Rant Yönetimleri ve Acil Reform

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
Aylin SAPAZ

   Yerel yönetimlerde yaşadığımız teslimiyet, sahiplenme olgusu ve merkezi yönetim arasındaki görev paylaşımı kargaşasından önce yerel yönetimlerin ne kadar yerel yönettiğinin belirlenmesi gerektiğini savunuyorum.

   Şehirde yaşayan biri olarak anlamını yitirmiş, dönüşmüş muhtarlık biriminin ve yine aynı şekilde belediye meclislerinin bizleri temsil etmediğinin bilincindeyim. Söz sahibi olan halkın şahsi olarak sahip olduğu mülkün dışında, sokaktan başlayarak mahalle ve semtimize sahip çıkmamız, önerileri, sorunları anlatabileceğimiz ve bizi dinleyebilecek bir temsilci seçmemiz gereklidir.

   Mahalle sorumlusu olarak seçtiğimiz muhtar içişleri başkanlığına bağlı bir memur olup mahalleleri denetlemekle hükümlüdür. Sadece iyi hâl kağıdı, ikametgah ilmühaberi verip, sokağımızın sorunlarına çözüm bulmayıp çevre sorunlarıyla ilgilenmiyorsa yerel temsilci statüsüne ulaşamamış demektir. Bu durum bizi belediye meclisinde temsil edenler içinde geçerlidir. Merkezi ve yerel yönetimin işleyişinde ve amacında aksaklıkların birtakım yasalarla düzenlenmesinin çok daha fazla anlam ifade edeceği kanaatindeyim.

   Akıllı ve faydalı bir yönetim: vizyon belirleme, politikaları saptama, bu politikalar dorultusunda planlar, programlar, projeler ortaya koyma ve bunları hayata geçirebilmeyle sağlanır. Fakat kendi çıkarlarını düşünerek rant sağlama amacı olan yönetimler karşısında, halkımız çok farklı konumlara düşmek durumunda kalıyor.

   Belediye başkanlarının derebeyi edasıyla aldıkları sorumluluklar bizlerin dört yılda bir kulladığımız oyla ilgilidir Yönetim zihniyetinin gerçek anlamda değişmesi ve yönetimin özünün akıllı yönetim özelliklerinin sağlanması gerekir. ‘Halklar Yöneticilerden değil, yöneticiler halktan korkmalıdır.’ olan bu bilindik sözü tekrar hatırlatmak isterim.

   Her yerel yönetimin uygulaması gereken proje yönetimi kuralı vardır. Projeyi tasarlamak hedefleri belirlemek bütün bunları tasdik etmek, proje hakkında iyi veya kötü yorumunda bulunmak değildir. Faydalı ve yönetimlerin asıl amacı olan halkın refahını sağlamak için belirlenen hedefi oluşturmak ve hayata geçirilmesi planlanan süreçte yönetimdeki kadronun görevlerini tam anlamıyla yerine getirmesi gereklidir.

   Yerel yönetimlerde hak sahibi olanlar göreve başlarken evrensel olarak kabul edilmiş haklarını, bürokratik oluşumun yapmakla hükümlü olduğu işleri, amaçlarını her defasında anlatırlar fakat her defasında da aksatırlar. Halk zincirinin bir halkası olarak, bekletilerimi belirtme hakkımı şu şekilde sıralayabilirim: Korumalığı, engelli haklarını, öğrenci haklarını kısaca kentli haklarını evrensel haklara dayandırarak tanımlamalarını, sokak, mahalle düzeyinde teslimiyetin olmadığı bir ortamda şehir düzeyinde şehirlerden oluşan bir örgütlenmeyi il düzeyine ülke düzeyine taşıyarak halkın refah ve huzurunu hedef alan görevi olarak sahiplenen yönetici istiyorum…

 

 

Aylin SAPAZ

 

Yorumlar

çok şey istiyoruz

demokrasi yerelde başlar .başbakana ait bu söz kanımca türkiyede geçerli değil.öncelikle bir kaç büyükşehir dışında yerel seçimlerin demokratik olduğunu söyleyemeyiz.çünkü anadoluda o belde de o ilçede o ilde kim güçlüyse o başkan seçilir.anlatırlar 1950 li yıllarda aşiretler bir çocuklarını demokrat partiye bir çocuklarını da CHP ye üye yaparlarmış o dönem kim güçlüyse o belediye başkanı seçilirmiş.bu günde durum farklı değil.yani demokrasiyi sindirmiş bir millet değiliz alışmışız bürokrasiye baskıya .bu gün il özel idaresi anayasamızda yerel yönetim olarak kabul edilir ama başında seçilmiş değil de atanmış biri bulunuyor.anayasamız saçma .gömlek taaa ilk düğmeden yanlış iliklenmiş.bu gün belediye başkanlarımızın bir çoğu kendi görev ve sorumluluğunu bilmiyor,öğreninceye kadar da görev süresi bitiyor.yerel yönetimler yolsuzluğa en açık yapıdır.bence en mantıklısı kimse kimse yi kandırmasın yerelde demokrasi falan yok sadece seçilmesi kesin olan insanlara hukuki bir boyut kazandırmak için oy veriyoruz.en mantıklı yol 1930 lara kadar olan dönem gb belediye başkanları da atanmalıdır.en azından ensesinde devleti hissederde yolsuzluk yapmazlar.işimiz vicdana kaldıysa daha çok refah hizmet bekleriz. napalım siyasi kültürümüz bu

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.