Peki Siz Brad Sherman'ı Hatırlıyor Musunuz?

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
Taylan ÖZBAY
Yazının Yazıldığı Tarih: 
20.12.2011

Fransa ile aramızdaki gerginlik yine had safhada…

1915 olaylarıyla ilgili Ermeni iddialarının reddedilmesini suç sayan yasa teklifin, Fransa Meclisi Genel Kurulu gündemine gelmesine karşı çıkan Türk hükümeti –ve elbette muhalefet- birbiri ardına yapılan açıklamalarla tepkisini ortaya koyuyor.

Başbakan, ‘Sonuçları vahim olur, sorumluluğu da girişim sahiplerine ait olur.’ diyor.

‘Nitekim…’ diyor; ‘Fransa Cumhurbaşkanı Sayın Sarkozy’e bir mektup göndererek bu yöndeki kaygılarımı ilettim. Bu konunun Fransa ve Türkiye arasında kalıcı hasarlara yol açacağını ilettim. Eğer Fransız meclisi tarihle ilgilenmek istiyorsa gitsin Afrika’da yaşananları aydınlığa kavuştursun, Ruanda’yı aydınlığa kavuştursun, Cezayir’i aydınlığa kavuştursun. Eğer ellerinde belge yoksa o belgeleri de kendisine bizler rahatlıkla verebiliriz.’

Hafızası pek iyi olmayan bir toplum olduğumuzdan, sanırım bir hatırlatma yapmanın tam sırası:

Baylar, bayanlar, biz bu filmi daha önce izledik.

Aynı tasarı, Sosyalist Parti eliyle 2006 yılında Fransa Meclisi gündemine gelip 19’a karşı 106 oyla kabul edildiğinde neler olmuştu, gelin bunu soralım…

Artık internette kolayca ulaşabileceğimiz gazete arşivlerini biraz tarayarak o dönem ne tür tepkiler gösterildiğini ve gösterilen tepkilerin bugünkülerle ne derece benzer olduğunu hatırlayalım.

Kendisini arayan Fransa Cumhurbaşkanı Chirac’a, ‘Bu yaklaşımınızı benimsememiz mümkün değildir’ diyen Erdoğan’ı, derhal Fransız mallarına boykot kararının çıkması isteklerini, kamuoyunda oluşan infiali gözümüzün önüne getirelim…

Sonra takvimleri bu kez bir yıl ileri alalım.

Gelsin günlerden 11 Ekim 2007…

Yer Amerikan Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi…

Ermeni soykırımının kabulünü isteyen 106 sayılı tasarı görüşülmekte…

Tasarının kabulü yönünde oy kullananlardan biri olan Brad Sherman isimli komite üyesi söz alarak, tasarının kabul edilmesi halinde Türkiye’de doğacak tepkilerden çekinen üyelere şu cevabı veriyor:

‘Bu tasarıyı kabul edersek Ankara birkaç gün bir şeyler söyleyecektir. Sonra tepkisi azalacaktır. Fransa’ya da kızdılar. Ama şimdi iki ülke arasındaki ticarete bakın. Ticaret hacmi tavan yaptı.’

Eh, yorumsuz ilerlediğimize göre aynı şekilde devam edelim.

Gelin bu kez Dışişleri Bakanlığı’mızın internet sitesine konuk olalım ve ‘Türkiye-Fransa Ticari ve Ekonomik İlişkileri’ başlığıyla sunulan verilere bir göz atalım.

Ne deniyor bakanlık sayfasında?

‘Türkiye-Fransa dış ticaret hacmi 2008 yılında, bugüne kadar kaydedilen en yüksek değer olan 15,6 milyar dolar düzeyine ulaşmıştır.’

Yani ne zaman?

Fransa, o dönem çok sert tepki gösterdiğimiz Ermeni yasa tasarısını kabul ettikten iki yıl sonra.

Daha açık söylemek gerekirse, bugün Başbakan’ın aleyhinde yeri göğü inlettiği yasa tasarısını kabul ettikten iki yıl sonra.

Peki hal böyleyken, ‘Bu tasarıyı kabul edersek Ankara birkaç gün bir şeyler söyleyecektir. Sonra tepkisi azalacaktır. Fransa’ya da kızdılar. Ama şimdi iki ülke arasındaki ticarete bakın. Ticaret hacmi tavan yaptı.’ diyen Amerikan Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi üyesi Brad Sherman’a kızabilir miyiz?...

Adam haksız mı?

(Ha bu arada, Amerika’daki oylamada, 27’ye 21’lik bir oranla kabul edilmiş, Sherman’ın tarafı oylamadan zaferle ayrılmıştı)

Gelin toparlayalım…

Fransa bugün şiddetle karşı çıktığımız bu tasarıyı 2006 yılında da gündemine almış ve kabul etmişti.

Yöneticilerimiz o dönem, kabul edilen bu tasarıya dair çok sert tepki göstermiş, kitle örgütleri, iş adamları, vatandaşlar da bu tepkiye destek vererek Fransız mallarına boykot çağrısında bulunmuştu.

Ama boykottan geçtik, hemen iki yıl sonra Fransa ile ticaret hacmimiz rekor düzeye ulaşmıştı.

Ve hal böyleyken Fransa’nın ardından benzer bir tasarıyı gündemine alan Amerikan Dış İlişkiler Komitesi’ne de bu tavrımızla malzeme olmuştuk. Mr. Sherman’ın dediği gibi, biz bir iki hafta atıp tutar; sonra paranın sıcaklığıyla aramızı yeniden ısıtırdık…

Isıtmıştık da…

Bu nedenle…

Mevcut tartışma ortamının hararetine kendinizi fazla kaptırmamanızı öneririm.

‘Sonuçları ağır olur’ diyen Başbakan’ı dinlerken de, biraz yukarıda yaptığımız hatırlatmaları aklınızdan çıkarmamanızı…

Dedik ya…

Biz bu filmi daha önce gördük…

Taylan ÖZBAY

iletisim@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.