Rauf Denktaş Türk Milletinin İkinci Büyük Lideridir

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
Alper Tekin

Emperyalist güçlere karşı mücadele veren ve onları bozguna uğratarak Türkiye Cumhuriyetimizi kuran Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ten sonra emperyalist güçlere karşı mücadele verip Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni kuran Rauf Denktaş'ı şahsen Türk Milletimizin ikinci büyük lideri olarak görüyorum.

Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları Çanakkale Zaferi ve Kurtuluş Savaşı'nda emperyalist güçleri bozguna uğrattıktan sonra Lozan Antlaşması'yla ülkemizi bağımsızlığa kavuşturmuş ardırdan Cumhuriyeti ilan etmiş ve Türkiye Cumhuriyetini kurmuşlardı. Mustafa Kemal Atatürk ülkemize yenilikler getirip aydınlıkçı devrimlerini uygularken 10 Kasım 1938’de hayata gözlerini yumarak milletimizi gözyaşları içinde yasa boğmuştu. 

Mustafa Kemal Atatürk Türk milletimizin ve ülkemizin ilk ve tek büyük lideridir. Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk vefat ettikten 10 sene sonra 1948’de Kıbrıs Türklerinin düzenlediği ilk mitingde Rauf Denktaş Enosis’e karşı dik bir duruş sergiledi. 1950 yılında Türk Cemaatinin iki önemli ismi Faiz Kaymak ve Dr. Fazıl Küçük önerisiyle Kıbrıs Türk Kurumlar Federasyonu Kongresi'nde başkanlığa seçilerek Kıbrıs Türklerimizin önderi oldu. 

1955 yılında Enosis ve EOKA’ya karşı Kıbrıs Türkleriyle beraber direnen Rauf Denktaş 1958 yılında hükümetteki görevinden istifa etti. Enosis’e karşı mücadele edip direnen fakat dağınık halde olan milis kuvvetlerini tek bir çatı altında toplamak için arkadaşlarıyla beraber Türk Mukavemet Teşkilatı’nı kurdu. 1958 yılında Rauf Denktaş Ankara'ya Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ile görüşme yaparak Kıbrıs’a Türk Askeri gönderilmesini istedi. 1958'de büyük ölçüde artan EOKA saldırıları karşısında Türk Mukavemetinin etkili şekilde görev yapmasını sağladı. 

1960 yılında Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası'nın hazırlanmasında katkılar sunarak çok büyük emeği geçti. Aynı yıl Türk Cemaat Meclisi'yle İcra Komitesi Başkanlığı'na seçildi. 16 Ağustos 1960 tarihinde 650 kişilik Türk Alayı Magosa Limanı'na ayak bastı. 1963 yılında Ankara’daki temaslarını tamamlayıp Kıbrıs’a geçti ve Türk direnişini örgütlemeye başladı. 

1964 yılında Rauf Denktaş Enosis hareketinin önderleri arasında yer alan Makarios tarafından “istenmeyen adam” ilan edilerek Yeşilada'ya girmesi yasaklandı. Herşeye rağmen Rauf Denktaş bu yasağı dinlemedi ve gizlice Erenköy'e çıkarak savaşa katıldı. 1967 yılında Yunanlılarca tutuklanan Rauf Denktaş’ı ülkemiz Türkiye Cumhuriyeti sahiplendi ve yoğun görüşmeler sonucunda ülkemize iade edildi. 1968'de adaya giriş yasağı kaldırıldıktan sonra Kıbrıs'a döndü. 

1970 seçimlerinde Rauf Denktaş Türk Cemaat Meclisi Başkanlığı'na seçildi. 1973'e kadar Kıbrıs Cumhurbaşkanı Muavini ve Kıbrıs Türk Yönetim Başkanı seçildi. EOKA'nın Enosis'i hayata geçirmesi üzerine 1974 yılında Türk ordularımız Atilla Harekâtı olarak bilinen Kıbrıs Barış Harekatını gerçekleştirdi. Bu harekat üzerine Libya Devlet Başkanı Kaddafi ihtiyaç duyulan tüm askerî mühimmatların kullanılabileceğini bildirdi. 

Türk ordumuzun Girne’yi ele geçirmesi üzerine Yunan birlikleri ateşkes ilan etti. 1975'te Kıbrıs Türk Federe Devleti'nin ilanından sonra devlet ve meclis başkanı görevlerini de yürüten Denktaş, anayasa uyarınca 1976'da yapılan ilk genel seçimlerde devlet başkanlığına seçildi. 1983'de self-determinasyon hakkını kullanıp Kıbrıs Türk Federe Devleti Meclisinden geçirerek Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni kurarak Kıbrıs Türklerimizin bağımsızlığını sağladı. 

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurulması, Kıbrıs Rum Cumhuriyeti, Yunanistan’ın ve pek çok devletlerin yanı sıra Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin de tepkisini çekti. 1983'te Rauf Denktaş Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin ilanından sonra Cumhurbaşkanlığına seçildi. 2002'de sunulan ve Annan Planı olarak bilinen Birleşmiş Milletler çözüm planına, “Türk askerini Ada'dan çıkaracağı ve Türkleri azınlık durumuna düşüreceği, devleti ortadan kaldıracağı” savıyla karşı çıkarak “hayır” kampanyası yürüten Rauf Denktaş kampanyada başarılı oldu BM planı hayata geçmedi. 

Denktaş, Annan Planı sürecinde Avrupa Birliği üyeliğiyle yaşanan tartışmalarda, “Türkiye olmadan cennete bile girmem” demişti. 2005'te yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olmayan Denktaş, cumhurbaşkanlığından ayrılmasının ardından çalışmalarını Lefkoşa'daki çalışma ofisinde sürdürdü. 2005 yılında “Ermeni Soykırımı” yalanlarına karşı Türk tezlerini savunmak, dünyaya duyurmak ve ulusal güçler içinde ortak bir enerji üretmek için kurulan Talat Paşa Komitesinin kurucu üyelerindendir. Komite'nin Lozan'da ve Berlin'de düzenlediği protesto mitinglerine katıldı. 

Yazar kimliğiyle de önemli bir şahsiyet olan Rauf Denktaş, 1985'in son aylarından bugüne, Yeni Asya Yayınları arasında çıkan kitapları bulunuyor. Ayrıca Denktaş, çok meraklı bir fotoğrafçı özelliği ile de bilinmekte, fotoğraf makinasını elinden bırakmamaktaydı. Yeniçağ Gazetesi'nde yazılar yazmakta ve ART televizyon kanalında Denktaş'ın Gündemi adlı izlenceyi sunmaktaydı. Denktaş'a çok sayıda üniversiteden fahri doktora unvanı da verildi. 

Son sözlerinde bile “Ey Hristofyas KKTC bağımsız bir Cumhuriyettir!” dedi. Denktaş ömrünü, bütün hayatını “Kıbrıs’taki Türk varlığını korumak” için harcadı. Emperyalist güçlere karşı mücadele veren ve bozguna uğratarak Türkiye Cumhuriyetimizi kuran Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ten sonra emperyalist güçlere karşı mücadele verip Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni kuran Rauf Denktaş'ı şahsen Türk milletimizin ikinci büyük lideri olarak görüyorum.

Elveda Denktaş ışıklar içinde uyu. Hepimizin başı sağ olsun. 

Alper TEKİN

iletisim@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.