nun tartışılmaz tespiti Türkiye için çizdiğim tabloyu maalesef tamamlıyor. Türkiye bu dünya tablosunun içerisinde en aşağı kısımlarda yerini bulmuş durumda.

Ülke olarak, ulus olarak sorunlarımız var. Sorunlarımızın kaynağına gelince, şu tespiti yapmakta fayda var: Açlığın, çaresizliğin, yolsuzluğun, sömürünün kurbanı olan bizler örgütlü mücadele yerine bireyselliği, yalnızlığı, sorunlardan kaçışı seçmişiz. Paris Komününü, 1905 Rus kalkışmasını, 1917 Ekim devrimini, Türk Kurtuluş Savaşını, Vietnam ve Küba örneklerini doğru tahlil edemedik ne yazık ki. Uluslar zalimlerin kıskacı altında ise ihtilal meşrudur. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk Kuvay-i Milliye meşalesinin ateşini yakan kahraman bir ihtilalciydi. Kemalist devrimi de yılların birikimi ve tahlilleriyle gerçekleştirdi. Atatürk, iki liramdan birini kitaba vermeseydim cumhuriyet devrimlerinin fikri yapısını ortaya koyamazdım, diyor. Her şeyden önce her Türk yurttaşı Türkiye'nin ve dünyadaki bütün ihtilal ve devrim hareketlerinin değerlendirmesi yapmak zorundadır. Böyle yapıldığı takdirde ortak bir bilinç etrafında örgütlenme de mümkün olacaktır.

AKP iktidarı Türkiye'yi talan etti, yağmaladı, piyasalaştırdı, küresel güçlerin kucağına attı. Çaresiz bir bekleyiş sürüyor. Yeni bir önder mi arıyoruz yoksa? Boşuna, önder aramanın hiç bir anlamı yok; çünkü yeni bir önder gelip Samsun'a çıkmayacak. Türk halkı kendi geleceğini, kendi tayin edecektir. Örgütlü bir halk yürüyecek, cumhuriyet devrimleri ışığına, karanlığı yırtacak, “Tam Bağımsız Türkiye”yi yeniden kuracaktır.

Bayram Ali ÜNAL
iletisim@PolitikaDergisi.com

 

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.